BIST 9.717
DOLAR 32,57
EURO 34,99
ALTIN 2.447,85

Aydın Doğan gizlice parti mi kurdu?

Bundan 15 yıl öncesi... Yıl 1994... Yerel seçimler yapılıyor. Erdoğan ile Doğan medyasının ilk savaşı... Ama bugünkü gibi değildi o savaş... Görmezden gelmeye dayanan, ambargolu sessiz bir savaştı... Tayyip Erdoğan, Refah Partisi'nden adaydı... Rakipleri ise ANAP'dan İlhan Kesici, CHP'den Zülfü Livaneli'ydi...
Doğan grubu sürekli anket yayınlıyordu. Bu anketlere göre yarış Livaneli ile Kesici arasında geçiyordu.
Erdoğan o anketlerde en sonlarda yer alıyordu...

Bunları o günlerin canlı tanığı olarak anlatıyorum...
Herkes Kesici mi Livaneli mi kazanacak diye sorarken ben;
-"Recep Tayyip kesin alacak" diyordum...
Hatta diğer adayları izleyen muhabir arkadaşlarla iddiaya bile giriyordum...

Yalanım yok, kimse beni ciddiye almıyordu...
Anketler yalan söyleyecek değildi ya...
Erdoğan ismi hep en sonlarda çıkıyordu.
Dahası büyük medyada adı geçmiyordu...
Doğan grubu, aleyhinde değilse Erdoğan'ın hiç bir haberini vermiyordu... Ona muhabir yollamaya dahi tenezzül etmiyordu... 
Bir Milli Gazete izlerdi Erdoğan'ı o zamanlar...
Bir de Günaydın gazetesi adına ben...

Seçimin ertesi gününü hiç unutmam!
Refah Partisi'nin il binasına hiç uğramayan isimler oradaydı...
Erdoğan'ın bugün yandaş medya dediği kesimdendi o isimler...
Yüzlerinde şoke olmuş bir ifade...
Şaşkın bir hal...
"Nereden çıktı bu adam" bakışları...

Şimdiki gibi değildi Erdoğan'ın imajı o zamanlar...
Refah Partisi'nin daha keskin diline sahipti...
"Bir kısım medya"nın "öcü" gibi gösterdiklerindendi...
O zamanlar medyaya da böyle denirdi...
Yandaş yerine "bir kısımdı" onların adı...

O medya için "Demokrasi amaç değil bizim için araç" dediği iddia edilen kişiydi Erdoğan...
Yani bir numaralı rejim düşmanıydı...
Ve İstanbul'u ele geçirmişti...
Medyadaki hava aynen böyleydi...

Sonrasını biliyorsunuz...
Erdoğan'a İstanbul'u yar etmemeye yemin edildi...
Cezaevine giden bir yol açıldı...
O dönemdeki haberleri de çok iyi hatırlarım...
O "belden aşağı" vuruşları...
Bir araba bile dert olmuştu...
Neden plakası RTE diye...
 
Bunları niye anlatıyorum derseniz...
Şunun için...
Medya ne kadar vurduysa...
Erdoğan o kadar büyüdü...
Medya ne kadar saldırdıysa...
Erdoğan o kadar çok oy aldı..

İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına onu taşıyan da bu oldu...
Cezaevinden onu daha da güçlenmiş olarak çıkaran da...
Erdoğan bunu çok iyi biliyor...
Bildiği için de her seçim arefesinde medya ile kapışıyor...
Ve bir şeyi daha iyi biliyor...
Doğan grubunun halk nezdinde sevilmediğini...
O yüzden de savaşı hep onlara ilan ediyor...
Üstüne gelsinler diye kuyruklarına hep seçim döneminde basıyor.

Geçen seçimleri düşünün...
Önceki seçimleri...
Ve bu seçimleri...
Doğan grubu ile hatta doğrudan Aydın Doğan ile kavga etmesinin hikmeti sizce başka ne olabilir...
Niye seçimler arefesinde hep bu savaşlar?

Bir şeye daha dikkatinizi çekeyim...
Ne oldu POAŞ'daki o büyük vergi cezası...
Neden sonradan o ceza kuşa çevrildi...
Niye Doğan'ın cezası affedildi...
Bir gariban vatandaş olsaydı o af olur muydu?

Allah biliyor ya...
Aydın Doğan'ı günahım kadar sevmem...
Ama bir şey var ki bana çok ters geliyor...
O da Erdoğan'ın miting meydanlarında onunla kavga etmesi...
Bu Aydın Doğan bir partinin lideri mi?
Seçimlerde Erdoğan'ın rakibi mi?
Doğan gizli bir parti kurdu da biz mi bilmiyoruz?

Varsa bir günahı...
Sen başbakansın, ödetirsin hesabı...
Meydanlarda onun adını zikretmek ne iş...
Oy avcılığı değilse nedir bunun adı?
Sen onunla başa çıkamıyorsan halk ne yapsın?

Ama elbette işin aslı başka...
Hani bir zamanlar türban oy deposuydu ya...
Şimdi Aydın Doğan, Erdoğan'ın en büyük oy deposu...
Erdoğan, Doğan'a vurdukça güçleniyor...
Doğan vurunca da yine Erdoğan güçleniyor...
Yani her iki durumda da bu kavga Erdoğan'a yarıyor...