BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

YÖK Başkanı Teziç'ten siyasilere taş

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ÖSS katsayısı üzerinden verilen demeçlerden yakındı. Teziç, çocuklarını yurtdışında okutan siyasetçilere de gönderme yaptı.

Abone ol

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ''siyasi çevrelerin eğitimle ilgili değerlendirmelerinde üsluplarını değiştirmelerini'' isteyerek, ''Meydanlarda, üniversiteleri küçük düşürecek ifadelerle değerlendirme yapmayalım. Hepimizin çocuklarının Avrupa'da, Amerika'da okuma şansı yoktur'' dedi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusü'ndeki Rektörler Toplantısı'na verilen arada basın toplantısı düzenleyen Teziç, Türk üniversitelerinin dünyadaki ilk 500 üniversite içinde yer almamasının, sık sık ''hakaretamiz üslupla'' dile getirildiğini kaydetti. 2003 yılında, İstanbul ve Hacettepe üniversitelerinin ilk 500 üniversite içinde yer aldığını ifade eden Teziç, üniversitelerin dinamik alanlar olduğunu, çok ufak değişikliklerin, örneğin yayın sayısındaki küçük bir kımıldamanın bile bu sıralamada yer almayı etkilediğini anlattı. Teziç, şöyle devam etti: ''2003 yılından bu yana Türk üniversitelerinin içine sokulduğu kıskaç değerlendirilirse, niçin ilk 500'ün içinde olamadığımızın cevabını bulmuş oluruz. Siyasi çevrelere buradan hitap etmek istiyorum: Eğitim ile ilgili değerlendirmelerdeki üslubumuzu değiştirelim. Meydanlarda, üniversiteleri küçük düşürecek ifadelerle değerlendirme yapmayalım. Hepimizin çocuklarının Avrupa'da, Amerika'daokuma şansı yoktur. Türk evlatlarının üniversiteleri buradadır. O üniversiteler de laik cumhuriyetin aydınlık temelleridir.'' Teziç, Türkiye'deki üniversitelerin durumunu değerlendirmek, dünyadaki gelişmeleri göz önünde bulundurarak çalışmalar yapmak üzere stratejik bir komisyon oluşturduklarını anımsatarak, bu komisyonun çalışmalarını ''mükemmeliyetçi bir yaklaşımla'' yürüteceğini söyledi. Bu çalışmadan çıkacak sonuçların üniversitelere empoze edilmeyeceğini vurgulayan Teziç, bunun sadece düşündürücü ve yol gösterici ilkelerden oluşacağını anlattı. -''DURAĞAN DEĞİLİZ''- Kendilerinin bugün sadece sınava odaklandığını ifade eden Teziç, üniversitelerde kontenjan sınırlı olduğu sürece üniversiteye giriş sınavının var olacağını belirtti. Teziç, ''Sınav, kaçınılmaz bir husustur. Ama, bu sınav da kuralına göre yapılacaktır. Bir defa sınavın dürüstlüğünü koruyacağız, etkilerden arınmış bir sistemle, tıpkı bugün olduğu gibi yapacağız'' diye konuştu. Teziç, sınavın içeriğinin, üniversitelerden gelecek görüşler ve 2006 Ocak ayında planladıkları uluslararası toplantıdan çıkacak değerlendirmeler doğrultusunda belirleneceğini kaydederek, ''Böylece bize özgü, Türkiye'nin kendi koşullarına özgü sınav sistemi modelini de oluşturabiliriz. Durağan değiliz. Biz, hep kendi içimizde durumumuzu değerlendiriyoruz'' dedi. Teziç, yapacakları çalışmayla Türk devletinin bilim politikasının ne olacağı sorusuna kapı aralayacaklarını belirterek, bunun, üniversitelerin ve YÖK'ün kendi kendine bir meydan okuması olduğunu söyledi. -''ALANLAR GENİŞLETİLMEYECEK''- Teziç, bir gazetecinin meslek lisesi öğrencilerinin yükseköğretimde devam edecekleri alanların sayısının artırılıp artırılmayacağını, bu konuda ÖSYM ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın ortak çalışıp çalışmayacağı sorusuna, şu karşılığı verdi: ''Bizim böyle bir düşüncemiz yok. Meslek liseleri, kendi yollarında devam etmeli. Bizim, Talim ve Terbiye Kurulu ile yapabileceğimiz ortak çalışma, ancak şu olabilir: Meslek liselerinin seviyesini yükseltmek ve meslek yüksek okullarına daha iyi nasıl öğrenci alınabilir, bunun değerlendirmesini yaparak içinde yaşadığımız sorunları aşmak... Meslek liselerini küçümser ifadelerden de kaçınmalıyız. Çünkü orada okuyanlar, bu ülkenin çocukları.'' -''GERÇEKLEŞMEYECEK BİR UMUT...''- Teziç, gelişmiş ülkelerde meslek liselerinin orta öğretim içindeki oranının yüzde 60-70'lere çıktığını, ancak bu durumun Türkiye'de tam tersine olduğunu anlattı. Gelişmişliğin ölçüsünün, meslek liselerinin oranının yüksek olmasına bağlı olduğunu ifade eden Teziç, siyasilerin de Türkiye'de gelişmiş ülkelerin tersine olan bu durum konusunda ''makası daraltmak gerektiği'' yönünde açıklamalarda bulunduklarını kaydetti. Teziç, şunları kaydetti: ''Siyasiler bunu söylüyorlar ama sık sık katsayı konusunu ifade ederek, bu liselerde okuyan çocuklara, gerçekleşmeyecek bir umut vermeye çalışmaktadırlar. Bu çocukların huzurunu kaçırmayalım. Bir endüstri meslek lisesi mezununun aldığı öğrenimin altyapısı, mühendislik fakültesinde makine mühendisliği bölümünde okuyacak düzeyde değildir. Bu olmadığı içindir ki, bunların kendi alanlarında devam etmeleri en sağlıklı yoldur. Eğer biz, meslek lisesi mezunlarınıözendirip, üniversitelere yönlendirmek istiyorsak, burada bir sakatlık var demektir. Bu yanlışlığın meydanlarda politik malzeme konusu yapılmamasını rica ediyorum.'' Teziç, Şubat ayından bu yana üniversitelere eleman alınmadığını, kendilerine verilen kadroların kullanılamadığını ifade ederek, hükümetin, bu konuda yardımcı olması gerektiğini söyledi. -YENİ ÜNİVERSİTELER AÇILMASI KONUSU- Teziç, geçen hafta İstanbul'da gerçekleştirilen ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katıldığı toplantıda yeni üniversite açılması konusunun görüşüldüğünü belirtti. Bu konuda hem YÖK'ün hem de hükümetin oluşturduğu kriterler bulunduğunu, bu kriterler çerçevesinde üniversitelerin durumunun değerlendirilmesi konusunda mutabık kalındığını ifade eden Teziç, ''Mutabık kaldığımız konu budur. Yoksa, 15-20 üniversite açılsın diye bir rakam telaffuz etmedik, resmi bir anlamda bu konuya girmedik'' dedi. Hükümetin, sıralamada değişiklik yapabileceğini kaydeden Çelik, ''Bunun çerçevesi bizim ve hükümetin kriterlerimizdir. Bunlar zaman zaman örtüşüyor, örtüşmeyenleri de var'' ifadesini kullandı. Milli Eğitim Bakanı Çelik ile yeni tıp fakültesi açılması konusunda görüşme yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Teziç, konunun gündeme gelmediğini bildirdi.