BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

Albert Hamilton Fish gelmiş geçmiş en vahşi seri katillerden. Öyle Hannibal'ın ilhan kaynağı. 100'ü aşan cinayet işlediğini söyleyen Fish 5 cinayetten yargılansada sadece bu anlattıkları bile kan donduruyor.

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

Gray Man (Gri adam), the Werewolf of Wysteria (Wysteria'nın kurtadamı, Brooklyn Vampiri, the Moon Maniac (Ay manyağı) ve The Boogey Man (Öcü) gibi isimlerle anılan Albert Hamilton Fish (1870-1936) dünyanın en azılı, en vahşi seri katillerinden biri. Listesinde bulunmayan pislik yok. Farklı şehirlerde 100'e yakın çocuğu öldürdüğünü söyleyen Fish sadece 5 cinayetten ceza aldı. Tutuklanıp yargılanmaya başladıktan sonra işlediği cinayetleri soğukkanlılıkla anlattı. Dinleyenlerin ise tüylerini ürtpertt. İşte 20.yüzyılın en vahşi seri katili Albert Hamilton Fish

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

Albert 1870'de Washington'da dünyaya geldiğinde Annesi Ellen 32, ondan 43 yaş büyük olan babası Randall Fish ise 75 yaşındadır. Albert 5 yaşındayken babasını kaybeder. Hasta kardeşlerine zor bakan annesi de oğlunu yetimhaneye bırakmak zorunda kalır. 9 yaşına kadar burada kalan Albert kırbaçlanmak da dahil her türlü sadistçe muameleyi görür. Bir süre sonra bunlardan zevk almaya başlar. Daha sonra Fish erkeklere ilgi duyduğunu fark eder. Bu dönem idrar içme ve dışkı yemek gibi sapkınlıkları da başlar.

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

Annesinin hayatını düzene koyması için evlenmeye ikna ettiği Albert'in 6 çocuğu olur. Albert de çocuklarına bakmak için zimmetine para geçirmekten hapse düşer. Hapisten çıktıktan sonra cinsel sapkınlıkları iyice çeşitlenir.

Küçük kızı pişirip yedi annesine 'Kızın çok lezzetliymiş' dedi

İlk hallüsinasyonlarını eşi kendisini terk ettiğinde görmeye başlayan Albert'in çeşitli sapkınlıklara olan ilgisi ve dine olan eğilimi belirginleşir. İsa ve meleklerini gördüğünü sanan Albert, sorgusunda havari Yuhanna'nın talimatıyla kendisini bir halıya sardığından bahsetmiştir. İşkence yaptığı ve öldürdüğü çocukları "Tanrı'ya verilen kurbanlar" olarak düşünen Albert, kendisine zarar vemeye başladığı bu dönemde, anüsüne ve kasıklarına iğneler batırdığı ve çivili bir kürekle kendine vurduğu cinsel ve fiziksel işkencelerle kendini cezalandırdığına ve günahlarından arındırdığına inanıyordu. Bu iğnelerden onlarcası çok derine sapladığı için vücudunda kalmıştır. Yakalandıktan sonra çekilen leğen bölgesinin röntgeninde, mesanesinin etrafında 29 iğne görülmektedir. Benzine batırılan bir yün parçasının anüse sokulmak suretiyle ateşe verilmesi veya gül sapının idrar yollarına sokulması da zevkleri arasındadır. Bütün bu mazoşist eğilimlerine rağmen kendi çocuklarına zarar vermiyor ama çocuklarının arkadaşlarını iğneli küreği kendi üzerinde kullanmalarını öneriyordu. O günlerde yamyam eğilimleri de su yüzüne çıkan Albert, çiğ et yemeye ve arada bunu çocuklarına da servis etmeye başlar.