BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47

Başbakan mı? Cumhurbaşkanı mı?

Cumhurbaşkanımızın siyasi partilerle bir araya gelerek ülkemizde bir hoş görü havası kazandırmalıdır.

Başbakanımız dört yaşında annesini kaybeden bir insan olarak yetinim de öksüzün de yerini bilir, hakkını da korur, tevazu ve samimiyeti belki de ondandır.

İl ve İlçe teşkilatının görevlendirme yetkisinin AK Parti'nin MYK’ya verilmesinden asıl niyet eğer Başbakan’ın etkisizleştirmekse vay halinize, yok eğer yükünü hafifletmekse neden olmasın.

Cumhurbaşkanımızın AK Parti vizyonu üzerinde yeri doldurulamaz bir etkisi olduğunu biliyoruz, ancak Başbakanı etkisiz hale getirmeye rağmen parti üzerinde hükümranlığını sürdürmek istemesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Davulu birilerinin boyuna asıp, tokmağı elinde tutmak bir yere kadar.

Başbakan ciddi bir akademisyen, merhamet sahibi bir baba, kibar bir eş iyi bir yönetici olduğuna inanıyorum. İster inanın ister inanmayın AK Parti'nin başarısında ciddi bir katkısı vardır. Baksanıza muhalif liderler onu eleştirmek için bir bahane bulamıyorlar.

Bu Başbakanı birileri hevesleri uğruna pasifize ederse bunun bedeli ağır olur. Ben şöyle yaparım, ben böyle yaparın demekle olmuyor. Davutoğlu bu sıkıntılı süreçte Başbakanlık yapmasına rağmen AK Parti hükümetine bir leke getirmedi, hatta her geçen gün grafiğini yükseltti. Bu adam harcamaya gelmez ona göre

İkide bir Binali Yıldırım’ı ön plana çıkarmak isteyen birileri olsa da bunun iyi bir fikir olacağına ihtimal vermiyorum. Kendisi iyi bir insan olabilir, ama Türkiye’nin derdine derman olacak kabiliyet onda olduğunu sanmıyorum.

Cumhurbaşkanımızın siyasi partilerle bir araya gelerek ülkemizde bir hoş görü havası kazandırmalıdır.

MHP’nin, HDP’nin, CHP’nin, AK Parti'nin 81 İl başkanlarını Külliyede misafir ederek birlik beraberliğe katkı verip, herkesin Cumhurbaşkanı olduğu görüntüsünü oluşturmalıdır.

%1 ve üstünde oy potansiyeli olan partilerin de üst yönetimini kabul edebilir.

Böyle çalışmalar yaparsa Anadolu’ya bir huzur rüzgarı eser, milletin bir kat daha dualarını almış olur.

Milletvekillerine gelince grup grup karşılıklı ziyarette bulunmaları farzı kifayeden öte vacibattan oldu. Anayasa komisyonunda verdikleri kirli görüntüyü istemiyoruz. Birbirine bağırıp çağırmayı, kavga ederek şiddete pirim vermeyi uygun bulmak mümkün değildir.

Hükümet ayrıca Kürt meselesi ile ilgili kısa ve orta vadede 3-5 yılı geçmeyecek şekilde şeffaf bir eylem planının ortaya koymalıdır.

Bu Başbakana da Cumhurbaşkanına da ihtiyacımız vardır, ama baskın gelme çalışmaları olmasın, aralarında yarışmasınlar, omuz omuza vererek biri diğerine destek olup, mesafe alsınlar.

Aralarında bir çekişme olursa aşağıdaki sıkıntıların gelmesine kapı aralanır,

*AK Parti bir dağılma süreci yaşanacak,

*AK Parti'nin içinde Davutoğlu’nun yerini alan birilerini bulmak çok zor,

*Anadolu bir umutsuzluğa sevk edilecek, mutluluk ve üretim azalacak,

*Paralel yapı silkelenerek kendine gelmeye çalışacak,

*Yeni parti arayışları başlayacak,

İster inan ister inanmayın Cumhurbaşkanı AK Parti'nin başına dönse
bile bu sıkıntıları def etmek mümkün değildir. Öyleyse zaman
yardımlaşma zamanı, ortak akılla hep bir adım ileri çıkma zamanıdır.

Türkiye’nin zaman kaybetmeye tahammülü yoktur.