BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Çok evlilik ve hayat

Kürtçe bir laf var; “Méré du jîna Rureşé herdu dîna”...

Ne yaparsak yapalım, istediğimiz düzeyde huzurlu bir hayat, şahsiyet sahibi bir toplum bulmamız, görmemiz imkân dışı galiba.

Sanki “beşer şaşar” buna işaret ediyor. Ayrıca “günahkar kul” kavramı da bunu destekliyor.

Malum her günün 24 saati ayrı bir dert, ayrı bir imtihan. Kişinin çevresiyle olan münasebetleri ya onu olgunlaştırır ya da seviyesini düşürüyor.

Bu münasebetlerin en başında da eşler arasındaki ilişki gelmektedir. Yani karı koca hukuku her gün karşımıza çıkmaktadır.

Hayatın hakkı adalet ile ödenebilirken, insanlık şeytanın tuzağına düşüp eşitlik kavramıyla hayatı zehir ediyor. Halbuki adalette eşitlik var ama bazen eşitlikte adalet yoktur.

Fıkıhta esastır; bir erkek karısına karşı sorumluluğunu hem bilecek hem de kendisine de haklarını söyleyecek. Bu o kadar kolay bir şey değil tabi daha çok  imamlar  bu sorumluluğu yerine getiriyor galiba, yani eşiyle bu hukuki durumlarını paylaşıyorlar. O da nerdeyse imamlara kılıbık erkek diyeceğiz eşlerine karşı olan kibar davranışlarından dolayı.

Bir evliliği yürütmek yönetmek kolay değilken bazen de çok evlilikler gündeme geliyor.

Geçenlerde düzeyli bir ortamda bu soru bana yöneltildi, çok evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz diye.

Ben dedim ki, malumunuz yüce Allah birden fazla evliliği yasaklamamış ama ikinci, üçüncü evliliği de adalet şartına bağlamış, öyle bir adalet şartı ki yerine getirmek nerdeyse mümkün değildir.

Zaman zaman hanımla tartıştığımızda diyor ki, “git kendinle evlen” ben de diyorum ki, “sen Müslüman olduğumu biliyorsun ve Yüce Allah’ın adalet şartına bağladığı ikinci evliliği yapamayacağımı bildiğin için bana öyle söylüyorsun galiba.”

Yani bir Müslüman’ın ikinci evliliği yapabilmesi çok zor,  hele hele bu devirde.

Şunu da hatırlatmak isterim ki; bildiğim kadarıyla sahabeyi kiramdan sadece 80 tanesi çok evlilik yapmış. İslam öncesi evlilik konusunda sayı dahi söz konusu değilken yani sayısız evlilikler yapılabilirken, İslam adalet şartına bağlı olarak o günün şartlarına göre 4’e indirmiş ve o adalet şartıyla ikinci bir dolaylı sınırlama getirmiş, nerdeyse ikinci evliliği imkansızlaştırmıştır ama bununla birlikte yasaklamamıştır.

Demek ki, hayatın şartları gereği ister istemez ikinci evlilikler, hatta üçüncüsü dahi bazen olabiliyor.

Kanaatim o ki onurlu bir kimse mazeretsiz kolay kolay ikinci evliliği yapıp hayatını maddi manevi açıdan sıkıntıya düşürmez.

Kürtçe bir laf var;

“Méré du jîna

Rureşé herdu dîna”

(İki eşi olanın iki dünyada da yüzü karadır)

Kimisi diyor ki yasak olmasına rağmen binlerce ikinci evlilik yapmış kimseler var ve resmi evliliği olmayan eş verasetten mahrum kalıyor. Bu mahrumiyeti gidermek için bir sefere mahsus bir yasal düzenlemeyle bunlara bir hak tanınsa iyi olmaz mı?

Bir başkası diyor ki bu böyle devam eder, daima birileri nefsine yenik düşecek ve ikinci evliliği yapmaya devam edecektir, öyleyse birkaç önemli şarta bağlı olarak hukuken buna bir cevaz vermek lazım.

Kanaatim o ki yedi şarta bağlı olarak bu evliliklere kapı aralanabilir.

1-Birinci eşin rızasını almak,

2-Maddi imkanlarının elverişli olması,

3-Çocuk olmayışının kadından kaynaklandığının tespiti(Tabi erkekten çocuk olmuyorsa ve kadın çocuk istiyorsa kadının talebi varsa boşanma imkanının tanınması dahi tartışılabilmelidir)

4-Eşleri arasında adaletle muamele edeceğini söz vermesi ve bunu sözleşmeye yansıtması.

5-Şehvani duygularına eşinin cevap vermeyişi veya kadınlık özelliğini kaybetmesi

……. 6. ve 7. şartı da siz ekleyin.

Yani kısacası esas olan tek evliliktir. Hz.Peygamber (aleyhisselatuvesselam) Hz.Hatice annemiz hayatta olduğu sürece tek evliydi. Yani 25 yaşından 53 yaşa kadar tek evli oluğunu unutmayalım. Ondan sonrada evlilik niyetine sadece Hz.Aişe annemizle evlenmiş, diğer evlilikler maslahat gereği olduğunu bilmekte fayda var.

Mazeretsiz çok evlilik ne insanidir ne medenidir. Yüce Allah(cc) kullarına cuz-i irade vermiş bu yetkiyi su-i isti’maldır.

Dünyada da ahrette de sıkıntılar getirir bazı iyi niyetli insani, istisnai durumlar hariç. Eğer işin içinde bir zulüm ya da kasıt yoksa karşılıklı helalleşmek tek umuttur diye düşünüyorum.

Canım istedi diye evlenilmez ama duygularına yenik düşüp ikinci evliliği yapanları da kütükten düşüremeyiz. Zaten her geçen gün çok evlilikler azalıyor, bu da sevindirici bir durumdur.

Bilmem siz ne düşünüyorsunuz?