Zana davası tutanakları açıklansın
Öncelikle siz değerli okurlarımdan özür dilerim.
Kısa süreli, ama yoğun geçen bir Azerbeycan
seyahatim nedeniyle uzun zamandır olmayan bir şey oldu...
Bir makalem üç gün değişmeden köşemde kaldı.
Türkiye Türklerine, Azerbeycan Türklerinden getirdiğim
selâm beni affettirir belki.
Kıbrıslı soydaşlarımızın Azerbeycan’ı ve onun
sevgi dolu halkını görmelerini isterdim.
“Biz, biz” dediklerinde hepimizi kastettiklerini
gördükçe gururlandım, cesaretlendim doğrusu...
***
Gelir gelmez yazımı yazmak için masama oturdum, ama ne yazacağıma
karar vermek güç oldu.
Türkiye’nin gündemi yine inanılmaz bir hızla
farklılaşmış çünkü.
Bir kaç makale yazılabilir...
Türklerin referandumda “evet”
demelerinin bedelinin uç gösterdiğinden mi başlasam?
Yoksa, referandum sonucundan “sadece sempati
kazandığımızdan mı?”.
Ya da, “Büyük ekonomistlerimiz, neler oluyor
piyasalarımızda?” diye mi sorsam?
Acaba, günlerdir sinirlenerek okuduğum “Çuvaldaki
Müttefik” isimli kitaptan mı söz etsem size acaba?..
***
Bunları düşünürken AB’den müzakere tarihi almak
için girdiğimiz “bitmeyen sınav” tartışmalarına
değinmeğe karar verdim.
Kolay değil, yapılacak anayasa değişikleri ile egemenliğimizi
devretmeye hazırlanıyoruz.
Bu değişikler gerçekleştiği anda, TBMM’de yazılı
olan, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir”
özdeyişi kaldırılmış olacak.
Hemen “statükocu” demeye hazırlanmayın canım!
AB’ye girmek istiyorsak bunlar tabii ki yapılmalı,
ama beni korkutan her zaman olduğu gibi yine ikiyüzlü
davranmalarıdır.
Sabancı’nın katilleri Avrupa’da serbestçe dolaşırken bizden
teröristleri serbest bırakmamızı istemeleri kuşkuları haklı kılıyor
tabii...
***
Ayrıca, bu nasıl terörle mücadele anlaşılır gibi değil!
Bir taraftan terörle mücadele adı altında Irak’ta
binlerce masum insanı öldüreceksin...
İşkence edilen Irak'lılar olayına -iğrenç
fotoğrafları gömüşsünüzüdür- AB'den çıt
çıkmayacak.
Sonra da Zana ve arkadaşlarını affetmek adına
bize, “binlerce teröristi de affet”
diyeceksin.
Daha da önemlisi, bu davayı müzakere tarihi vermek için
yeni bir ön şart sayacaksın.
Bu ikiyüzlülük değil de nedir?
***
Daha birkaç gün önce “KKTC halkı ‘evet’ versin AB yolu
açılacak” diyen ekip ise birdenbire yeni bir şarkı
tutturdu: “Zana’yı affedin, Türkiye’nin önü
açılsın.”
Ey devlet! Ey adalet!
Sade bir Türk Vatandaşı olarak öğrenme hakkımı
kullanmak ve kısır tartışmaları önlemek adına size bir çağrım
var.
Leyla Zana ve arkadaşlarının davasını şeffaflaştırın
lütfen...
Gazetelerde ve internet sitelerinde bu davanın tutanakları
yayınlansın.
Bu tutanaklar, fikirlerin yargılandığını gösteriyorsa
boynumuz kıldan incedir, affedin gitsin.
Yok öyle değilse eğer, bu tutanakları “iki yüzlülerin” yüzüne
çarpalım hep beraber.
Demokrasi adına, halkın bilgilenme hakkı adına, doğru karar verme
adına, AB değerleri adına...
Açıklayın mahkeme tutanaklarını!