BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

2 bin internet kafeye mühür

Bakanın ‘suçlu üretim merkezlerine dönüştü’ diye eleştirdiği internet kafelere sıkı denetim başladı.

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı’nın ‘suçlu üretim merkezlerine dönüştü’ diye eleştirdiği internet kafelere sıkı denetim başladı. Belediyeler 2 bin kafeyi mühürledi, bir o kadarı da yolda.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Uyuşturucu bile satılıyor” uyarıları üzerine harekete geçen yetkililer, internet kafeleri sıkı takibe aldı. 2005’in Ocak ayından itibaren sorumluluğu belediyelere devredilen söz konusu işyerlerine ayda en az 4 baskın yapılıyor. Ruhsatsız kafeler hemen kapatılırken, 12 yaşın altında çocuk bulundurduğu tespit edilen, pornografik içerikli sitelere karşı filtre programı kullanmayan ve sigara içilmesine izin veren kafelerin 30 güne kadar faaliyetlerine son veriliyor. Uyarıları dikkate almayan da kapatılıyor. İstanbul’da aralıksız devam eden denetimler sonucunda her mahallede en az 6 internet kafeye, belirtilen sebeplerden dolayı kilit vuruldu. Türkiye genelinde ise ruhsatsız iki bin kafe mühürlendi. Yaklaşık 4 bin işyerinin ruhsatsız çalıştığını belirten İnternet Evleri Derneği Başkanı Yusuf Andıç, yerel yönetimlerin bu konuda kararlı ve titiz bir çalışma sergilediğinin altını çiziyor. İstanbul Bahçelievler Belediyesi Başkan Yardımcısı Hikmet Tekiroğlu, üç hafta içinde 150 kafeye kapatma cezası verildiğini kaydediyor. Pendik’te 20 internet kafe ruhsatsız olduğu için kapatılırken, yirmisine de küçük yaşta çocuk bulundurdukları için para cezası verildi. Beykoz, Maltepe ve Bağcılar belediyeleri de internet kafelere yönelik denetimlerini artırdı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in “İnternet kafeler suçlu üretim mekanları haline geldi, buralara neşter vuracağız.” şeklindeki açıklamalarının ardından gözler 11 bin 243’ü resmi, toplam 15 bin işyerine çevrildi.

12 yıl önce İstanbul’da açılan ilk internet kafenin ardından sadece büyük kentlerde değil, Anadolu’da her ilde bu mekanlarda patlama yaşandı. Ancak, teknolojinin sağladığı büyük kolaylıkların yanı sıra denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanmaya başladı. İnternette sohbet (chat) sebebiyle dağılan aile haberleri gazetelerde yer alırken, son dönemde okullarda yaşanan şiddetin kaynaklarından biri olarak da ‘sanal ortam’ gösteriliyor. Örneğin, mart ayında Yalova’da bir internet kafede chat yapan iki genç, önce birbirlerine laf atmaya, ardından küfürleşmeye başladı. Kısa sürede alevlenen tartışmada Yalova Anadolu Öğretmen Lisesi 2. sınıf öğrencisi M.Y. çakı ile Şehit Osman Altınkuyu Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi S.Ö.’yü (17) bacağından yaraladı. Bir başka şiddet olayı da İstanbul’da meydana geldi. Chatte tartıştığı iki lise öğrencisi kızı yaralayan S.A.P’nin sık sık internet kafeye takıldığı belirlendi. Olayların artması üzerine Milli Eğitim Bakanı Çelik geçen ay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı’nın işbirliği ile internet kafeler üzerine yoğunlaşacaklarını açıkladı. Çocuklara alternatif eğlence mekânı sunacaklarını belirten Çelik “Bilgi Teknolojileri Sınıflarını 24 saat açık tutmayı planlıyoruz. Çocuklara güvenlik süzgecinden geçmiş internet imkanı sunacağız. Bu nimetten çocukların en iyi şekilde yararlanması temel hedefimizdir.” açıklamasını yaptı.

Binaların bodrum katında olmaması şartıyla açılmasına izin verilen internet kafelerin denetimlerine doktor, avukat ve bilgisayar mühendisinden oluşan ekiplerle gidiliyor. Yaş sınırına dikkat etmeyen, mesul müdür bulunmayan ve pornografi içerikli sitelere giriş izni veren yerlere 3 ile 30 gün, ayrıca 500-1.500 YTL arasında kapatma cezası veriliyor. Özellikle okul çevresindeki kafelerde hassas davranılıyor. Yetkililer, ruhsatsız olduğu belirlenen ancak işyerini kapatmakta direnenlerle karşılaşınca polisten destek istiyor. İnternet kafeler, yönetmeliğe göre ‘eğitim amaçlı’ ve ‘oyun amaçlı’ olarak ayrılıyor. Yüzde 70’i eğitim amaçlı yetki belgesine sahip işyerlerinin birçoğunun oyun salonu olarak kullanıldığına dikkat çeken İnternet Evleri Derneği Başkanı Andıç, yapılan ciddi çalışmalar neticesinde gerçek rakamların ortaya çıkacağını işaret ediyor. Eğitim amaçlı internet kafelerde yaş sınırı 12. Ancak oyun salonlarına 18 yaşından küçüklerin alınması yasak. 18 yaşından küçükler yasal olmadığı halde veli izin kağıdı alarak girebiliyor. Dernek Başkanı Yusuf Andıç, internetin faydalarının anlatıldığı bir dönemde çocukların bilgisayardan uzak kalmasını doğru bulmadığını, ancak bu imkandan faydalanırken güvenlik tedbirlerinin alınmasının önemine dikkat çekiyor. Andıç, Türkiye’de 750 bin bilgisayarın 300 bininin kafelerde bulunduğunu belirterek, çocukları, filtre bulunduran kafeleri tercih etmeleri yönünde uyarıyor. Evinin bir odasına birkaç bilgisayar ekleyerek internet kafeye çeviren üniversite öğrencilerinin bulunduğuna dikkat çeken Andıç, denetimlerde bunların da göz önünde bulundurulmasını istiyor. Oğlu Serhat’ın internet kafede saatlerce vakit geçirdiği için üniversiteden atılma noktasına geldiğini kaydeden Yıldız Abacı da, internete karşı olmadığını, ancak sadece chat amacıyla gençlerin bu tür yerlerde vakit geçirmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Meclis’teki bilgisayarlara zararlı site filtresi takılacak

Türk Telekom’un internet hizmeti olan ADSL’yi 1 milyon 800 bin kişi kullanıyor. Toplam 8,5 milyon kişi internete bağlanıyor. Titiz bir çalışmayla yazılımı hazırlanan 2 milyon dolarlık filtre programı internet kafelerin hizmetine ücretsiz sunuluyor. ‘http://www.tiev.net’ adresinden bilgisayara indirilecek programla zararlı sitelere kesinlikle girilemeyecek. İş sahibi, okul idarecisi, şifresiyle programı kuracak ve seviyesini belirleyecek. Programı kullanan herkes zararlı sitelerden çocuğunu koruyacak. Dün Ankara’da milletvekillerine tanıtılan program, Meclis’teki bütün bilgisayarlara da kurulacak. İnternet sitesi Mynet’in sporsonluğunda hazırlanan programın kontrolünü İnternet Evleri Derneği sağlayacak. Yusuf Andıç, İstanbul Valiliği’ne de kontrol amacıyla bir ekran açabileceklerini kaydediyor.

Okullardaki bilgisayar sınıfları sürekli açık olsun

İnternet kafelerde yaşanan olumsuzlukların en aza indirilmesi için milletvekillerinden ilginç bir öneri geldi. İnternet kafelerde sıkı bir denetimin olması gerektiğini belirten milletvekilleri, okullardaki bilgisayar sınıflarının ise sürekli açık tutulmasını istedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz, okullardaki bilgisayar sınıflarının hafta sonu dahil sürekli açık kalması gerektiğini söyleyerek, “Çünkü anne babalar internet kafelere güvenmedikleri için çocuklarını göndermek istemiyor.” dedi. İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileriyle çocukların daha çok teknolojiden yararlanması için görüşmeler yaptığını anlatan Topuz, “Milli Eğitim’den okulların bilgisayar sınıflarının sürekli olarak çocuklara açılmasını istiyorum. İnternet kafeye çocuğunu göndermeyen aileler, çocuğunu okula gönderir gibi okuldaki bilgisayar sınıfına gönderecek. Böylece çocuklar teknolojiden daha fazla yararlanmış olacak. Küçük çocuklar internet ve bilgisayar için okullara gönderilince de internet kafeler doğal olarak büyüklere kalmış olacak. Bir anne olarak kendi çocuğumu, dolayısıyla bütün çocukları düşünerek çalışıyorum. Kafelerle ilgili çalışmalarımdan dolayı her gün 30-40 kadar aileden telefon alıyorum.” dedi. AK Parti Uşak Milletvekili Alim Tunç da internet kafelerle ilgili sivil toplum kuruluşu, siyasiler ve bakanlık yetkililerinden oluşan bir komisyonun çalışma yapıp ortak doğruyu bulmasını istiyor. İnternet kafelerde yaşanan olumsuzlukların azalması için caydırıcı tedbirlerin alınması gerektiğini ifade eden Tunç, “Bunlardan biri kafe girişlerine kamera konulması olabilir. Eğer internete ilk girişte TC Kimlik No’su ile girilirse yine belli oranda caydırıcı olacaktır. Bunlar ilk etapta akla gelen tedbirler. Hem çocuklarımız hem de işini dürüst yapan internet kafe sahipleri uygulamalardan olumsuz etkilenmemeli.” değerlendirmesinde bulunuyor.

Gençlerin internetten daha fazla yararlanması gerektiği görüşünü destekleyen CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu ise internetteki sakıncalı içerikten çocukları uzak tutmanın yolunun yasaktan değil teknolojik gelişmeden geçtiği görüşünde: “Eğer teknoloji doğru kullanılırsa zararlı içeriğe ulaşma büyük oranda engellenebilir. Kaliteli ve keyifle yararlanabileceği bir içerik olsa zaten zararlı içeriğe yönelmezler.”