BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,73
ALTIN 2.401,14

18'liklerle gezmek yok, yola devam!

Kurtulamadık....
Acı haberi duymayanlar için verereyim dedim...
Üzgünüm ama Tatlıses dedi ki; "Yıkılmadım ayaktayım, meclise giremesem de buradayım. Siyasete devam"... Türkçe'ye çevirecek olursak, "18'lik kızlarla teknelerde "fink" atmaya gitmeyecek, başımıza kalacak..."

Bülent Ersoy'un Star'daki programına konuk oldu...
Malum 22 Temmuz gecesinden beri köşe bucak saklanıyordu...
Öyle utandığından filan değil...
Yanlış anlamayın...
Sanat camiasında asla utanç kelimesi olmaz...
Sadece reytingi ziyan etmemek için...

Hatırlarsınız Bülent Ersoy müstakbel eşiyle ilk İBO Şov'a konuk olmuştu... "Al gülüm ver gülüm" icabı İbo da seçim hezimetini ona anlattı... Bir nevi "Reyting diyeti"ni ödedi!

Allah için reyting yaptıracak laflar da etti hani...
Ah bir bilseniz nasıl dertliydi!
İçim acıdı valla(!)..
"Tüh tüh ettim.. Biz ne halt yedik de böylesi bir halk sevdalısını Meclis dışında bıraktık" dedim... 

Seçim yenilgisine getirdiği şu özlü açıklamaya bakın Allahınızı severseniz;
"Ben ne hacıya ne hocaya yaranıyorum. Yok öyle demezler ne hocaya ne papaza yaranıyorum.  Bir laf vardır, "insan ne yaparsa kendine yapar", ben ne yapıyorsam kendime yapıyorum. Çünkü hiçbir yere bir taşı oturtamıyorum. Taşlar yer bulmayınca karman çorman, eyri büyrü birşey oluyor.  Varlık içinde yokluk çekiyorum. Her şey var, hiçbir şey yok."

"Eğri oturup, doğru konuşun" lütfen! Bu kadar güzel bir yenilgi açıklaması duydunuz mu? Ben duymadım...
Nee!!! Anlamadınız mı ne demek istediğini?
Aman sizde... Adam haklı o zaman;
"Üç gündür ne çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Halimi yüce Yaradan'dan başkası da anlamaz" derken...

Bence çok özlü bir açıklama...
Öyle ki bu sözleri Deniz Baykal'ın dikkatine mutlaka sunmak gerek Özellikle de şu "insan ne yaparsa kendine yapar" kısmını...
Oku Baykal oku!!!
Oku da İbrahim Tatlıses'ten "yenilen pehlivan nasıl kıvırır" dersi al biraz...

Bak ne diyor;
"Bizim niyetimiz milletvekili sevdalılığı değildir. Bizim niyetimiz hizmet sevdalılığır. Yoksa ben Urfa'ya gitmiştim yüzde bir milyon seçilmiştim. Bunun aksini iddia etmek mümkün değil." 

Ya!!! Gördün mü?
Kesinlikle haklı...
Yalnız itiraf edeyim anlayamadığım bir nokta var...
Madem yüzde bir milyon seçilecekti niye gitmedi Urfa'ya?
Şimdi bu açıklamaya göre;
Urfa'dan seçilenler "milletvekili sevdalısı",
İstanbul'dan seçilenler "hizmet sevdalısı" mı oluyor?

Yok ya! Benim kafam bu noktaya basmadı.
Eh! Ne de olsa Oxford bitirmedik!
Yetmiyor işte kültürümüz...
Neyse anlayan, bir zahmet anlatsın lütfen!