BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53

Türkler ile Kürtlerin ortak sorunu

Şöyle birşey diyebilir miyiz: “Kürtlerin bir sorunu yok, tek sorunları Türklerle. Bu nedenle onu çözmeye çalışıyorlar."

Hükumet iki yıldır Kürt sorununu çözmek için “Barış süreci” veyahut “çözüm süreci” adlı bir çalışma yürütüyor.

Hepimiz nefesimizi tutmuş, sürecin verimlerini bekliyoruz.

Fakat ülkenin gerçek durumunu göz ardı ediyoruz.

Hepimizin hayatını, geleceğini derinden etkileyen; onlarca, yüzlerce sorun var.

Ve fakat bu sorunları görmezden gelip yalnızca bir soruna odaklanıyoruz.

Halbuki Türkler ile Kürtlerin bir Türkiye sorunu var.

Çocuklarımıza gururla bırakacağımız modern, temiz, demokrat ve özgür bir ülke inşa edemedik.

Eğitim sistemimiz çökmüş; yargı, adalet dağıtmaz olmuş; şehirlerimiz adeta bir çöplük görüntüsünde.

Medya işlevsiz hale gelmiş. Caddelerimiz, sokaklarımız, parklarımız talan ediliyor.

Yoksulluk büyük bir sorun. İşsizlik büyük bir sorun. İşçi ölümleri büyük bir sorun.

Bu ülkede bir milyondan fazla çocuk işçi var. Yoksulluk sınırı 4 bin TL’ye çıkmış.

13 milyondan fazla insan bankaların elinde rehin.

Hiçbirimizin bir hayatı, huzuru, refahı yok. Ve biz sadece bütün enerjimizi tek bir soruna yöneltmişiz.

Üstelik iki yıldır sadece konuşuyoruz.

İki yıldır silah ve çatışma yok diye mutlu muyuz?

Aklı başında iki insanın 30 dakikada konuşarak çözeceği bir sorunu 30 yıldır birbirimizi öldürerek sürdürüyoruz.

30 yıldır kimlik cinayetleri işliyoruz. Sahte sorunlara sahte çözümler arıyoruz. Sahici sorunlara sahici çözümler aramıyoruz.

Şöyle birşey diyebilir miyiz: “Kürtlerin bir sorunu yok, tek sorunları Türklerle. Bu nedenle onu çözmeye çalışıyorlar."

Veyahut "Türklerin tek sorunu Kürtlerle, onu çözmeye çalışıyorlar.”

Çocuklarımıza modern ve seviyeli bir eğitim veremiyoruz.  Kürtler bundan etkilenmiyor mu?

Yoksulluk sınırı 4 bin TL’ye çıkmış.

Açlık sınırı 1.100 TL civarında. Tablo buyken asgari ücret 850 TL. Bunlar, Kürtlerin sorunu değil mi?

Almanya’da asgari ücret diye bir şey yok. Bu hepimiz için utanılacak bir durum değil mi?

Çalışan 1 milyon çocuk işçi var. Bunların arasında Kürtler yok mu?

77 milyonluk bir ülkede huzurla yaşayacağımız evler, sokaklar, caddeler, kaldırımlar yapamadık, mahalleler kuramadık.

Hepimiz biçimsiz, birbiriyle uyumsuz evlerde; plansız, boğuk şehirlerde haysiyetsiz ve rezil bir hayat sürüyoruz.

Nazım Hikmet’in “Yaşıyoruz çok şükür der gibi" dediğine benzer bir hayat sürüyoruz

Kürtlerin bundan farklı hayatları mı var?

Bankaların elinde rehin olan 13 milyon insan arasında Kürtler yok mu?

91 yıldır tek bir kez herkesin coşkuyla katıldığı bir cumhuriyet bayramı kutlayamadık.

Huzur ve sükunetle; tartışmadan, kavga etmeden tek bir Kurban bayramı geçirmiş değiliz.

Birbirimize saygımız yok. Aramızdaki dostluk ve kardeşlik bağı büyük yara almış.

Nezaket yok, zarafet yok, anlayış yok. İlişkilerimizdeki iyi duygular bütünüyle yok olmuş.

Geçtiğimiz haftalarda 46 vatandaşımız öldü. Üzülmeyi,  ağlamayı, yas tutmayı bile bilmiyoruz. 

Cebi biraz para gören herkes bu ülkeden kaçmanın yolunu arıyor.

Bunlara benzer daha yüzlerce sorunumuz var. Hepsi de hayatımızı derinden etkiliyor.

Bu haldeyken sanki tek derdimiz var onunla ilgileniyoruz.

“Kürtler bu ülkede çok açı çekiyorlar. Ama Türklerin bir eli yağda bir eli balda.” Böyle bir tablo mu var Allah aşkına.

“Ya da Kürtler bu ülkede insan gibi bir hayat sürüyorlar ama etnik problemler her şeyi berbat ediyor” diyebilir miyiz?

Bütün sorunların Türk-Kürt hepimizi bir bataklığın içine çektiğini ne zaman anlayacağız? 

Bu sorunların üstesinden gelmeyi başaramadıysak, bu başarısızlık, Türk-Kürt ortak hezimetimizdir.

Türkiye’nin bir vizyonu yok.

Bütün dünyaya gururla “bakın bunu biz yaptık” diyeceğimiz neyimiz var Allah aşkına?

Çok iyi romanlar mı yazdık? Herkesin hayran kaldığı sinema filimler mi çektik? Sanayide tek bir başarı mı yakaladık? Yaşanabilir şehirler mi kurduk? Teknolojik gelişmelere tek bir katkı mı sunduk?

Herhangi bir tarım ürününü dünyada kimsenin yetiştiremediği kalitede biz mi yetiştirdik?

Ülke olarak başkalarını kendimize hayran bırakacak ne yaptık? Neyi başardık?

Çocuklarımıza matematik mi öğrettik? İşçilerimize tatminkâr sosyal haklar mı verdik? Gençlerimize, Ayakları üzerinde durabilecekleri koşullar mı sağladık?

Tüm bu tablo sadece Türklerin sorunu mu? Kürtler bu tablodan etkilenmiyor mu?

Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? Hep beraber getirmedik mi?

Yaklaşık 70 yıldır bu ülkede seçimler oluyor. Bizi yönetecek hükumetler seçiliyor.

Bu hükumetleri yalnızca Türkler mi seçti?

Kürtler kimlere oy verdiler?

Kürt sorununu bu ülkenin başına bela eden hükumetler kimin oylarıyla geldi iktidara.

Demirel’e Avrupalı bir parlamenter “Siz Kürtlere çok zulüm ediyorsunuz” dediğinde şöyle cevap vermişti: "Biz sadece Kürtlere değil Türklere de zulüm ediyoruz”

Bu acı itirafı görmezden gelip birbirimizle daha ne kadar kavga edeceğiz?

Kürt sorunu dediğimiz nedir?

Modern, demokrat, özgür, haysiyetli, başarılı bir ülke olamadığımız için bu ülkede eşitliği sağlayamıyoruz.

Yani bir demokratikleşmeme ve insana saygı sorunumuz var.

Ama ülke olamadık ki demokratik olalım. Özgürlükçü olamadığımız için ülkemiz bu halde.

Yüzlerce sorunumuz var. Ülke uçurumun eşiğinde. 40 milyon gencin hayatı, geleceği karanlıkta. Kalkmış İmralı’da Öcalan ne dedi ne demedi buna bakıyoruz.

Eğitim dili Türkçe olan çocukların başı göğe mi erdi? Bununla bir yol mu kat ettik?

Türkçenin haysiyetini, etkisini, itibarını koruyabildik mi ki, Kürtçeyle bir yere varalım?

Kürtlerin de, Alevilerin de, dindarların da, liberallerin de, milliyetçilerin de sorunu, bu ülkenin demokratikleşmeme sorunudur.

Toplum olamamış, esaslı bir ülke kuramamış insanlar demokratik terbiyeyi tesis edebilir mi?

Ülkede bunca sorun var. Fakat Kürt siyasetçilerinin tek derdi: Anadilde eğitim.

Kürt siyasetçilerin bu ülkede Kürt çocukları ölüyor diye bir dertleri var mı?

Yoksulluk, eğitimsizlik, işsizlik, adaletsizlik… Bunlar Kürt siyasetçilerin meselesi değil mi?

Yargı sorunu Kürtler için Anadilde eğitim sorununda daha mı az önemli?

Cumhurbaşkanı HSYK üyeliğine AK Parti’nin eski bir meclis üyesini atamış.

Bu, Kürtleri ilgilendirmiyor mu?

Geçtiğimiz günlerde Mehmet Bekaroğlu şöyle bir açıklama yaptı: “12 yıldır tek bir Alevi hakimlik, savcılık sınavını kazanamadı.”

Bu sorun Kürtleri ilgilendirmiyor mu?

Çocuklarımız eğitim alamıyor, gelecekleri kayboluyor. Bu durum Kürt siyasetçilerin umurunda değil mi?

Anadilde eğitim için çocuklarımızı öldürenlerden bu sorunlarla alakalı tek bir söz duydunuz mu?

“Türkiye’nin yok ama Kürtlerin bir vizyonu var” diyebilir miyiz?

Kürtlerin sadece etnik sorunları ile ilgilenenler bunca sorun arasında Kürtlere haysiyetli bir yaşam olanağını nasıl sağlayacaklar?

Hangi yöntemle sadece Kürtleri huzura, refaha kavuşturacaklar?

Hepimiz bir toplum olmadan, burayı yaşanabilir bir ülke haline getirmeden huzura kavuşabilir miyiz?

Dertlerimiz, sorunlarımız, yaşam şartlarımız… hepsi aynı ama hala meseleye Kürtlerin ve Türklerin sorunları olarak yaklaşıyoruz.

Daha fazla ayrıştırarak bunca sorunun içinde çıkamayız.

Suriye hepimiz için acı bir örnek olarak yanı başımızda duruyor.

Kürt sorunu değil, Alevi sorunu değil, dindarların sorunları değil.

Ortada bir Türkiye sorunu var. Göremiyor musunuz? twitter.com/acikcenk