BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Şeriat Hukukuna geçtik

Siz şimdiye kadar ayıp ettiği için mahkûm olan birilerini gördünüz mü?.. Kanunlarımız “Ayıp eden kişi şu kadar hapis cezasıyla tecziye edilir” diyor mu?.

Mevlâna, Mesnevi’nin 5. cildinin 112 – 117. sayfaları arasında ünlü; eşek – halayık – evin hanımı (halk arasındaki adıyla “kabak”) öyküsünü anlatırken bir yerinde şöyle der: “Şehvet, yüz binlerce iyi adı kötüye çıkarmıştır. Yüz binlerce akıllı, fikirli adamı şaşkın bir hale getirmiştir. Bir eşeği bile Mısır Yusuf’u gibi güzel gösterdikten sonra o Çıfıt, bir Yusuf’u nasıl gösterir?”
 
 
 
Şeriat Hukukuna geçtik
 
Deyin ki Nesrin Baytok, bir büyük kentin belediye başkanı…
Deyin ki evrakta sahtecilik yaptı ve yönettiği belediyenin kaynaklarını kendi hesabına aktardı…
Deyin ki belediye ihalelerinde yakınlarını, dostlarını kayırdı…
Ne olurdu?..
Hiç…
Hiçbir şey olmaz, milletvekili olduğu sürece dokunulmazlığı nedeniyle karakola bile çağırılamazdı.
Gelelim kaset olayına…
 
                            * * *
 
Deyin ki kaset düzmece değil gerçek…
Peki, ortada suç var mı?..
Bir dakika, bir dakika…
“Ama ayıp!.. Ama günah!” demeyin…
Ayıpsa ayıp…
Siz şimdiye kadar ayıp ettiği için mahkûm olan birilerini gördünüz mü?..
Kanunlarımız “Ayıp eden kişi şu kadar hapis cezasıyla tecziye edilir” diyor mu?..
Kanunlarımız, “Ayıp eden kişi seçme ve seçilme hakkını kaybeder” diyor mu?..
Yooo…
Günahsa günah!..
Size ne?..
Hesabını Allah’a verirler…
Yanacaksa onlar yanacak cehennemde siz değil…
Çünkü kanunlarımızda “günaha giren kişi şu kadar hapis cezasıyla tecziye edilir” demiyor…
Çünkü kanunlarımızda “günaha giren kişi seçme ve seçilme hakkını kaybeder” demiyor...
İşte onun için size “suç var mı?” diye soruyorum…
Bana bu sorunun cevabını verin lütfen…
 
                            * * *
 
Yani Nesrin Baytok evrakta sahtecilik suçu işlerken mi görüntülenmiş?..
Belediye ihalelerinde yakınlarını, dostlarını kayırırken gizli kameraya mı yakalanmış?..
Yoo…
Hem zaten onları yapsaymış, bugün milletvekili maaşına haciz gelir miydi?
Ama şuraya bakar mısınız?.
Ancak şeriat hukukunun uygulandığı bir ülkede yaşanabilecek bir recm olayı yaşıyoruz…
Modern hukuktan yana olduğunu zannettiğimiz medya, “Dinci” diye tanımladığı, hatta aşağıladığı medyadan daha çok recm ediyor Baykal ve Baytok’u…
O zaman, “Dinci medya şeriat istiyor!” yaygaralarından vazgeçin…
O zaman gelin rejimin adını da koyun…
Mertçe çıkın, “Biz CHP’yi ele geçirmek istiyoruz” deyin…
İkna olanlar da peşinizden gitsinler…
Ama hem gözyaşı döküp hem göbek atmayın…
Zira ona bu memlekette “Riya” derler…
 
 
Bana ne Baykal ile Baytok’tan!..
 
Deniz Baykal’ı çıkarım olduğu için koruduğumu iddia edenler belli ki bu köşeyi takip etmeyenler.
Çünkü bu çirkin olaya kadar burada en çok eleştirilen siyasetçilerden biri Baykal’dı…
Ve, ve, ve…
Ben o zamanlar kimi yorumcular tarafından, Hükümete yalakalık yapmakla suçlanıyordum…
O günlerde Baykal’ı eleştirdiğim için beni alkışlayanlar ise (Ne yazık ki) bugün bana “Baykal seni kaç paraya satın aldı?” diye iğrenç sorular soruyorlar…
 
                            * * *
 
Efendiler!..
Baykal istifa etmiş etmemiş umurumda değil…
Ben “Baykal yapmamıştır” diyenlerden de değilim…
Aksine “velev ki yapmış size ne?” diyenlerdenim…
Ben, kanunlarımızın “suç” saymadığı bir fiilden dolayı faillerden öte, yakın çevresinin de recm edilmesine karşıyım…
Televizyonların, gazetelerin, radyoların sürekli Baykal ve Baytok üzerinden reyting alma çabalarındaki iğrençliğe dikkat çekiyorum…
Onun için sürekli kabalık edip, “yuh!” çekiyorum ya…
 
                           
 
Attım ama tutacak mı ne?
 
Fehmi Koru; "Çeşitli siyasi çevrelerden aldığım duyumlar zaten CHP’li bir aile olan Doğan Ailesinden Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın CHP Genel Başkan adayı olabileceği yönünde. Böyle bir gelişme olursa bunu kimse sürpriz saymasın" demiş…
Ben de iki gündür, CHP’nin ADP (Aydın Doğan Partisi) olacağını yazıyordum…
Attım ama tutacak mı ne?..
 
 
Bu nasıl bir millet?..
 
Yahu bu nasıl bir millet, bu nasıl bir medya ki devleti soyanlara kızmıyor da, iki yetişkin insan arasında geçen bir gönül ilişkisinden nefret ediyor…
Amman ha!..
Sakın “ama kaset” demeyin…
Velev ki kaset gerçek…
İyi ama o kaseti de Baykal mı çekip yayınladı?..

 
Zirveye çıkarken dikkat!..
 
Münihli yazar ve oyuncu Jo Herbst, kendinin birden zirveye çıkışı üzerine şunları düşünüyordu:
“İnkâra gerek yok… Belli ki çok hızlı tırmandım… Ama insan, toplumda olduğu gibi tiyatroda da, yükselirken geride bıraktıklarına karşı çok terbiyeli olmalı… Çünkü zirveden düşerken, kendilerine mutlaka tekrar rastlanır…”