BIST 10.157
DOLAR 32,29
EURO 35,01
ALTIN 2.461,89
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Tutuklu vekilleri Fransızlar mı seçti!

CHP lideri Kılıçdaroğlu Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar sorunlu bir Meclis açılacağını belirterek hükümeti topa tuttu

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu seçim sonrası YSK ve mahkemelerin aldığı kararları eleştirdi, bu sürece bilinçli gelindiğini iddia ederek hükümeti topa tuttu.

Türkiye tarihinde ilk kez sorunlu bir meclisin açılacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, demokrasi açığının büyüdüğünü, kalitesinin düştüğünü söyledi.

Seçilenlerin Meclis'e girememesini eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Halkın iradesine o kadar vurgu yaptınız. Bunları kim seçti? Yurt dışından gelenler mi seçti? Fransızlar, İngilizler mi seçti? Bu ülkenin insanları seçti. Bu ülkenin insanlarının seçtiği insanların iradesine darbe koyuyorsunuz." tepkisi gösterdi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 18. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Kılıçdaroğlu'nun gündeminde de seçim sonrası yaşanan gelişmeler vardı. ''Türkiye tarihinde ilk kez sorunlu bir meclis açılıyor'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sorunları olan bir meclis açılıyor. Dönüp bakmamız lazım. Bu sorunları yaratan kim. Anamuhalefet partisi mi yoksa iktidar mı? Peki bu sorunlar bilinmiyor muydu, biliniyordu. Peki bu sorunların çözülmesi için neden çaba sarf edilmedi. Demokrasi açığımız büyüyor arkadaşlar. Yasama, yargı, yürütme denilen 3 kurum var. Çağdaş demokrasilerde 4. kurum da medyadır. Kim bana söyleyebilir Türkiye'de medyanın üstünde baskı yoktur. Hiç kimse söyleyemez. Medyada baskı varsa, halkın sağlıklı bilgi alma hakkı yoktur. İki yasama yargı yürütme. Yargının bağımsız olduğunu kim söyleyebilir. Bana bir Allahın kulu çıkıp desin ki (Türkiye'de yargı bağımsızdır).''

ONLAR TUTUKLU MAHKUM DEĞİL

Herkesin seçme ve seçilme hakkı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Seçme seçilme hakkı vardır her yurttaşın. Cumhuriyet başsavcılığına başvurup (aday olmak istiyorum aday olmama da engel bir şey var mıdır yok mudur) dediniz ve kağıdınızı aldınız. İstediğiniz partiden aday oluyorsunuz. YSK bakıyor belgelere, (senin aday olmanda bir engel yok) diyor. Kararını alıyor ve Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Halkın iradesini biliyoruz. Halk seni milletvekili seçiyor. YSK onaylıyor adını milletvekili diye yazıyor. Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Ayrıca YSK TBMM'ye de yazını gönderiyor. Siz tutuklusunuz mahkum değil. Hakkınızda verilmiş bir hüküm yok. Sadece tutuklusunuz. Neden tutuklusunuz o da meçhul. Ama tutuklusunuz. Şimdi bu kişinin parlamentoda gelip yemin etmesi lazım. (Efendim sen kusura bakma TBMM'ye gidip yemin edemezsin...) Niçin, (deliller toplanmadı) 3 yıldır deliller toplanmadı. Onun günahı ne? Kim delilleri toplamadı. İktidar ne güne duruyor. Ve daha büyük bir facia deliller toplanmadı ama seni yargılıyorum. Peki yarın bir delil çıkar da, beraat ederse ne olacak. Hiç dünyada böyle bir yargı sistemi gördünüz mü? Hukukun üstünlüğü diyoruz. Efendim kanunlar böyle. Hukuk devletinde, özel yetkili mahkeme olmaz. Ne demek özel yetkili mahkeme. Geldiğimiz nokta şudur, herhangi bir milletvekili bugün öğleden sonra terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alınabilir. Öğleden sonra yargılanabilir, akşama da doğru da hapse atılabilir. Yeniden ifadenizin alınması için de aradan belli bir süre geçmesi gerekir. Böyle bir şey olabilir mi? Demokrasinin kalitesi bu mu? Siz Cumhuriyet tarihinde olmayan şeyleri yapıyorsunuz.''

CHP'NİN ANAYASA ÖNERİSİ TAMAM

"Anayasa değişikliği eyvallah. Anayasa değişikliği yapalım. Referandumdan hemen sonra söyledim. Parlamentoda ekip oluşsun, anayasa değişikliği için yol alalım. Anayasa değişikliği konusunda en net, görüşlerini kamuoyuyla paylaşan tek parti CHP'dir. Hiç başka parti yoktur. Bizim görüşlerimiz belli. Evrensel hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Evrensel hukuk, Yargı bağımsız olacak, yasama organı bağımsız olacak. Yürütme organı da kendi işini yapacak.''

YARGIÇLAR KAN DAVASINA BAKAR GİBİ BAKIYOR

Kılıçdaroğlu, Yargıçların davaya bakarken ''kan davası'' gibi davaya bakmamaları gerektiğini vurgulayarak, ''Davaya bakan yargıçlardan birisi zaten tazminat davasına mahkum edildi. Onların tarafsız olmadıkları yargı kararıyla kesinleşmiş. Artık yargıcın o davadan çekilmesi lazım. Bizim aramızda husumet vardır. Ben lehine, aleyhine de karar versem 'bu, kamuoyunda tartışılır' demesi lazım. Yargıcın görevi budur. Ama yargıç, 'hayır, bu davaya bakacağım. Hepinizin burnundan getireceğim.' Böyle bir davranış olmaz. Hukuk sisteminde olmaz'' ifadelerini kullandı.

BUNLARI FRANSIZLAR MI SEÇTİ?

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Halkın iradesine o kadar vurgu yaptınız. Bunları kim seçti? Yurt dışından gelenler mi seçti? Fransızlar, İngilizler mi seçti? Bu ülkenin insanları seçti. Bu ülkenin insanlarının seçtiği insanların iradesine darbe koyuyorsunuz. Sonra demokrasiden, hukukun üstünlüğünden bahsedeceksiniz. Birbirimizi kandırmayalım. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü sadece Türkiye'ye özgü değil. İnsanın olması gereken her yerde lazım. Onun için evrensel hukuk kuralları. Benim seçme ve seçilme hakkıma sınır getiren düzenleme varsa bu insan haklarına aykırıdır.'

BASKI OLMADIĞINI KÜLAHIMA ANLATIN

Türkiye'nin demokrasi kalitesinde ciddi sorunlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, demokrasi kalitesinin sadece siyasi kurum için değil herkes için geçerli olduğunu belirterek, ''Siz de sağlıklı çalışan bir hukuk sistemi içinde görev yapmak istersiniz. Demokrasi kalitesinin zaaf içerdiği bir ortamda üretim de, ihracat da olmaz. Sanayici de rahat çalışamaz'' dedi. 

''Efendim baskı yokmuş. Efendim onu benim külahıma anlatın. Kusura bakmasınlar''
diyen Kılıçdaroğlu, iş adamlarının hükümeti eleştiremediğini savunarak, sözlerine şöyle devam etti:

İNAN KIRAÇ'I HATIRLATTI

''Buyursun eleştirsin bakalım. Başına ne gelecek göreceğiz. Böyle demokrasi mi olur? Bir iş adamı sadece özel bir sohbette demiş ki, 'CHP birinci parti olabilir. O kadar. Onu da söyleyip söylemediğini bilemiyoruz. Vay sen misin onu söyleyen. Bir partinin birinci olacağını düşünmek, ne zamandan beri bu ülkede suç oldu?