Kabe’nin Sırrı’nı bilim çözdü
İnsan dna’sından leonardo da vinci’nin tablosu mona lisa’ya, mısır piramitleri’nden insan bedenine sayısız varlıkta bulunan “altın oran”, müslümanların kutsal mekanı kabe’yi dünya’nın merkezi yapıyor. peki ama nasıl?
Müslüman bilim adamlarından eğitim alan ünlü matematikçi Fibonacci ise altın oranı ortaya çıkarak ardışık toplanarak yükselen ünlü sayı dizisini keşfetmişti.
Güneş etrafındaki gezegenlerin yörüngelerinin eliptik yapısını keşfeden Johannes Kepler (1571-1630), Altın Oran'ı şu şekilde belirtmiştir:
"Geometrinin iki büyük hazinesi vardır; biri Pythagoras'ın teoremi, diğeri, bir doğrunun Altın Oran'a göre bölünmesidir."
Bu oranı göstermek için, Panthenon'un mimarı ve bu oranı resmen kullandığı bilinen ilk kişi olan Phidias'a ithafen, 1900'lerde Yunan alfabesindeki “Phi” harfini Amerikalı matematikçi Mark Barr kullanmıştır.
İŞTE “ALTIN ORAN”I İLK KULLANANLAR
Euclid (M.Ö. 365 – M.Ö. 300), "Elementler" adlı tezinde, bir doğruyu 0.6180399... noktasından ( oran olarak 1,618... ile aynı değere sahiptir ) bölmekten bahsetmiş ve bunu, bir doğruyu ekstrem ve önemli oranda bölmek diye adlandırmıştır.
Mısırlılar, Keops Piramidi'nin tasarımında hem ‘pi’ hem de ‘phi’ oranını kullanmışlardır.
Yunanlılar, Panthenon'un tüm tasarımını Altın Oran'a dayandırmışlardır. Bu oran, ünlü Yunanlı heykeltıraş Phidias tarafından da kullanılmıştır.
Leonardo Fibonacci adındaki İtalyan matematikçi, adıyla anılan nümerik serinin olağanüstü özelliklerini keşfetmiştir.