28 Şubat ne kadar ''iyi'' olmuştur?
‘’28 Şubat aslında iyi oldu, dindar çevreler kendilerine çeki düzen verdiler, aşırılıklarını törpülediler,’’ söylemi ne kadar doğru ve hakkaniyetlidir acaba?...
Rüyamda mı gördüm ne, bu sabah uyanır uyanmaz Bismillah,
‘’28 Şubat aslında iyi oldu, dindar çevreler kendilerine çeki
düzen verdiler, aşırılıklarını törpülediler,’’ söylemini evirip
çevirmeye başladım zihnimde.
Bu söylemin 28 Şubat mağdurlarından çıkması konuyu daha da
önemli ve ilginç kılıyor benim gözümde.
Şerden hayır çıkaran, iyimser, üstelik doğru ‘’imiş’’ gibi
görünen bir bakış açısı.
Peki gerçekten de öyle mi acaba?...
Bence değil, hem de hiç değil...
Hatta, son derece yanlış ve kötülüğe prim veren üstelik de
hakkaniyetsiz bir düşünce biçimi bu.
…
Kişisel olarak ‘’Olanda hayır vardır’’ sözü genel hayat
felsefemi özetler. Bu hayat felsefesi sayesinde en karanlık
zamanlarda bile aydınlıklara olan inancımı, en önemlisi de umudumu
hiç kaybetmem.
Ve hayat da bana göstermiştir ki ne yaşamışsam yaşayayım, ‘’olan’’ mutlaka olması gerektiği gibidir. Baştan kötü görünen birçok durumun eninde sonunda ‘’daha iyi’’ durumlara döneceğini yaşayarak öğrendim. Onun içindir ki dilimden ve gönlümden düşmeyen en önemli kelime ‘’şükür’’dür.
Ve hayat da bana göstermiştir ki ne yaşamışsam yaşayayım, ‘’olan’’ mutlaka olması gerektiği gibidir. Baştan kötü görünen birçok durumun eninde sonunda ‘’daha iyi’’ durumlara döneceğini yaşayarak öğrendim. Onun içindir ki dilimden ve gönlümden düşmeyen en önemli kelime ‘’şükür’’dür.
Hem bilirsiniz, şükretmenin simyası, hayatı daha kolay ve daha
katlanılır yapar. Travmatik olayları ufalanmadan atlatmayı sağlar.
İnsanı dik tutar. Güç verir. Neşeli kılar. Hiç bitmeyen, sürekli
şarj olan bir yaşam enerjisi ürettirir.
Şükür bilinci içindeyseniz belki kıyısından köşesinden ama
illa ki de umutla tutunursunuz hayata.
…
Ama bu bilinci alıp da şu Şubat soğunda ısınmak için ‘’28
Şubat’’ gibi bir çok hayatın kararmasına neden olmuş ve
toplumsal bir tramvaya dönüşmüş ‘’katı’’ bir dönemi sulandıracak
şekilde kullanırsanız üşümek bir yana donup kalma ihtimaliniz
kuvvetle muhtemeldir.
Bu ifadeyi kullananlar, bunu bir sulandırma operasyonu olarak
değil de objektif duruştan kaynaklanan bir gönül yüceliği ve
kutupları uzlaştırıcı bir iyimserlik olarak görüyorlar
sanırım.
Ama ne yazık ki cehennem ateşine odun taşımaktan başka bir işe
yaramıyor bu iyimserlikleri.
Çünkü karanlığa, zulme ve kötülüğe geçit veriyorlar bu
söylemleriyle.
Üstelik de hem kendilerinin hem de başkalarının (sesini
duyurma olanağı olmayan o sessiz çoğunluğun) yaşadıklarına
haksızlık ederek…
Dindar çevrelerin 28 Şubat’ın iyi yanlarını göstermeye
çalışması bir takım solcuların ‘’12 Eylül darbesi gerekliydi ve
aslında iyi de oldu,’’ demesinden pek de farklı değil
bence.
Bu mantıkla gidilirse her türlü darbeye ve zulüm ortamına hem
mazaret hem de meşrutiyet kazandırılabilir ki öyle de yapılıyor
nitekim…
İlle de 28 Şubat ve diğer ‘’operasyonlardan’’ bir güzellik
çıkarmak istiyorsanız bunu, toplumsal bilincin -her durum ve
koşulda- zulme ve haksızlığa karşı çıkacak seviyeye yükselmesi
ve de her türlü darbeye karşı ‘’sıfır tolerans’’ noktasına
gelinmesi için çaba harcayarak yapabilirsiniz vesselam.
Ancak toplumsal bilincimiz bu kadar yükseldikten sonra
köşenize kurulup ‘’olanda hayır vardır’’
diyebilirsiniz rahat rahat.