BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

26 Şubat 2012 Basın Özeti

Sun on Sunday, İnglitere'nin İran'la 1,5 - 2 yıl içinde başlayabilecek bir savaşa hazırlandığını yazıyor. Observer'da Esad rejimine karşı çıkan Suudi Arabistan'ın 'demokrasi' çelişkisi değerlendirmesi ve İngiltere'de sağlık reformuna doktor tepkisi.

Abone ol

Yayın hayatına bugün başlayan Sun on Sunday gazetesi, İngiltere ordusunun İran'la olası bir savaşa karşı hazırlıklar yaptığını duyuruyor.

Gazetenin, üst düzey yetkililere dayandırdığı özel haberinde, artık İran'la savaşa girilip girilmeyeceğinin değil, savaşın ne zaman olacağının tartışıldığı belirtiliyor.

Habere göre, İngiltere 18 ila 24 ay arasında başlayacağı tahmin edilen savaşa hazırlık için Basra Körfezi'ndeki askeri varlığını da artırıyor.

İran'la iki yıl içinde savaş tahmini

İngiltere bir süreden beri körfeze yaptığı yığınak sonucunda bugün bölgedeki savaş gemisi sayısını yediye çıkarmış durumda.

Olası bir savaş durumunda ise Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) bir tabur İngiliz askeri hava yoluyla sevk edilecek; Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları Katar, Umman, Bahreyn ve BAE'deki üstlerde konuşlanacak.

Çatışmalara nükleer deniz altılar ve ihtiyaç olması halinde takviye İngiliz piyade birlikleri de katılacak.

Suriye konusunda bir değerlendirme yayımlayan Observer gazetesi ise, ülkedeki çatışmalarını gittikçe daha tehlikeli bir hale geldiğini ve şiddetin tırmanması için Vladimir Putin'in müdahalesinin gerektiğini yazıyor.

Suudi Arabistan ve Katar'ın demokrasi çelişkisi

Suriye söz konusu olduğunda Batılı devletlerin dış politikada etkisiz kalmasının, birçok gücü askeri müdahaleden kaçınmaya çalışmak ile bir şeyler yapıyormuş gibi görünme arasında sıkıştırdığını belirten gazete özetle şöyle devam ediyor:

"Kendisi, pek insan hakları, özgürlük ve eşitliğin ülkesi olarak anılmayan ve Bahreyn hükümetinin muhalefeti bastırması için tanklarını gönderen Suudi Arabistan, Suriyeli isyancıların silahlandırılması fikrini, mükemmel bir fikir olarak nitelemişti. Suudilerin çıkarı, Humus'ta kuşatma altındakilerin kaderiyle bağlantılı değil.

"Onlar, Suriye'de yükselmekte olan çatışmalı ortamı, İran'ın bölgedeki iktidarını zayıflatmanın bir yolu olarak görüyor. Suudi Arabistan'ın bu çatışmaya, yalnızca muhaliflere silah sağlanması şeklinde dahi olsa müdahil olması, bölgede bir Sünni-Şii çatışmasının zeminini oluşturabilir."

Batı'nın 'tepkisel' dış politikası

Gazete Suriye'deki çatışmalar konusunda aktif rol oynamak isteyen Katar'ın ise Libya'da isyancıları silahlandırarak, ülkede bugün yaşanan kaosun oluşmasına büyük katkı sağladığını belirtip şöyle devam ediyor.

"Katar Arap Baharı'nın ardından taşların yeniden dizildiği bölgede nüfuzunu artırmak istiyor. Konuyla ilgili doğrudan çıkarı olan son bölgesel güç olarak Türkiye ise, Suriye'deki çatışmanın her iki tarafına da silah ambargosu uygulanmasını istiyor."

Gazeteye göre bölgesel güçlerin bu tutumları karşısında aralarında İngiltere’nin de bulunduğu Batılı devletler ise daha çok "tepkisel" bir dış politika izliyor.

Suriye karşıtı siyaset 'felç'

Suriye konusunda bir başka değerlendirme de Independent On Sunday'den.

Gazetenin yazarı Paul Vallely, Batı'nın Suriye karşısında eyleme geçememesinin, ululslararası baskıyı felç ettiğini yazıyor.

Vallely Libya'ya müdahale eden Batılı ülkelerin, Suriye'ye neden müdahale edilemediği konusunu ikna edici bir şekilde cevaplayamadığını belirtip şöyle devam ediyor: İki ülke arasındaki farklardan ilki Suriye'nin Libya'daki gibi bir petrol zenginliğine sahip olmaması; ikincisi ise Suriye yönetiminin bölgesel ve ulusal olarak daha karmaşık ve kritik bir ilişkiler ağının ortasında olması.

Independent on Sunday yazarı, Afganistan'da Sovyetler Birliği'ne karşı savaşan mücahitlere silah yardımı yaptıktan sonra, mücahitlerin Amerikan karşıtı Taliban'a dönüşmesini izleyen Amerika Birleşik Devletleri'nin, Suriye'deki isyancıları silahlandırma konusunda temkinli davrandığını da belirtiyor.

İngiltere'de sağlık reformuna doktor tepkisi

İngiliz pazar gazetelerinde öne çıkan diğer bir konu ise İngiltere'deki sağlık sisteminde hükümetin yapmak istediği reformlar.

Sunday Mirror gazetesi, doktorların, reformlara karşı kampanya için harekete geçmeye hazırlandıklarını duyuruyor.

Ulusal Sağlık Sistemi'ni (NHS) İngiltere'nin en değerli kuruluşu olarak niteleyen gazete, iktidardaki muhafazakâr-liberal koalisyonun yürürlüğe koymak istediği reformların, sistemi geri dönülemeyecek bir şekilde baltalayacağını savunuyor.

Başbakan David Cameron'ın gündeme getirdiği reformlar kamu eliyle yürütülen sağlık sektöründe özel firmaların sahip olduğu ağırlığı artırmayı hedefliyor.

Gazete, İşçi Partisi Ed Miliband'in de, NHS reformları konusunda doktorlara arka çıktığını, Liberal Partiyi, Muhafazakâr Parti'nin önerilerine karşı çıkmaya çalıştığını duyuruyor.

Mail on Sunday ise, sağlık sisteminde reform fikrinin İşçi Partisi iktidarı döneminden beri gündemde olduğunu, değişikliklerin, sistemde rekabeti artırarak, verimliliği artıracağını savunuyor._