BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47

İnsan öldürerek kimse adam olmamış!

Unutmayalım kurşun yemiş yerdeki adamı tekmelemek ne kadar zor ise darbe girişimi sonrası PKK’nin bu saldırıları da o derece menfur ve kabul edilemez saldırılardır.

30 yılı aşkındır ülkemizde bir iç kargaşa yaşanıyor, PKK vardı, DHKP-C ortaya çıktı yetmiyormuş bir de DAİŞ hayatta sesini duyar olduk keşke hiç duymasaydık.

DHKP-C ve DAİŞ’İn dertlerini bilemem fakat Kürtlere yapılan zumlu bahane ederek Kürt haklarını savunur gözüken PKK bölgede terör estiren JİTEM’in partneri olarak ortaya çıktı. İşin ilginç tarafı bölgede bir derece ismini duyurdu ve taban da buldu. Zulmünde ileri giden PKK hakkında an itibariyle sempatizanları dahi acaba? Diyecek duruma düşmüş vaziyettedir.

Devlet bu işin sakatlığını fark etti ve derin devleti devre dışı bırakacak düzeyde kendini yenilemeye çalıştı, Kürtlerin varlığını her geçen gün kamuoyuna kabul ettirmek için çalışmalar yaptı, çaba harcadı.

İşin ilginç yanı PKK bu sürece adapte olamadı, barış gelirse KCK aracılığıyla oluşturduğu yönetim mekanizması konumundan olacak, hava cıvası kalmayacak, sade vatandaş durumuna gelecekler diye panikledi ve devletin “çözüm süreci” adına uzattığı eli havada bıraktı.

“Buralar bizden sorulur” diyerek militarist bir hava oluşturdular. Yüzlerce olay çıkardılar, yolları kestiler, kendi dağ kanunlarına göre birçok vatandaşlarımızı cezalandırdılar. Öyle ki olup biten sıkıntıları değil bir yazıya, kitaplara dahi sığamaz.

Yetmedi bu sefer bu kirli savaşı şehirlere taşıdılar. Birçok Kürt şehri bu kirli savaş yüzünden yerle bir olup, yaşanmaz hale geldi.

Devlet bu durum karşısında “artık buraya kadar” demek durumunda kaldı, şimdi de devlet niye şu operasyonu, bu operasyonu yapıyor diye birileri tepki gösteriyor.

Ya darbe teşebbüsünden sonra patlatılan bombalara ne demeli?

Ben insanım diyen bir kimse bu hain saldırılar karşısında sessiz kalabilir mi?

Böyle gitmez arkadaş, silahlı güçler sivil akla tabi olmadıkça gölgeye, ülkeye huzur zor gelir.

Eski devlet anlayışında TSK yeri geldiğinde sivil erke karşı sesini yükseltiyordu ve barış ve huzura doğru, ciddi adımlar atılamıyordu.

Şu anda Genelkurmay sivil otoriteye bağlılığını kabul ediyor ve hükümet sivil akılla eskisine göre daha iyi şeyler yapıyor.

Eğer HDP/DBP siyaseti de militarist örgütlerin etkisinden kurtulabilseydi inanıyorum bu gün barış ve huzur ortamı daha yakın olurdu.

Gel gör ki patlatılan bu bombalar, devletin milletin huzurunu kaçırıyor. Kim ne amaçla bu emirleri veriyor bilemem fakat şunu diyebilirim ki bu saldırılar her kesten önce PKK’nin aleyhinedir. Öyle ki yaşam haklarını dahi savunurken zorlanıyoruz.

Baksanıza orada burada meydana gelen patlamalar, saldırılar, su-i kastlar… her biri diğerinden beter ve hayatı zehirliyor, halkın huzurunu kaçırıyor. Birileri de sanıyor ki bu şekilde kimi vatandaş korkuyor, ürküyor, saf değiştiriyor, sakın birileri kendini aldatmasın, her geçen gün bu militarist taraf kaybediyor.

Savaşmakla kimse adam olmamış, hele hele bu savaş bu kadar kontrolsüz ve dengesiz ise sadece saldırgan tarafı değerden düşürüyor o kadar.

Unutmayalım kurşun yemiş yerdeki adamı tekmelemek ne kadar zor ise Darbe girişimi sonrası PKK’nin bu saldırıları da o derece menfur ve kabul edilemez saldırılardır.

Hayat güzeldir ama insanca yaşanırsa. Ortadoğu’da kan akıtan kim olursa olsun insanlık düşmanıdır. Hayat onun faturasını bir gün keser.

Benim gözlemim budur, siz ne düşünüyorsunuz?