BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Faydasız bir yazı

“Çok canım sıkılıyor.”Bana “Ne haber, nasılsın?” diye sorsanız, cevabım bu.Tahminimce milyonlarca vatandaşımız da benzer hisler taşıyor.Yani, canımız çok sıkılıyor.Nasıl sıkılmasın?

“Çok canım sıkılıyor.”

Bana “Ne haber, nasılsın?” diye sorsanız, cevabım bu.

Tahminimce milyonlarca vatandaşımız da benzer hisler taşıyor.

Yani, canımız çok sıkılıyor.

Nasıl sıkılmasın?

10 yıldır, “darbecilerle mücadele ediyoruz” Dediler.

“Durun yanlış yoldasınız, mücadele böyle olmaz” diyen herkese “Ergenekoncu” damgası vurdular.

Tamam darbeye teşebbüs var, darbeciler var, seçilmiş iktidarlara “devletin gerçek sahibi benim” diyerek göz açtırmayanlar var.

Bunlarla mücadele gerekli.

Ama, haksızlık yapmayın. Eldeki somut verileri esas alın, adil olun, delil uydurmayın” dediğimizde,  “Ne iş, yoksa sen de mi Ergenekoncu oldun” dediler. 

“Haksızlık yapmayın, masunları mahkum etmeyin ki gerçek darbeciler de karambolden aklanmasın” diye itiraz ettiğimizde,

“Yooo, senin amacın hükumete muhalefet etmek, yoksa kimse darbecileri aklamıyor” dediler, üstelik bizi “ihanet”le ve ‘Yeni Türkiye’ye engel olmakla suçladılar.

Gazete manşetlerinde, köşelerinde, TV ekranlarında yıllarca bize o iftiraları gerçek diye anlatıp durdular.

Uydurma delillerin sahici olduğuna halkımızı ikna etmek için ‘yandaş’ medyayı seferber ettiler.

Herkes inandı. Milyonlarca insan büyük bir yalana inandı.

Yıllarca, zulüm getiren, ayrılık getiren, ölüm getiren bir yalanla yaşadık.

Şimdi bu yalanın kalıntılarını, pişmanlıklarını, şaşkınlığını, utancını… milletçe zalim durumuna düşüşümüzün dehşetini içimizden, üstümüzden sıyırıp atamıyoruz.

İşte bu yalan furyası, iftira kampanyaları sonunda yüzlerce insan mağdur oldu.

Derken işler değişti.

Bu haksızlıkları beraberce organize eden iktidar ortaklarının arası açıldı.

Birbirlerine düştüler.

iktidar için “kötülük yapmakta”, “iftira atmakta”, “sahte delil üretmekte” müttefik olduklarını bu kavga sırasında öğrendik.

Dikkat ederseniz, o dönemde önüne gelene Ergenekoncu damgası vuranlar bugün de yine ön plandalar.

Bugün de en çok onların sesi çıkıyor. En önde yine onlar var.

Üstelik bu sefer daha önce sebep oldukları mağduriyetleri de yeni amaçlarına malzeme yapıyorlar.

Aynı kadro şimdi benzer yöntemleri, benzer üslupla ‘paralel yapı’ ile mücadelede kullanıyor.

Aynen Ergenekon sürecinde yaptıkları gibi her itirazı “darbecilik”le suçluyorlar.

Önüne gelene “Paralelci” damgası vuruyorlar.

“Hükümete darbe yapılacaktı” deyip hükumetin yaptığı yolsuzlukların tartışılmasının önüne geçiyorlar.

“Yapmayın, etmeyin mücadele böyle olmaz” diyeni anında “Ne iş, yoksa senin de mi kasetin var?” diyerek sindiriyorlar.

“Paralel yapı’nın yaptıkları ortada. İftiraya, hamasete, sahte delile gerek yok” dediğimizde “Yoksa sen de mi onlara yaslandın” diyerek ‘paralelci’ yaftası yapıştırıyorlar.

Benzer iftiralar, sahte deliller, yalanlar ‘Paralel yapı’ ile mücadelede de yürürlükte.

“Paralel yapı, iktidara darbe yaptı” demelerinin üzerinden yaklaşık 7 ay geçmiş.

Tek bir somut adım yok. Yaptıkları sadece iftira, hakaret, aşağılama, sahte delil üretme.

Aynı gazeteciler, aynı gazeteler, aynı yorumcular, aynı siyasetçiler dün “Ergenekon” diyerek iktidar için itibar, güç simsarlığı yapıyorlardı bugün de ‘paralel yapı’ diyerek yapıyorlar.

Birileri töhmet altında kalıyor. Birileri mağdur oluyor. Birileri acı çekiyor. Aile dramları yaşanıyor.

Fakat bu mağduriyetlere çanak tutan, zemin hazırlayanların yüzleri kızarmıyor.

Hâlâ en önde hep onlar var. Hep onların sesi çıkıyor.  

Utanmıyorlar. Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerinde yaptıkları pespayeliğin ortaya çıkmasından zerre kadar yüzleri kızarmıyor.

Anaysa Mahkemesi’nin Balyoz kararından sonra utanmaları gerekmez miydi?

Bundan utanmadıkları gibi Ergenekon sürecinde mağdur ettikleri insanların güncel demeçlerini kullanarak yeni taşkınlıklar yapıyorlar.  

Yeni zulümlere, eski mağdurları da ortak ediyorlar.

Ben hayatım boyunca bu kadar pişkinliği, bu kadar utanmazlığı, bu kadar haysiyet ve vicdan yoksunluğunu bir arada görmedim.

***

Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda sahte delil üreterek medyaya, gazetecilere, siyasilere lojistik destek sağlayanlar şimdi ‘paralel yapı’ suçlamasıyla karşı karşıyalar.

Ergenekon ve Balyoz davaları sanıklarına yaptıklarının benzeri, şimdi onlara yapılıyor.

Besledikleri, büyüttükleri, adam saydıkları medyadaki bu fütursuz zevat şimdi onlara tebelleş oldu.

“Etme bulma dünyası” deyip geçemeyiz, “kötü, kötüye kötülük ediyor” deyip elimizi ovuşturamayız.

Haksızlık kime, kimden gelirse gelsin itiraz etmek haysiyetimizin gereğidir.

Bunları söylemenin hiçbir faydası yok. Bunun farkındayım.

Susup oturmak da işime gelmiyor.

Zalimler mağdur, mağdurlar zalim oluyor.

İki taraf da, güçlüyken hakkaniyete itibar etmiyor.

Roller değişse de, seviyesizlik değişmiyor.

Bu kısır döngünün içinde çıkamıyoruz. twitter.com/acikcenk