BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Yargı üyelerinden yargıya ağır eleştiri

YARSAV'a alternatif olarak kurulan Demokrat Yargı Derneği'nden darbe planlarına sert eleştiri geldi

Abone ol

AK Parti kapatma davası başta olmak üzere kritik pek çok davada ismi geçen Raportör Osman Can'ın da içinde bulunduğu Demokrat Yargı Grubu'ndan ortaya çıkan Balyoz Darbe Planı'na sert tepki geldi.

Demokrat Yargı Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada yargı organlarını belirleyen yasaların da darbe ürünü olduğu savunuldu. "Darbe planları ne şaşırtıcı ne de sıradan bir işgüzarlık olarak kabul edilebilir" diyen yargı üyeleri daha demokratik bir Türkiye için harekete geçilmesini istedi.

Yapılan yazılı açıklamadan satır başları şöyle:

Türkiye 1960’tan beri darbelerin biçimlendirdiği bir ülke konumundan çıkamamıştır. İki Anayasayla birlikte temel siyasal ve sosyal yapıya ilişkin yasaların ağırlıklı kısmı darbelerin ürünüdür. Başta Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, HSYK, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Askeri Yargıtay olmak üzere yargıya ilişkin tüm yasalar ya darbeciler tarafından ya da onların dayatmasıyla çıkarılmıştır.

Sistemin temel yapısını belirleyen darbe kültürü, bu eksende her bir müdahaleyi ahlaki bir görev, bir erdem olarak tüm devlet aygıtlarına dikte etmiş, siyasete ise kanıksatmıştır. Bu nedenle darbe planları ne şaşırtıcıdır, ne de sıradan bir işgüzarlık olarak kabul edilebilir. Bu tepkiye karşı bu güne kadar yargıdan esaslı bir sesin yükselmemiş olması da şaşırtıcı olmamalıdır.

Siyasi aktörlerden beklediğimiz kendi parti politikalarının dışına çıkarak da olsa, hem kendi aralarında, hem de toplumla iletişim süreci içine girerek demokrasi inşasına başlamalarıdır.

Darbe kültürünün erdemsizlik, demokrasiyi ise barış içinde yaşamanın tek imkânı olduğuna yönelik bir bilinç, bu doğrultuda yapılandırılmış bir yargı erki ile mümkündür.

“Demokrat Yargı” olarak yargıyı ideolojilerin veya partilerin değil, toplumun yargısı haline getirecek demokratikleşme adımlarının ivedilikle atılmasının tarihi bir görev ve sorumluluk olduğunu tüm siyasi ve yargı aktörlerine yeniden hatırlatmayı zorunlu görüyoruz.