Baykal gitmez
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) –istifa etmiş- Genel Başkanı
Deniz Baykal’ın siyasi geleceği üzerinden oluşturulan gündem devam
ediyor.
Baykal istifasını açıklayıp evine çekildi.
Ama her gün konuşuyor.
Her konuşması yeni soru işaretleri oluşturuyor.
Türkiye bu soru işaretlerinin peşinden onun neler
yapabileceğini tartışıyor.
Ancak tartışılmayan tek şey var:
-Baykal kolay kolay gitmeyecek!
Çünkü onu “umut” olarak görenler var olduğu gibi kendisi de
öyle düşünüyor!
Partinin içi böyle de dışı farklı mı?
Dış Baykalcıların durumu da çok zor…
Tayyip Erdoğan hükümetinin arkasında Fetullah Gülen’in olduğu
düşüncesiyle Türkiye’deki bütün gelişmelerden onu sorumlu
tutuyorlar.
Laik duvarı yıkıp Türkiye’yi ele geçirecek sonra da Türkiye
İran olacak!
Bunu da Fetullah Gülen Cemaati yapacak.
Deniz Baykal ise böylesi bir gelişmenin önündeki en büyük
güvence olarak duruyor…
Fetullahçılığın önündeki büyük güvence olarak takdim edilen
Deniz Bey, yaptığı açıklamalarda Fetullah Gülen’e saygı dolu
selamlar yolluyor!
Böylece 12 Eylül dönemindeki Kenan Evren’le yarışıyor.
Bilindiği üzere hazret Kuran’dan ayetler okuyarak laisizm
mücadelesi yapardı.
Şimdi bunun yeni versiyonunu Baykal vizyona sokuyor.
Deniz Baykal’ın siyasi mazisi böylesi değişimlerle
doludur.
Popüler olan ne varsa Baykal onunun üzerine atlar.
Bir dönem Tony Blaire oldu, bir dönem Ahi Evran…
Şimdi sıra Gülen de…
Hikmet Sami Türk de yakalayıvermiş bunu, soruyor:
-Neden sadece Gülen’e teşekkür etti?
Ayrıca Deniz Baykal hiç de istifa etmiş lider gibi durmuyor.
Tam tersine şimdiye kadar yaptığı her şeyi ekibinin üzerine yıkarak
tek başına çıkış arıyor:
-Gençler gelsin!
İyi tamam gelsin…
Ama bırakmıyorsun ki!
Mesela şöyle diyemiyor:
-Ben Kurultay’da aday olmayacağım!
Onun yerine şöyle demeyi tercih ediyor:
-Partim ne görev verirse, ben onu kabul ederim!
Parti kim?
Deniz Baykal!
O zaman ortaya tek sonuç çıkıyor:
-Baykal gitmez!