BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Bulanık ve hain pusu

DTP’nin kapatılmasının artçı olayları bunlar. Ahmet Türk’e verilen siyaset yasağı da en güzel provokasyon malzemelerinden biriydi.

Muş’un Bulanık ilçesindeki son derece bulanık olaylarla başladı ve süregidiyor uğursuzluklar. 15 Aralık 2009'da DTP'nin kapatılmasını protesto eden grubun gösterisinde iki kişi öldürüldü, on kişi de yaralandı. Yargıtay, Muş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine davayı Karadeniz’in hırçın dalgalarına, Samsun’a nakletti. Ve ardından malum olayları yaşadık… 
 
Samsun ahalisinde yoktu gerçi bir problem. BDP’liler dahi Samsunluların kendilerini çok iyi karşıladığını söylediler. Yumruğu atanın bir Samsunlu olması tüm Samsunluları ve hatta Karadenizlileri zan altında bırakır mı hiç?...
 
Ayrıca şurası da neredeyse kesin ki bu dava hangi ilde olursa olsun benzeri olayları yaşayacaktık. Sadece yumruğu atan ve ardından gelen hain pusuyla şehit olanlar farklı olacaktı. (Yumruklu provokasyonun sebebi olarak Samsun’da özel bir yapılanma olduğunu da iddia ediyorlar. İyi de nerede yok ki …)
 
Sanırım, olaya bu açıdan baktığım için, Ahmet Türk’ün kendisine yapılan saldırı ile polislerin şehit düşrülmesi arasında bir ilişki kurmanın yanlış olduğunu söylemesi oldukça şaşırttı beni. Üstelik hain pusu için ‘’Bu provokasyondur,’’ da diyor Türk.
 
Bu provokasyondu da atılan yumruk neydi peki?
 
İki olay arasında ilişki kurmayacağız da ne yapacağız?...
 
Aslında DTP’nin kapatılmasının artçı olayları bunlar. O partinin sırf bugünler için kapatıldığını düşünüyorum. Ahmet Türk’e verilen siyaset yasağı da en güzel provokasyon malzemelerinden biriydi zaten. Ama neyse ki bu oyuna gelmedi Türk. Oyuna gelseydi ve kışkırtsaydı kendi kitlesini, yaygın sokak çatışmaları yaşamamız işten bile değildi.
 
Bütün bunların farkında olan deneyimli siyasetçinin ‘’yumruk ve pusu arasında ilişki kurulmasın’’ demesini de işte bu yüzden anlayamıyorum.
 
Doğrusu ben, sadece bu iki olayın değil, öncesi ve sonrasındaki tüm olayların da birbiriyle ilintili olduğunu düşünüyorum.
 
Mesela o yumruğu atanın da hain pusuyu kuranların da PKK güdümlü olması şaşırtmaz beni. JİTEM gibi bir yapının marifetiyse de şaşırtmaz.
 
Çünkü bunların hepsinin bir olduğu ve aynı amaca hizmet ettiği kanısındayım. Bu kanıya varmak için de eylemlerin kimler tarafından yapıldığından çok, sonuçlarına ve etkilerine bakmak yeterli.
 
Nasıl ki Ahmet Türk’e atılan yumruk tüm Türkiye halkına atıldıysa Ladik’teki polislerimizi şehit eden hain pusu da hepimize kurulmuştur. Bütün provokatif eylemlerde olduğu gibi.
 
Bu durumda, duyguları kışkırtan konuşmalar yapmak, yazılar yazmak ve insanların içindeki öfkenin taşmasına sebep olmak en kolayı.
 
Oysa ki hepimizin tam da bu zamanlarda tek yürek, tek ses olup ‘’inadına demokrasi, inadına birlik ve beraberlik’’ dememiz; duyguları galeyana getiren ve yangına körükle giden hiçbir söyleme prim vermememiz gerekiyor.