BIST 10.046
DOLAR 32,28
EURO 34,66
ALTIN 2.412,42
HABER /  GÜNCEL

17 Mart İngiltere basın özeti

IŞİD'e katılmak için Suriye'ye geçmek isterken Türkiye'de durdurulup, sınırdışı edilen gençler, İngiliz Bakan Yardımcısı "Göçmen kadınlar daha çok doğuruyor", İsrail seçimleri ve AB'de Rusya'ya ambargo bölünmesi.

Abone ol

Ankara Otogarı'nda Irak ve Şam'da İslam Devleti (IŞİD) örgütüne katılmayı planladığından şüphelenilen 21 yaşındaki İngiltere vatandaşı bir kadının gözaltına alınması Times'ın dünya haberleri sayfalarında yer buluyor.

Gazete Türk yetkililerin verdiği bilgiye göre kimliği JNH olarak açıklanan kadının IŞİD'e katılmak üzere olanları tespit eden uzman bir polis birimi tarafından gözaltına alındığını haber veriyor.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın da bir İngiliz vatandaşının gözaltına alındığını doğruladığı bildiriliyor.

Haberde söz konusu kadının birkaç gün içinde sınır dışı edileceği de vurgulanıyor.

'İngiltere'den ihbar gelmedi'

Gazete, üç gencin IŞİD'e katılacakları şüphesiyle İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'nda gözaltına alındığını hatırlatıyor, ancak bu son vakada Türkiye'nin İngiltere'den ihbar gelmeden harekete geçtiğini aktarıyor.

Guardian Mısır'da savcıların polisin karıştığı iki cinayeti örtme suçlamasıyla karşılaştığını yazıyor.

Gazete, bunlardan birinin geçen Ocak ayında silahsız gösterici Şeyma el Şabbag'ın başkent Kahire'nin merkezinde polis tarafından öldürülmesi olduğunu bildiriyor.

Şair ve siyasi eylemci Şabbag'ın kameralar tarafından kaydedilen öldürülüşü ülke içinde ve uluslararası arenada öfke yaratmıştı.

Mısırlı savcılara 'örtbas' suçlaması

Guardian Şabbag'ı öldürmekle suçlanan polise cinayetle değil, ölüme sebebiyet vermekle suçlanacağını söylüyor. Savcıların ayrıca Şubat ayındaki bir futbol karşılaşmasında yaşanan izdihamda 19 kişinin ölümünden polisin sorumlu olmadığına karar verdiği belirtiliyor.

Guardian olayın video kayıtlarında izdihamın polisin bir ara sokakta toplanan yüzlerce Zamalkek SC taraftarın üzerine göz yaşartıcı gaz atmasıyla başladığını gösterdiğini hatırlatıyor.

Savcılığın yazılı açıklamasında Müslüman Kardeşler'in "ülkenin istikrar direklerini yıkma girişimlerinin bir parçası olarak

taraftarlarla işbirliği yaparak ölümlere neden olduğu" savunuluyor.

Haberde görüşlerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü'nün Mısır Sözcüsü Muhammed El Messiri savcılığın kararlarının "utanç verici" olduğunu söylüyor "Mısır'daki ceza sistemi işlevini yitirmiş halde, taraflı ve adaleti sağlama aracı olduğuna güvenilemez" diyor.

İdam bekleyen Pakistanlı

Independent'da ise Pakistan'da 14 yaşında işlediği iddia edilen bir suç gerekçesiyle bir hafta içinde idam edilmesi beklenen Şefkat Hüseyin'in hikâyesine yer veriliyor.

Pakistan Peşaver'deki okul katliamının ardından moratoryum ilan edilen idam cezalarını infaz etmeye başlamıştı.

Şefkat Hüseyin yedi yaşındaki bir çocuğun kaçırılıp öldürülmesi suçunu Karaçi polisinin dokuz gün süren ağır işkencelerinin ardından itiraf ettiğini savunuyor. Gazete işkence altında alındığı söylenen itiraf dışında mahkemeye başka hiçbir kanıt sunulmadığını yazıyor.

Guardian'da Kırım Tatarları'nın bölgedeki Rus hâkimiyetine bakışını ele alan bir haber göze çarpıyor. Haberde Kırım Tatarları arasında Rusya'nın yönetimine karşı çıkma konusunda bölünmeler olduğu vurgulanıyor.

Kırım Tatarları'nın Rusya'ya bakışında bölünme

Gazete Tatar Meclisi'nin Kırım'ın Rusya'nın ilhakıyla sonuçlanan referandumu boykot ettiğini ve Rus hâkimiyetini tanımayı reddettiğini hatırlatıyor.

Meclis Başkanı Rıfat Çubarov ve Tatar lider Mustafa Cemilev'in de Kırım'a girişlerinin yasaklandığı vurgulanıyor.

Ancak daha önce Meclis Başkan Yardımcılığı yapan Zaur Smirnov "2014 yılında Rusya barınma ve Kırım Tatarlarını desteklemeye Ukrayna'nın son yedi yılda harcadığından daha fazla para harcadı" diyor.

Geçen Ağustos'a dek Bahçesaray Bölgesel Yönetimi'nin başkanlığını yapan İlmi Umerov ise, Tatarlar'ın sadece yüzde 5'inin Ruslarla işbirliği yapmaya hazır olduğunu söylüyor ve onları da "satılmışlar, hainler" diye niteliyor.

Smirnov'a göreyse Kırım Tatarları'nın yüzde 70'i Rusya'yla işbirliği yapmaya hazır.

'Times: AB Rusya'ya karşı sağlam durmalı'

Times ise başyazılarından birinde Avrupa'ya Ukrayna konusunda Rusya'ya karşı ortak bir tavır koyma çağrısında bulunuyor. Times "Avrupa'nın Rusya karşısında yumuşamasının zamanı değil" diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Moskova'ya karşı bir etki yaptığı açık olan önlemler konusunda sıkı durmak yerine, aralarında Fransa ve Almanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri ambargoların süresinin dolduğu Haziran'a dek yenilenmesine karşı. Sonrasında da uzatılmaması gerektiğini düşünüyor gibi görünüyorlar. Bugün Brüksel'de toplanacaklar dikkatli olmalı. Bu zayıf duruş birleşik bir Avrupa dış politikasını imkânsız kılıyor. Bu durum da Baltık ve İskandinav ülkeleriyle Polonya dayanışma için yüzlerini ABD'ye dönmek zorunda kalıyor. Pratikte de Rusya'ya saldırganlığının bedelinin geçici bir rahatsızlık olacağını gösteriyor."

'Anne sütüyle beslenenler daha çok kazanıyor'

Neredeyse tüm İngiliz gazetelerinde yer alan bir sağlık araştırması haberi dikkat çekiyor.

Brezilya'da yapılan kapsamlı araştırmada varılan sonuca göre anne sütüyle beslenenler ileride daha iyi eğitimli, daha çok kazanan bireyler oluyor.

Araştırmada 6 bin bebek doğumlarından itibaren 30 yıl boyunca izlendi ve bu şekilde anne sütüyle beslenmenin uzun vadedeki etkileri ilk kez incelenebildi. Bugün 30 yaşında olan deneklerin 3,500'ü mülakata katılma ve IQ testlerine girme davetini kabul etti.

Anne sütü alanların daha akıllı oldukları, daha uzun süre eğitim gördükleri ve daha çok kazandıkları saptandı. Bebekken anne sütüyle beslenme süresi arttıkça durumlarının daha iyileştiği gözlendi.

Anne sütüyle beslenmenin çocukların IQ derecesini az miktarda arttırdığı biliniyordu.

Ancak Pelotes Federal Üniversitesi'nde araştırmayı yapan Dr.Bernardo Lessa Horta, IQ'daki bu artışın daha iyi bir zekâ ve yetişkinlikte daha iyi koşullara sahip olmak anlamına gelip gelmediğini araştırdıklarını söyledi.

Horta ayrıca, çoğu anne sütü araştırmasında yaşanılan bir sorunla karşılaşmadıklarını, çünkü çalışmalarına başladıkları 1982'de bebeklere anne sütü vermenin daha müreffeh ve eğitimli annelere özgü olmadığını vurguluyor.

Horta araştırmaya katılan deneklerin farklı sosyoekonomik çevrelerden geldiğini vurguluyor.

Çalışmaya göre 12 ay anne sütüyle beslenen bebeklerin IQ'su, bir aydan kısa süre anne sütü alan bebeklere kıyasla dört puan artıyor, bir yıl daha fazla eğitim görüyor ve ayda 70 Sterlin (280 TL) daha fazla kazanıyor.

Horta bebeklerini emziren annelerin çocuklarının gelişmelerine başka yollarla katkıda bulunabileceğini de kabul ediyor. Ancak anne sütünün beyin büyümesi için gerekli uzun zincirli çoklu doymamış yağlar açısından zengin olduğunu vurguluyor.