BIST 11.174
DOLAR 42,55
EURO 49,62
ALTIN 5.759,49

35 Bin Dolara Çanta mı Aldın? Hayır Kendini Sattın

Paris’te Louis Vuitton çanta 35 bin dolar.
Yani...
Bizim mahallede o fiyata üç daire döşenir.
Ama hanımefendiye sorsan:
“Yatırım yapıyorum.” Bir arkadaş da 7.000 dolarlık tişört giymiş.
Tişört öyle havalı ki, terlemenize bile izin vermiyor.
Kendisi terlemiyor ama beni soğuk soğuk terletiyor. Elimdeki kahve ya tişörte dökülürse…
Yahu kardeşim...
7.000 dolarlık tişörtü niye giyiyorsun?
Al çerçevelet, duvara as.
Üzerine “LÜKS” yaz, altına da not: “Ben sınıf atladım, biriciğim, özelim”
Rolex kolunda diye daha mı dakik oluyorsun?
Rolls-Royce’un var diye trafiğe takılmıyor musun?
Hermès şal taktın diye beynin daha iyi çalışıyor?
Yoo, hayır tabi ki… Ama yine de alıyoruz.
Niye?
Çünkü sistem bize şöyle fısıldıyor.
“Sen değerlisin... ama bu değeri 2 milyon dolara göster.”
Bu ne demek biliyor musunuz?
Kendine olan saygının fiyat etiketine bağlanmasıdır.
İnsanlığın “taksit taksit satılmasıdır”

Şimdi burada bir açık hava tiyatrosu dönüyor.
Oyunun adı: “Statü Satarım, Sen Alırsın”
Rol dağılımı net:
Küresel sistem dayatıyor, zenginler yazıyor, influencer’lar oynuyor, halk alkışlıyor...
Ve sonra kredi kartı taksitleriyle kostüm kiralayıp sahneye çıkılıyor. Aslında kimse çanta almıyor.
Kimse araba almıyor. Saat almıyor.
Herkes "ben kimim?" sorusunun cevabını kasadan geçerek bulmaya çalışıyor.
Banka kartını uzatıyorsun, hoop. Ya da bir deste dolar…
"Artık sen de seçkinlerdensin!"

Yok öyle bir dünya...
Bu lüks tüketim sadece moda değil.
Artık sağlık, eğitim, barınma da lüks oldu.
Bir çocuk doktoruna gitmek için sanki NASA’ya başvuruyoruz.
Eğitim desen...
Okul masrafı Harvard, okulun kahvaltısı bile kesinlikle Buckingham Sarayı. Ama durun, bir umut var.
Bu çarkı gören, tanıyan, sorgulayan insanlar var.
“Lüks”ün ambalajına değil içeriğine bakanlar da var.
Ama “seçkin” olma arzusu ağır basıyor.
35.000 dolarlık çanta yerine, doğudaki öğrencilere, kadınlara hayat sun, yol göster, eğitim imkânı sağla…
Daha anlamlı, daha kalıcı, daha “seni sen yapan” bir yatırım, bir yardım.
Statüyle kavrulmuş bu çağda,
en kıymetli lüks:
Kendin olabilmektir.