BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Veto tehdidi gölgesinde AB zirvesi

Brüksel'deki AB liderleri zirvesini izleyen gazeteci Güven Özalp, 27 Avrupa Birliği ülkesinin devlet ve hükümet başkanlarının zirvede 2014-2020 bütçesi için kozlarını paylaştığını yazıyor.

Abone ol

Parasal konular söz konusu olduğunda kılı kırk yaran, saatler hatta günler süren toplantılara ev sahipliği yapan Nobel barış ödüllü Avrupa Birliği, yeni bir bütçe savaşının eşiğinde.

Üye ülkelerin krizden çıkma ya da krizin pençesine düşmeme mücadelesi verdiği bir ortamda Brüksel’de iki günlük bir zirve için bir araya gelen 27 Avrupa Birliği ülkesinin devlet ve hükümet başkanları 2014-2020 bütçesi için kozlarını paylaşacak.

Tarafların tutumlarında belirgin farklılıklar olması zirve öncesinde mini zirvelerin yapılmasını kaçınılmaz kıldı. Bütçe konusunda iki ana kamp dikkat çekiyor.

Bunlardan ilkini Avrupa Birliği bütçesinde daha fazla kesintiye gidilmesini savunan ülkelerin oluşturduğu grup, diğerini ise daha fazla kesintiye yeşil ışık yakılmasına karşı çıkanlar olarak özetlemek mümkün.

Bir de bu iki akıma üye ülkelerin ulusal çıkarları bağlamında elde etmek ya da korumak istedikleri avantajlar eklenince durum daha da karmaşık bir hal alıyor.

Pazarlıkların odağındaki rakam ise yaklaşık 973 milyar euro düzeyinde.

Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, 2005’teki “bütçe zirvesi” için “görevde olduğu süre içinde yürüttüğü en zorlu müzakere” ifadelerini kullanmıştı.

Bu zirve ise 2005’i gölgede bırakma potansiyeline sahip. Zirve öncesinde üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarının oldukça derin olması, resmi gündemde "zirve üçüncü güne sarkabilir” uyarısının yapılmasına neden oldu.

İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın hafta sonu randevularını iptal etmesi de gergin geçmesi kesin olan zirvenin sarkma olasılığının güçlü olduğunun işareti olarak algılanıyor.

Zirvede, “sorun çıkarma potansiyeli” en yüksek liderlerden biri olarak görülen Cameron, Brüksel’e ilk gelen lider oldu.

“Kemerlerin sıkıldığı bir dönemde Avrupa Birliği’nin de üzerine düşeni yapması gerektiği” tezini işleyen ve harcamalarda gerçek anlamda bir kesintiye gidilmemesi halinde veto hakkını kullanmaktan çekinmeyeceğinin sinyalini veren Cameron’a en önemli destek İsveç ve Hollanda’dan geliyor.

Bütçede kesinti yapılmasını ya da harcamaların dondurulmasını sadece bu üç ülke istemiyor ancak zirveye bu taleplerle gelen ülkelerin nereden ne kadar kesinti yapılacağı konusunda aynı frekansta buluştuklarını söylemek oldukça zor.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin, “Ciddi bir mücadeleyle karşı karşıyayız. Fransızlar, İngilizler, Güney Avrupa, Doğu Avrupa… Hepimizin kendimize özgü taleplerimiz var” sözleri zirvenin ruh halini net şekilde yansıtan bir içeriğe sahip.

“Büyüme ve istihdam kanadında” yer alan ve “gerekli harcamaların yapılmasından” yana tavır koyan ve İngiltere’yi net şekilde eleştiren Belçika’nın Başbakanı Elio Di Rupo, Fransa ve İtalya’nın da ağırlığını bu yönde kullanmasını umuyor.

Zirve öncesinde 27 liderle tek tek bir araya gelen Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, 3-24 milyar euro arasında değişebilecek kesinti içeren önerisine destek arayışını sürdürdü. “Daha az parayla mevcut performansın korunamayacağı” uyarısında bulunan Van Rompuy’un önerisinden memnun olanların sayısı pek de fazla değil.