BIST 10.219
DOLAR 32,22
EURO 34,71
ALTIN 2.446,86

Vız gelir, tırıs gider

Hani, Üstat Bediüzzaman’ın bir sözü var “İki pehlivan dövüşse, bir çocuk onları dövebilir” gerisini siz düşünün.

Geçen yazılarımın birinde 25-30 yıl önce Diyarbekir’in kırsalında yaşadığım bazı sıkıntıları dile getirmiştim. Yazıya yapılan birçok sağduyulu yorumla nispeten kendime geldim.

Ancak “bizi ağlatma hocam” başlıklı bir yorum beni hem duygulandırdı hem de ziyadesiyle teselli etti.

Bu yorumun aynısını sizinle paylaşıyorum.

“Dün orada anlattığınız zulümleri yapanlar bu gün yaptıklarına pişman, hepsi Kürtlere hak veriyor en son cezaevinden çıktıktan sonra eski polis Ayhan Çarkın ile konuştuğumda kafayı sıyırmış durumdaydı, Kürt’ere hak veriyordu. Tanrı’nın adaleti var ve bir şekilde işliyor tabi ki biz pek anlayamıyoruz.”

Tabi sadece yorum değil, asıl ilginç olan yoruma verilen olumlu-olumsuz oylardı.

Bu yoruma 2727 beğeni ve 20 kadar da beğenmeme gibi bir katkı gelmişti. Ayrıca bu beğeni sayısı hafızam beni yanıltmıyorsa aynı zamanda bir rekor.

Oran olarak bu binden birden dahi azdır. O kadarı da olacak her türlü insan bu memlekette var, müslüm, gayrimüslüm basın bilgileriyle donatılmış fukara vatandaş, ezberiyle yaşayan zavallılar…  var da var.

Bu yazı ve yorumdan şunu çıkardım;

Eğer bu halk Kürtleri tanırsa, dertlerini anlarsa, çektikleri sıkıntıları fark ederse, bir de ne istediklerini bilse yeminle diyebilirim hepsi hükümetin, devletin yakasına yapışacak ve Kürtlerin hamiliğini yapacak.

Sene 1990 ben Aybastı İmam Hatip Lisesinde yedek subay öğretmendim. O ara TBMM’de yemin sorunu yaşandı. Hatırlarsanız Leyla Zana vekil yeminini yaptıktan sonra bir cümle Kürtçe ekleme yapmıştı;

”Mén vé sondé jébo bératıya gelén Kürd u Térk xwar”

Öğretmen arkadaşlarından biri, “Yahu bu kadın ne dedi ki o kadar meclis çalkalandı? Hele bize tercüme et dedi. Ben de dedim ki şöyle dedi:

"Ben, bu yemini Kürt ve Türk halkının kardeşliği adına okuyorum.”

Ben bunu der demez, baktım öğretmen arkadaş dedi ki, “Hala hala yahu bunlar ne diye buna tepki gösteriyor bundan daha güzel ifade olur mu, yemini başımız  gözümüz üstüne.”

Yine bir yazımda icap etti, yaşadığım bazı sıkıntıları kaleme almıştım, bir Türk vatandaşımız yazmış, “Allah belalarını versin, kim ne hakla size bu sıkıntıları veriyor” diye veryansın etmişti.

Yani asıl mesele bizim birbirimizi dinlememizdir.

İletişim iletişim iletişim. Arkadaş benim yüzlerce Türk arkadaşım oldu, olmaya da devam ediyor, onlarca dostum var, ben bu sıkıntıları onlarla paylaştığım zaman hepsi de bana hak veriyor.

Demek mesele aradaki fesatların kışkırtmasından kaynaklanıyor. Benim kanaatim budur.

Bu gün ülkemiz son yüzyılın en belalı sürecini yaşıyor. İçeriden de dışarıdan da düşmanlar elindeki kartları bir bir oynuyorlar eğer biz ittifak halinde olursak dünya üzerimize gelse vız gelir tırıs gider. Fakat Allahmehfizna eğer bir kısmımızı oyuna getirip bizi birbirine düşürürlerse işte asıl tehlike oradadır.

Hani, Üstat Bediüzzaman’ın bir sözü var “İki pehlivan dövüşse, bir çocuk onları dövebilir” gerisini siz düşünün.

Zaman selamlaşma zamanıdır.

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu