Erotik sanatın en iyi 10 örneği
Sanat her zaman tutkunun ve şehvetin bir ifadesi olarak görülmüştür. Ancak yüzyıllardır çok az sanat eseri, bedensel hazları tüm çıplaklığıyla tasvir etmiştir.
Sanat her zaman tutkunun ve şehvetin bir ifadesi olarak görülmüştür. Ancak yüzyıllardır çok az sanat eseri, bedensel hazları tüm çıplaklığıyla tasvir etmiştir. İngiliz The Guardian gazetesinden Jonathan Jones, erotik sanatın en iyi 10 örneğini seçti.
1. Katsukawa Shun'ei
The British Museum Londra
Alt alta yer alan 10 sevişme sahnesi
(Edo devri, 1795-1810)
Japon Shunga sanatı, seksle ilgili sahne tasvirinde açık davranıyor. Bu da batılı sanatçıların 20. Yüzyıla kadar sahip olmadığı bir imkandı. Uzakdoğu’nun aksine Hristiyan inancında seks bir günahtı.
Shun’ei erotik bir lüks gibi adeta. Rulo halindeki resmi aşağıya doğru açtığınızda, rengarenk ve göz alıcı detaylar içeren sevişme görüntüleri çıkıyor karşınıza. Zaman durmuş sanki. Hayatla ilgili tasalar rahatlatıcı, karşılıklı tatminin sağlandığı bir haz ütopyasında unutulup gitmiş.
2. Satir ve Satires
V&A Koleksiyonu, Londra
Andrea Riccio
(1510-1520)
Yunan ve Roma mitolojilerinde satirlerin Tanrı Bacchus’un müridi olduğu, keçi ayaklı yaratıklar olduklarından bahsedilir. Satirler kendini sekse, dansa ve aşırı mutluluğa adamış varlıklardır. Rönesans sanatında satirler yürüyen penisler ve şehvetin vücut bulmuş hali olarak tasvir edilir.
Orman perilerini kovalarlar, ya da uyumakta olan tanrıçaları gözetlerler. Bu heykelde ise, müthiş heykeltıraş Riccio bir satir çiftini hayal etmiş. Huzur dolu, ağaçlık bir kuytuda, birbirlerine müşfik şekilde sarılmışlar. Yarım keçi olmaları sebebiyle, arzudan mürekkepler. Aşk gerçekten çılgın bir şey.
3. Öpücük
The Tate, Londra
Picasso
(1967)
Picasso bir öpücüğü çizdiği ya da resmettiği zaman –ki bunu çizmekten asla bıkmaz- dudakların basitçe birbirine dokunduğu romantik bir eser çıkmaz ortaya. Daha çok dillerin şehvetle birbirine kavuşması tasvir edilir. Sanatçıların en seksüeli tarafından ortaya çıkartılan bu geç dönem eserinde de, bu şekilde bir “birbirine geçmişlik” görüyoruz.
Aslında burada tasvir edilen şey tam bir öpücük değil de, sanatçının hatırlayabildiği ya da hayal edebildiği tüm uzuvların coşku dolu bir alegoriyle birleşmesi.