BIST 10.471
DOLAR 32,82
EURO 35,20
ALTIN 2.444,77
HABER /  GÜNCEL

28 Ağustos İngiltere Basın Özeti

İngiltere'de gazeteler bugün bir kez daha Suriye'ye yapılacak olası bir füze saldırısını oldukça kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Gazetelerde yazılan analizler böyle bir saldırının olası etkilerine dikkat çekiyor.

Abone ol

İngiltere'de gazeteler bugün bir kez daha Suriye'ye yapılacak olası bir füze saldırısını oldukça kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Times gazetesi "Batı füze saldırısına hazır" manşeti altında Suriye'ye müdahale tezkeresinin görüşülmesi için İngiltere'de tatilde olan parlamentonun oturuma çağrıldığını yazıyor.

Gazete, Suriye'ye müdahale edilmesini destekleyen Cameron'ın, kimyasal silahların kabul edilemez kullanılışına İngiltere'nin seyirci kalmayacağını söylediğini aktarıyor.

Times'da basılan haber, Amerika'nın kimyasal silah kullanan tarafın Esad hükümeti olduğuna dair kanıt göndereceğini, ama bunun oturumdan önce İngiltere'ye ulaşmama ihtimali olduğunu yazıyor.

Gazetenin haberine göre İşçi Partisi lideri Ed Miliband, plana şartlı destek verirken, partinin üst düzey isimlerinden Diane Abbott plana karşı çıkıyor.

'Demokratik ülkelerin değerlerine sahip çıkma vakti'

Telegraph gazetesine makale yazan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, "Suriye'de kimyasal silah kullanılması, göz yumulamayacak bir ahlaki ayıptır." diyor.

Hague makalesinde geçmişte kimyasal silahların kullanıldığı durumları hatırlatıp bunların neden yasaklandığını da anlatıp "kimyasal silah yasağının delinmesine izin vermemeliyiz." diyor.

Bakana göre "Suriye'de kimyasal silah kullanılması uluslararası insani kanunların ihlali." İngiltere'de parlamentonun askeri müdahale tezkeresini görüşeceğini hatırlatan Hague, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de "bu gelişmeleri kınaması gerektiğini" yazıyor.

Konsey'de bu konu hakkında görüş birliği olmadığını hatırlatan Hague ayrıca, "diplomatik felcin bu suçları işleyenlere kalkan oluşturmasına izin veremeyiz." diyor.

'Suriye'de olan Suriye'de kalmayacak'

Times için bir makale kaleme alan Daniel Finkelstein, "Suriye'de olan Suriye'de kalmayacak" başlığı altında "Müdahale etmenin bedeli yüksek. Bir şey yapmamanınki de." diyor.

Finkelstein'a göre "Esad'ın Obama'nın kırmızı çizgisini sonuçsuz geçmesine izin verilmesi durumunda Amerika başka kötülüklere yeşil ışık yakmış oluyor."

Finkelstein, bazı siyasetçilerin tezkereye destek vermeyişlerini "sonuçların ne olacağını bilinmemesine" bağladıklarını söylüyor ve "haklılar" diyor.

Ama yazara göre siyasetçiler zaten aldıkları kararların nasıl sonuçlanacağını bilmediklerinden harekete geçme riskiyle bir şey yapmama riskini tarttıklarını anlatıyor.

'Eski İngiliz kuvvet komutanları saldırıya muhalefetlerini seslendiriyor'

Guardian gazetesi, İngiliz ordusunun eski kuvvet komutanlarından bazılarının Suriye'ye saldırılması fikrine karşı çıktıklarını açıkladıklarını yazıyor.

Guardian'da yayınlanan haber, eski İngiliz Genelkurmay Başkanı Lord Dannatt'ın ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Lord West'in saldırıların beklenmedik sonuçları olabileceğinden endişelendiklerini okuyucularıyla paylaşıyor.

Guardian, Lord Dannatt'ın ayrıca kimyasal silah kullanılmasının ahlaki boyutları göz önünde bulundurulsa da "bunun, uluslararası topluma başka bir ülkenin iç işlerine karışma davetiyesi oluşturmayacağını" söylediğini aktarıyor.

Gazetenin haberine göre geçmişte İngiltere'nin Suriye büyükelçisi olan Andrew Green, Rusya ve Çin'in Esad'a baskı uygulamasını isterken, eski savunma bakanı Lord King de sorunun çözümünün "askeri seçeneklerde aranmaması gerektiğini" söyledi.

Independent: 'Blair'in vârisi'

Independent gazetesi, David Cameron'ın Suriye politikasını Tony Blair'in Irak politikasına benzetiyor.

İngiltere'nin Birleşmiş Milletler'in yetki vermesini beklemeyeceğine dair bir işaret bulunmadığını hatırlatan Independent, Tony Blair'in de BM'den önerge geçiremediğini yazıyor.

Blair'in aksine Cameron'ın Orta Doğu'daki savaşlara çakılmak istemediğini söylüyor Independent. Gazete, her iki durumda da liderlerin kendi partisinin tümüyle arkalarında olmadığını yazıyor.

'ABD el Kaide'nin köşesinde savaşıyor'

Independent için bir makale kaleme alan Robert Fisk, Barack Obama'nın Suriye hükümetine saldırması durumunda Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihinde ilk defa El Kaide'yle aynı saflarda savaşacağını yazıyor.

"11 Eylül'de binlerce kişiyi öldürenler, 11 Eylül'de binlerce masum insanı ölen ülkenin yanında savaşacaklar" diyen Fisk, bunun ne Beyaz Saray, ne de Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından açıklıkla dile getirileceğini belirtiyor.

El Kaide'nin ve El Nusra Cephesi'nin Beşar Esad'ı devirmek için savaştığını hatırlatan Fisk, "belki Amerikalılar El Kaide'den istihbarat yardımı almalı diyor."

Yazar, David Cameron'ın "Amerikalılar ne yaparsa yapsın alkış tutacağını" ve böylece Londra'daki bombalamaları gerçekleştirenlerle müttefik olacağını yazıyor.

FT: 'Esad'ın savaşı Türk mallarının İsrail üzerinden taşınmasını arttırdı'

Financial Times gazetesi, Suriye'deki savaştan dolayı Ürdün'e gidecek Türk mallarının artık Suriye değil, İsrail üzerinden taşındığını yazıyor.

Bu rotanın öneminin artmasını İsrail ve Türkiye arasında 'filizlenen ekonomik bağlara' bağlayan gazete, yine de ikili ilişkilerde garez kaldığını yazıyor.

Geçen sene Kasım ayından beri açık olan rotadan 2 bin Türk tırının geçtiğini aktarıyor Financial Times. Gazetenin haberine göre İsrail'in Hayfa limanına feribotla gelen kamyonlar buradan Ürdün'e geçiyor.

Gazete, İsrailli yetkililerin geçmişte bu rotayı Türk kamyonlarının kullanması hakkında sessiz kaldığını ama son zamanlarda bunun "Orta Doğu'ya mal ulaştırmak için güvenli bir rota" olarak reklamını bile yaptığını okuyucularıyla paylaşıyor.

Financial Times'ın konuştuğu bir İsrailli yetkili şunları diyor: "Keşifler ihtiyaçtan doğar. Türkiye hükümeti İsrail'e bayılmıyor ama ticarete gelince İsrail bundan yararlanıyor. Ürdünlüler de istediklerini alıyor - herkes kazançlı çıkıyor."