BIST 9.525
DOLAR 32,53
EURO 34,77
ALTIN 2.491,29
HABER /  GÜNCEL

22 Şubat 2013 Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde İmralı sürecine ilişkin beklentiler, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği ve yeni Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin önceliği.

Abone ol

Financial Times gazetesi, PKK'nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan'la görüşmeye gidecek heyetle ilgili çıkmazın aşılmasının, kapsamlı müzakerelere başlanması umutlarını artırdığını belirtiyor.

Süreçle ilgili olarak Türk kamuoyunun ciddi çekinceleri olduğu vurgulanan haberde şöyle deniyor:

"Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'Bu ziyaret sürecin devam ettiğini gösteriyor. Sonuçtan umutluyuz' diyor. Ama birçok yorumcu sorunun uzun yıllardır devam etmesi ve Erdoğan'ın kendisine daha geniş yetkiler verecek yeni bir anayasa kapsamında bir anlaşmaya varmak istemesi nedeniyle görüşme sürecinin zorlu olacağını söylüyor.”

“ Bu hafta yayımlanan bir anket bu engellere işaret ediyor. Ankete katılanların yüzde 50'si Türkiye'nin terör sorununun askeri güçle çözülmesi gerektiğini söyledi. Yüzde 55'lik bir kesim görüşmelere karşı çıktı. Bununla birlikte Kadir Has Üniversitesi'nden Soli Özel, Erdoğan'ın bir anlaşmaya varma motivasyonu olduğunu, zira diğer yöntemlerin özellikle de güç kullanımının sonuç vermediğini söylüyor.

‘Avrupa’yla Türkiye arasındaki buzlar çözülüyor’

İngiliz Economist dergisi, Fransa'nın üyelik müzakerelerinde bir başlığın açılmasına itirazını kaldırmasıyla Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki buzların çözülmeye başladığını yazıyor.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Fransa, eski Başkan Nicolas Sarkozy döneminde üyelik için tamamlanması gereken 35 başlıktan beşinin açılmasını bloke etmişti. Şimdi Fransa, bölgesel yardımlarla ilgili bir başlığın açılmasına vetosunu kaldırdı. Kıbrıs'ta Nikos Anastasiades başkanlık yarışında önde gidiyor. Anastasiades, 2004'te Türklerin kabul edip Rumların reddettiği birleşme planını desteklemişti. Nikos Anastasiades, Kıbrıs görüşmelerine ivme kazandırabilir ve bunun sonucunda Kıbrıs bazı başlıklara kendi itirazını kaldırabilir."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Hiçbir güç bizi Avrupa Birliği'nden ayırmaz dediğini aktaran dergi öte yandan Başbakan Erdoğan'ın Şangay beşlisine katılmaktan söz ettiğini belirterek şöyle devam ediyor:

"Bu rahatsızlık anlaşılabilir. 2005'te görüşmelerin başlamasından bu yana Türkiye'de AB üyeliğine kamuoyu desteği yüzde 70'lerden yüzde 33'e düştü. Erdoğan'ın iktidarı döneminde Türkiye dünyanın 17'nci ekonomisi oldu. Avrupa uzmanı Cengiz Aktar, "Avrupa'nın Türkiye'nin yoksul bir ülke olduğu bahanesi saçma' diyor. 10 yıllık AK Parti iktidarı Türkiye'yi daha demokratik yaptı. Darbe planladıkları iddiasıyla çok sayıda general hapiste. Ancak Erdoğan karşıtları muhalefetin zayıflığı karşısında AK Parti'nin kibirli ve baskıcı hale geldiğini söylüyor. New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre Türkiye gazetecileri hapse atmada dünya lideri. Muhalifler muğlak terörle mücadele yasalarıyla cezaevine gönderiliyor. Egemen Bağış'ın 'Türkiye'nin mükemmel olduğunu söylemiyorum ama dünün Türkiye'sinden daha iyi' sözleri birçok kişiyi tatmin etmeyecek."

Türkiye'nin dışarıda gücünü artırdığını, son 10 yılda dış yardımın 27'ye katlandığını belirten Economist'e göre geçen hafta Suriye sınırında patlayan bomba Türkiye'nin isyancıları desteklemekle karşı karşıya olduğu riskleri gösteriyor. Yazı şöyle noktalanıyor:

"Avrupa'yla buzların çözülmesi daha iyi bir zamana denk gelemezdi. Erdoğan hapisteki Kürt lider Öcalan’la görüşmeleri yeniden başlattı. Avrupa Birliği üyeliğinin cazibesi Türkleri ve Kürtleri bir anlaşmaya taşıyabilir. Kürtler daha fazla bölgesel özerkliğin yeni anayasaya girmesi gerektiğinde ısrar ediyor. Cengiz Aktar, Avrupa Birliği'nin vetoyu kaldırdığı bölgesel yardım başlığının bununla çok uyumlu olacağını söylüyor."

‘Kerry’nin önceliği Suriye olmalı’

Independent gazetesi başyazısında Pazartesi dokuz ülkeyi kapsayacak Avrupa ve Orta Doğu gezisi kapsamında Londra'ya gelecek olan yeni Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin önceliğinin Suriye olması gerektiğini belirtiyor.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Bugünlerde Amerikan dış politikası Beyaz Saray'da şekillendiriliyor. Kerry de selefi Hillary Clinton'ın yaptığı gibi kararları almakla değil, alınan kararları kabul ettirmekle görevlendirilebilir. Ama Kerry'nin konu seçimi askeri güç yerine yumuşak gücün kullanılması eğilimini yansıtıyor. Bir Vietnam gazisi olarak Kerry savaşın dehşetine yakından tanık oldu. Obama gibi, Amerika'yı Suriye yangınından uzak tutmak isteyecektir. John Kerry bölge ziyaretlerinde Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Suriye muhalefeti ve bazı Arap liderlerle görüşecek. Şimdi zayıf da olsa çözüm bazı çözüm umutları var. Bunlar boşa çıkarsa, Amerikan Başkanı Obama ve yeni dışişleri bakanı isyancıları silahlandırıp silahlandırmamaya karar verecek.