BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

11 Ocak 2011 Basın Özeti

İngiltere'de bankacıların ikramiyeleri tartışması, euro bölgesinde derinleşen borç krizi, ETA'nın İspanyol hükümetini tatmin etmeyen ateşkes ilanı, Filistin'in yaklaşan bağımsızlığı.

Abone ol

İngiltere'deki gazetelerin manşetlerinde hükümetin bankacıların yüksek ikramiyelerini sınırlamaktan vazgeçmesi yer alıyor.

Malum, küresel ekonomik krizin ardından krizin sorumlusu olarak görülen bankaların, çalışanlarına her yıl ödediği yüksek ikramiyeler Batı kamuoyunda büyük tepki yaratmıştı.

Guardian bugünkü manşetinde iki yıldır süren siyasi mücadelenin sona erdiğini, İngiltere'deki bankaların çalışanlarına istedikleri kadar ikramiye ödemesine yeşil ışık yakıldığını aktarıyor. Habere göre hükümet ikramiyeleri sınırlamak yerine, kredi musluklarını açmaları ve ikramiyeler konusunda daha şeffaf olmaları için bankalarla anlaşmaya çalışacak.

Sorunun boyutlarını, Independent bugünkü başsayfasında çarpıcı bir örnekle anlatmış.

Hükümetin Royal Bank of Scotland'ın yüzde 83'üne sahip olmasına rağmen, neden bu bankanın ödediği yüksek ikramiyelere karışamadığını soruyor gazete. Bankanın CEO'sunun geçen yıl yaklaşık 14 milyon dolar kazandığı da hatırlatılmış.

Koalisyon hükümetini oluşturan Muhafazarların da Liberallerin de muhalefetteyken ikramiyeleri sınırlama yönünde kararlı mesajlar verdiğini, ancak iktidara gelince bunların unutulduğunu vurguluyor Independent.

Portekiz ve Belçika'da borç krizi

Financial Times euro bölgesindeki kamu borcu krizinin derinleşmekte olduğunu yazıyor. Avrupa Merkez Bankası'nın dün Portekiz devlet tahvillerini satın aldığını aktaran gazete, bu ülkeyle ilgili kaygıların arttığını belirtiyor.

Portekiz yarın bir tahvil ihracı gerçekleştirecek. Bir çok uzman, bunu Avrupa Birliği ve IMF'den bir kurtarma paketi istemeden önce son çare olarak görüyor.

Financial Times da Avrupa Merkez Bankası'nın bu kritik noktada devreye girerek, Çarşamba günkü ihale öncesi piyasaların satış eğilimine girmesini önlemek için Portekiz devlet tahvili satın aldığını aktarıyor.

Haberde yatırımcıların bir yandan da, İrlanda ve Portekiz'in ardından euro bölgesinde en yüksek bütçe açığına sahip olan Belçika'ya odaklanmaya başladığına dikkat çekiliyor. Brüksel'in piyasalardaki kaygıları yatıştırmak için Avrupa Birliği ile bir bütçe anlaşmasına vardığı, ancak Belçika Kralı'nın bunu yeterli görmeyerek hükümetten daha sıkı bir 2011 bütçesi istediği aktarılıyor.

ETA'nın ateşkesi neden tatmin etmedi?

İspanya'nın Bask bölgesinin bağımsızlığı için neredeyse yarım yüzyıldır mücadele eden ETA'nın kalıcı ateşkes ilan etmesi İngiltere basınında geniş yer buluyor.

Guardian örgütün daha önce ilan ettiği 4 aylık ateşkesi kalıcı hale getirdiğini ve ateşkesin uluslararası yetkililer tarafından gözlemlenmesine de yeşil ışık yaktığını aktarıyor. Ancak İspanya hükümetinin bundan tatmin olmadığı ve örgütten bir kez daha silah bırakmasını istediği belirtiliyor.

Guardian örgütün son yıllarda ciddi güç kaybına uğradığını, üst düzey yöneticilerinin yakalandığını ve 550 üyelerinin hapiste olduğunu da kaydetmiş. Gazete hükümetin bu nedenle müzakereye yanaşmadığını vurguluyor.

Ancak habere eşlik eden yorumda ETA'nın güvenilirliği de sorgulanıyor. 2006'da ilan edilen ateşkesin de kalıcı olduğu, ancak kısa süre sonra Madrid'de bir havaalanının bombalandığı belirtiliyor.

Bunun ETA'nın güvenilirliğine büyük darbe indirmekle birlikte, barışı sağlamak için büyük siyasi risk alan Başbakan Zapatero'nun da küçük düşmesine neden olduğu ifade edilmiş. Hükümetin dünkü kalıcı ateşkes duyurusuna soğuk yanıt vermesinin biraz da geçmişteki bu acı tecrübeden kaynaklandığını yazıyor Guardian.

Independent için bu konuyu yorumlayan isim ise, ismi geçmişte bir başka silahlı örgütle birlikte anılan Gerry Adams. IRA'nın siyasi kanadı olmakla suçlanan Sinn Fein'in lideri Adams Bask sorununun çözümü için şu uyarıyı yapıyor:

"Bask ülkesindeki bir çok insan, İrlanda'daki barış sürecine büyük ilgi duyuyor. Kendi barış süreçlerini ilerletmek için İrlandalıların tecrübelerinden yararlanmak isiyorlar."

"Ben bazı fırsatları ve girişimleri kullanma fırsatını kaçırmış olmamızın barış sürecini gerektiğinden fazla uzattığını düşünüyorum. Zaman zaman bazı kelimeler üzerindeki tartışmalar, bunların yorumlanması, ön koşullar haline geldi ve bazen sürecin çökmesine neden oldu. Bask sorununda bunun olmamasına gayret edilmeli."

"Hükümet Bask ülkesindeki siyasi aktivistler, özellikle de Batasuna üzerindeki sınırlamaları derhal kaldırmalıdır. Barış süreçleri zordur. Özellikle de hükümetler için. Ancak savaştan daha iyi oldukları da kesindir. İrlanda'da sağlanan barışın gösterdiği gibi, tüm engellere rağmen başarabilirler."

Filistin'in bağımsızlığı yakın mı?

Times gazetesi İsrail'in pazar günü Doğu Kudüs'teki terk edilmiş bir oteli yıkarak bölgede yerleşim inşaatlarına başlamasına Avrupa Birliği'nden gelen kınamayı aktarıyor. Gazete bir uyarıda da bulunuyor ve İsrail'in bu adımının Filistin'in bağımsız devlet ilanını teşvik edeceğini belirtiyor. Gazetenin analizi şöyle:

"Doğu Kudüs'teki terk edilmiş bir otel, 5 Güney Amerika ülkesi ve Güney Sudan'daki bağımsızlık referandumunun ortak noktası ne olabilir? Bu yıl sonuna doğru bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunu işaret ediyor olabilirler mesela."

"Barış sürecinin başarısızlığı, bir çok Filistinliyi İsrail onay verse de vermese de devletlerini ilan etmenin daha iyi olacağına ikna etmiş durumda. Hedef, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın bağımsız bir Filistin devletinin kurulduğunu görmek istediği bu yılın Eylül ayı. Tarih aynı zamanda dünya liderlerinin New York'ta toplanacağı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına da denk düşüyor. Üye ülkelerden çoğunun, 5 Güney Amerika ülkesinin yaptığı gibi Filistin devletinin tanınmasına onay vereceği ortada."

"Üstelik Güney Sudan'ın da katkısı olabilir. Eğer bu haftaki referandumun ardından bağımsızlık kazanırsa, Filistinliler kendi taleplerinin de kabul edilmesi gerektiğini savunabilir."