BIST 9.916
DOLAR 32,45
EURO 34,91
ALTIN 2.438,95

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Zaman saati çaldığı an...

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Güneş iki mızrak boyu yaklaşır. Kafirler derekelerine, mü’minler de derecelerine göre tere boğulurlar; bazısı dizlerine, bazısı kulaklarına kadar. Allah’ın gölgesinden başka gölgenin olmadığı o günde, sadece yedi sınıf insan zıllullahın altında gölgelenirler: âdil devlet başkanı, Allaha ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescidlere bağlı olan kimse, Allah için seven-sevişen, o sevgiyle birleşip o sevgiyle ayrılan iki dost, mevki sahibi güzel bir kadın tarafından harama davet edilip de kadın kendisini ona arzettiğinde “Ben Allah’tan korkarım!” diyerek haram işlemeyen kimse, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek şekilde gizlice sadaka veren kişi ve yalnız kaldığı vakitlerde gizli gizli Allah’ı zikredip gözyaşı döken kimse.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Evliyaullaha korku yoktur o gün, hüzün yoktur. Hepsi nurdan minberler üzerinde necatı ve saadeti zevketmektedir. Onların dışında bütün insanlar ve cinler, lâl kesilmişlerdir. Ancak nebiler “Allahümme sellim, sellim!” derler. Zaman, ana-baba günüdür; mekan, can pazarı. Sıcaktan bunalan, susuzluktan kırılan her ümmet, kendi peygamberinin havzına koşar. En Büyük Peygamber (s.a.s), en büyük havz-ı kevserin de sahibidir: genişliği Eyle’den Aden’e (veya Amman’a) kadar uzanan. Ne acıdır ki develer gibi kovulanlar da olur bu arada, havz-ı Nebi’nin başından.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

İnsanlar, şefaat için peygamberlere koşarlar; Âdem’e, Nuh’a, İbrahim’e, Musa’ya, İsa’ya. Hepsi, dua haklarını dünyada kullandıklarını belirtir ve “Rabbim bugün çok gazaplıdır, daha önce böylesine hiç gazaplanmamıştı, bundan sonra da böylesine hiç gazaplanmayacak” derler; sonra da kendi derdinde olarak “nefsî, nefsî” diye inlerler.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

İnsanlar en son Peygamberler Peygamberi Seyyidü’l-Beşer’e (s.a.s) müracaat ederler. Şefaat hakkını bugüne saklamıştır O. Makam-ı Mahmudun ve Livâ-i Hamdin Sahibi o Zât, kalkar Arş-ı Azam’ın altına gider ve secdeye kapanır. Allah daha önce hiç kimse için açmadığı en yüce medh ü senaları O’nun için açar. O da bunlarla medh-ü sena eder Mâlik-i Yevmiddin’i. Kendisine şefaat-i uzma verilir; O da (s.a.s) ümmetinden şirk koşmamışlara, ehl-i kebâire şefaat eder.