BIST 10.282
DOLAR 32,29
EURO 34,79
ALTIN 2.402,61

Vardiya Bizde Platformu

Vardiya Bizde Platformu

Balyoz tutuklusu muvazzaf ve emekli asker yakınları, artık ezberlediğimiz aynı eylemi bir kez daha tekrarladı.

Aralarında General ve Amiral eşlerinin de bulunduğu kalabalık bir grup Anıtkabir’de buluştu.

“Gençlik Marşı”, “Harbiye Marşı”, “Ankara’nın taşına bak” türküsü okundu.

Onlara eşlik eden binlerce yurttaş slogan attı.

“Türkiye laiktir, laik kalacak” diye bağırdı.

Kimisi gözyaşlarını tutamadı.

Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Hanım titreyen ses tonuyla “gururlu, mutluyuz. Bu desteği görmek çok güzel bir duygu dedi”.

Bu kalabalık grup, “Balyoz tutuklamalarını Ata’ya şikâyet için” oradaydı.

 Fotoğraf, hiç tereddütsüz Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki Cumhuriyet Mitinglerini çağrıştırıyordu.

Yalnızca benzerlerini; kendisi gibi düşünenleri hedefleyip geride kalan çoğunluğu görmeyen,

O temel kitlenin, “nasıl”, “neye, hangi kriterlere göre” karar verdiğini bilmeyen;

Onları hiç tanımayan, anlamayan,

Kendisine benzeyen onbinlere bakıp Türkiye’nin ayağa kalktığını sanan o homojen kitle…

Başbakan Erdoğan’ın “prototip” diye sınıflandırabildiği azınlık…

 İşte onlar, hiç mi hiç değişmediler.

Değişmedikleri içindir ki; çok şeyin değiştirilmesine fırsat yarattılar.

Kafaları bozuldukça bir araya gelip marşlar söylediler, sloganlar attılar ve sık sık “Anıtkabir’e gidip Ata’ya şikâyet ettiler”…

Ata ne yapsın?

Yapacağını fazlasıyla yapmış zaten!

Vatanı düşmandan, saltanattan, cehaletten; bilumum prangalardan temizledikten sonra “bu ülkeyi elbirliği ile yönetin” deyip demokrasiyi getirmiş.

“Birbirinizi anlayın, tanıyın”, “halka onların ruh ve vicdanından alınmış fikirleri telkin edin” diyerek yol da göstermiş.

Şimdi her fırsatta Ata’ya gidip de onu yalnızca size benzeyenlerin Ata’sı gibi göstermeye; kendi saffınıza çekmeye; sizden farklı gerçekleri yaşayan büyük kitlelerden koparmaya ne hakkınız var?

Mustafa Kemal Atatürk, zaferi, köylü kadınlarıyla, eli nasırlı Anadolu insanıyla, yalınayak bir milletle kazandı.

Halkın nabzı, parmaklarının ucundaydı.

Onları çok iyi anladığı içindir ki; küllerinden doğan bir millete önderlik etti.

 Siz, yıllarca kendi insanınızı tanımak ihtiyacı duymadan fildişi kulelerde yaşadıktan sonra halkla, hangi noktada buluşmayı umuyorsunuz? 

Onlarla aynı dili konuşmadığınızın farkında bile değilsiniz.

Eğitim ortalaması ilkokul 3 olan Türk halkının ne istediğini; neye öncelik verdiğini bilmiyorsunuz.

Bu nedenle şartları ve gerçekleri sizlerle aynı olan kitleyi halk sanıyor; onlarla birlikte verdiğiniz fotoğrafla milyonları, karşı cepheye kilitliyorsunuz.

Onları korkutuyorsunuz.

Cumhuriyet Mitingleri size bu gerçeği öğretmiş olmalıydı ama belli ki; başka bir yol, farklı bir yöntem bilmiyorsunuz.

 Ortada bir haksızlık, adaletsizlik olduğuna inanıyorsanız bunu, naçiz vücudu toprak olan Atatürk’e değil; hepimize vasiyet ettiği üzere yönetim ortağımız olan halka anlatacaksınız.

Ama onları tanıyarak ve aynı dili konuşarak.

 Zulüm gördüğünüzü düşünüyorsanız, zulüm gördüğünüzü ifade edeceksiniz.

“Türkiye laiktir; laik kalacak” sloganıyla kafaları karıştırmayacaksınız.

“Laiklik” bahanesiyle başına gelmedik kalmayan bu milleti “amanın” diyerek kaçırtmayacaksınız.

Onların ruh ve vicdanlarından alınmış fikirler” sayesinde, “Cumhuriyetin muhafızları” olmalarını sağlayacaksınız.

 Siz, düşünen, üreten, gelişimi ve yükselişi gerçekleştiren lokomotif kitlesiniz.

Sizi seviyoruz.

Ama sizin sevmeyi unuttuğunuz milyonları da seviyoruz.

Lütfen işe buradan başlayın.

Dönün Anadolu’ya, halkla buluşun.

Onları tanıyın, anlayın, sevin.

Ortak dili konuşmayı öğrenin.

Bir haksızlığa uğradığınızda, sizden önce onların sokaklara döküleceğini göreceksiniz.