BIST 10.083
DOLAR 32,46
EURO 34,89
ALTIN 2.433,79
HABER /  GÜNCEL

21 Kasım 2011 Basın özeti

İngiltere basınında bu sabah: Tahrir Meydanı'nda şiddet, Seyfülislam Kaddafi ve hükümet pazarlıkları, Avrupa bonosu yeniden gündemde, ufukta iklim anlaşması yok mu? , biber gazı ve ABD.

Abone ol

Guardian ve Financial Times 'Şiddet Tahrir Meydanı'na geri döndü.' diyor.

İngiltere gazetelerinin ilk sayfalarında Mısır'da ordunun sivil yönetimi devretmesi talebiyle yapılan protestolara ilişkin haberler göze çarpıyor.

Guardian muhalefet liderinin ordu ve polisin aşırı güç kullanımını "toplu kıyım sınırında" diye nitelediğini aktarıyor.

Guardian, Mısır'da devrimin dün gece ordunun, cunta karşıtı binlerce protestocuya saldırmasıyla tehlikeli bir aşamaya geldiğini yazıyor.

Guardian'a göre bu durum "beklenen parlamento seçimlerini tehlikeye soktu."

Bir çok parti ve bağımsız aday, olaylar üzerine seçim kampanyalarını askıya aldıklarını açıkladı.

Seyfülislam Kaddafi ve hükümet pazarlığı

Times gazetesi, Libya'da öldürülen devrik lider Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam'ın yakalanması sonrası Libyalı güçler arasında pazarlıkların sürdüğünü aktarıyor ilk sayfasından.

Times'a göre Seyfülislam Kaddafi, yeni hükümette yer edinmek isteyen rakip milis güçler arasında pazarlık kozuna dönüştü.

Gazete Zintan'daki milislerin Kaddafi karşılığında, bu hafta içinde açıklanması beklenen yeni hükümette Savunma Bakanlığı'nın kendilerine verilmesi için pazarlık yaptıkları yolunda haberler bulunduğunu belirtiyor.

Independent gazetesi de Seyfülislam Kaddafi ve ardından istihbarat şefi Abdullah Senussi'nin tutuklanmasıyla, Libya'da Kaddafi rejiminin savaş suçları nedeniyle aranan son iki önemli üyesinin ele geçirilmiş olduğunu belirtiyor.

Gazete, insan hakları örgütlerinin Kaddafi ve Senussi'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edilmeleri yolundaki çağrılarını aktarıyor.

Ancak Independent'a göre ikilinin yargılanmak üzere yurtdışına gönderilmeleri pek olası görünmüyor.

Suriye'de Baas partisine saldırı

Guardian Suriye'de isyancı güçlerin, iktidardaki Baas partisi bürolarını hedef alarak iktidara yönelik en cesur saldırıyı başlattıklarını yazıyor. Saldırının sorumluluğunu Özgür Suriye Ordusu üstlendi.

Gazete, el bombalarının fazla zarar vermiş olmasa da Esad rejimine sembolik bir darbe niteliği taşıdığını belirtiyor.

Guardian, "bu saldırının, hükümet güçlerine karşı yeni bir taktik geliştirebildiklerinin göstergesi de olabileceğini" belirtiyor.

Guardian, Suriye'deki sivilleri korumak amacıyla Libya'dakine benzer bir askeri operasyon düzenlenmesi konusunda uluslararası fikir birliği oluşmadığını Rusya ve Çin'in yeni bir NATO operasyonuna hararetle karşı çıktıklarını belirtiyor.

Ancak Guardian’a göre "Türkiye'den komşusuyla giderek daha mücadeleci bir yaklaşıma yöneldiğine dair işaretler alınıyor."

Guardian, "Türkiye'de Cumartesi günü gazetelerde Ankara'nın, durum kötüleştiği takdirde sivilleri korumak için uçuşa yasak bölge ilan etmeye yönelik planlar yaptığını yazdı" derken Özgür Suriye Ordusu'nun halihazırda Türkiye'de konuşlandığını vurguluyor.

'Avrupa bonosu gündemde'

Financial Times'ın ilk sayfasında dikkat çeken bir diğer haber AB'de borçlara çözüm önerisi olarak "Avrupa bonosu"nun gündeme getirilmesi.

"Avrupa bonosu", Euro bölgesine üye 17 ülkenin ortak devlet bonoları yoluyla birbirlerinin borçlarının garantörü olması anlamına geliyor.

Ortak bono fikri, daha önce de gündeme gelmiş ancak kabul görmemişti.

Avrupa Komisyonu'nun Çarşamba günü açıklayacağı ancak Financial Times'ın ele geçirdiği bir araştırma sonucuna göre ortaklaşa desteklenen "istikrar fonlarının" oluşturulması, Euro bölgesinin tüm üyelerinin finansal ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlayabilir.

Ancak raporda Avrupa Birliği anlaşmalarında kapsamlı değişiklikler gerekeceğinden, böyle bir adımın uygulanabilmesinin de uzun yıllar alacağı kabul ediliyor.

Financial Times, kimi önde gelen Avrupalı yetkililerin bu tür bir bonoya şiddetle karşı çıkan Almanya'nın, devlet harcamalarına ilişkin yeni sıkı kurallar belirlenerek ikna edilebileceği görüşünde olduğunu belirtiyor.

Biber gazı ve ABD

Daily Telegraph gazetesi Wall Street'i işgal hareketine destek için California Üniversitesi'nde barışçı bir oturma eylemine katılan öğrencilere polisin biber gazı sıkmasına Amerika'daki tepkinin giderek arttığını yazıyor.

Eylemcilere gaz sıkan memurun görüntüleri internette yer almıştı.

Daily Telegraph, Amerikan Başkanı Obama'nın altında umut yazan kampanya afişlerini hazırlayan Shepard Fairey'nin bu kez Obama'nın yerine işgal eylemlerinin simgesi haline gelen Guy Fawkes maskesi koyarak yeni bir afiş hazırladığını belirtiyor.

Afişte, umut kelimesi yerinde "Sayın başkan, bizim tarafımızda olduğunuzu umuyoruz" yazıyor.

Ufukta iklim anlaşması yok mu?

2020'ye dek küresel bir iklim anlaşma sağlama hedefinden vaz mı geçiliyor?

Guardian gazetesi ilk sayfadan yer verdiği haberde dünyanın en zengin ülkelerinin hükümetlerinin, iklim değişikliğine karşı önümüzdeki on yıl içinde uygulanabilecek, yeni bir küresel anlaşma imzalama planlarından vazgeçtiklerini yazıyor. Guardian bunun, küresel ısınma yoluyla çevre üzerinde yıkıcı sonuçları olabileceği yorumunu yapıyor.

Gazetenin çevre muhabiri Fiona Harvey, gelecek hafta Güney Afrika'nın Durban kentinde başlayacak iklim zirvesi öncesi, dünyanın önde gelen ülkelerinin 2016'dan önce herhangi bir iklim anlaşması beklemediklerini gizli olarak itiraf ettiklerini belirtiyor.

Dünya hükümetleri, 2009'daki Kopenhag iklim zirvesinin karmaşayla sonuçlanması üzerine 2012'ye dek yeni bir anlaşma imzalanacağını vaat etmişti.

Guardian, sera etkisine yol açan gazların azaltılması konusunda, uluslararası düzeyde tek bağlayıcılığa sahip anlaşma olan Kyoto Protokolü'nün süresi bu tarihte dolacağından, 2012'nin kritik önem taşıdığına dikkat çekiyor.

Guardian'ın aktardığına göre İngiltere, Avrupa Birliği, Japonya, ABD ve diğer zengin ülkeler bir anlaşmadan vazgeçmeyi tercih etme konusunda uzlaştı, Birleşmiş Milletler de bu durumu kabullenmiş görünüyor. Guardian, kalkınmakta olan ülkelerin bu duruma öfkelendiğini belirtiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın baş ekonomisti Fatih Birol'la görüşen Guardian, Birol'un "2017'de uygulamaya konacak uluslararası bir anlaşmaz sağlayamazsak, küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında tutma kapısı sonsuza dek kapanır" dediğini aktarıyor.

Bu artış oranı, iklim değişikliğinin etkilerinin geri dönüşü olmayan bir noktaya taşınması anlamını taşıyor.

Önde gelen iktisatçıların, İngiltere Maliye Bakanı George Osborne'a uyarıları Financial Times'ın ilk sayfasında yer buluyor.

İktisatçılar hükümete göçmenliği kısıtlamaya yönelik planları yeniden ele almaları yolunda bastırıyor ve böyle bir kesintinin İngiltere'de rekabete ve büyümeye zarar vereceği uyarısında bulunuyor.