BIST 10.083
DOLAR 32,41
EURO 34,75
ALTIN 2.433,76
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'nin en zengini de hata yapar

Forbes 'En Zengin 100 Türk' listesinin zirvesindeki Hüsnü Özyeğin, iş dünyasındaki tecrübelerini ve hatalarını anlattı...

Abone ol

Özyeğin, Rusya'nın başkenti Moskova'da Türk Rus İşadamları Birliği (RTİB) tarafından Ritz Carlton Oteli'nde düzenlenen "Zirve Sohbetleri" toplantısına katılarak kendisini anlattı, iş adamlarına tavsiyelerde bulundu.

Türkiye'nin bugün geldiği noktaya kendisinin bile inanamadığını söyleyen Özyeğin, "Eskiden İsviçre bankalarından 1 milyon frank kredi aldığımızda bayram ederdik. Şimdi Avrupa'ya yüzde 5, 5.5 ve 6 ile 5 yıllık bono çıkarıyoruz. Türkiye'de muazzam bir mali disiplin uygulanmakta. Avrupa'da bütçe açığı yüzde 5, bizde geçen yıl bu yüzde 1 oldu. Bu yıl da yüzde 1 öngörülüyor" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN YÜZÜ DIŞA DÖNMELİ

Türk işadamlarının iş yapmak için Hindistan, Rusya, Çin gibi gelişen ülkelere yönelmesi gerektiğini ifade eden Özyeği n şöyle devam etti:

"Gelişmekte olan ülkelere yatırım yaparak Türkiye'yi geliştirebiliriz. Türkiye'nin yüzü dışa dönmeli. Türkiye sadece iç kaynaklarla ülkemizde her yıl ihtiyacı olan 700-800 bin istihdamı sağlayamaz. Sürdürülebilir bir büyüme için de eğitime daha fazla önem vermeliyiz. Çin, Kore ve Japonya'da bugün herkes en az lise mezunuyken, Türkiye'de eğitim oranı 6.5 yıl oranında. Son zamanlarda çok çaba harcanmasına rağmen o kadar geriden geliyoruz ki hala yeterli değil yapılanlar. Durumu iyi olan her işadamı eğitime mutlaka destek olmalı."

PANİKLEYEBİLİRSİNİZ AMA YANSITMAMALISINIZ

Özyeğin, bir soru üzerine her zaman sade bir vatandaş olduğunu ve ABD'de yarı burslu olarak eğitime gittiğinde cebinde sadece 100 dolar parasının olduğunu, bir yandan okurken diğer yandan akşamları lüks bir balık restoranında komilik yaptığını belirterek, "İş hayatında paniklediğim anlar oldu. 2001 yılındaki krizde bir çok işadamı panikledi. Bir şirketin başındaysanız sizin paniklemeniz önemli değil. İçinizdeki paniği dışa vurmamalısınız. 1994 ve 2001 krizlerinde resmen maske takarak dolaştım. Bu dönem işyerlerinde en neşeli gezdiğim dönemlerdi. Ancak eve geldiğimizde endişemi eşim anlıyordu. 2001'de 22 özel bankaya el kondu" diye konuştu.

EN ZENGİN NASIL HİSSEDER?

Türkiye'nin en zengin adamı olarak ne hissettiği yolundaki bir soru üzerine Özyeğin, "Bu konuda konuşmayı pek sevmem ama yaptığım en önemli işlerden biri bir madde bağımlılığı tedavi merkezi kurmamdır. Tinerci çocuklardan 70'i burada tedavi oldu. Yaptığım okullar ve yurtlar ve verdiğim burslar sayesinde 30 bin öğrenci okuyor. Benim yaptığım okulları ve yurtları göremezsiniz çünkü bunları en fazla ihtiyacın olduğu en ücra yerlerde yaptım" dedi.

GİMA HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK HATAM

Özyeğin bir soru üzerine, GİMA'nın hayatındaki en büyük hatalardan birini oluşturduğunu belirterek, GİMA'yı özelleştirmeden alan birinden satın aldığında çok yatırım yaptığını ve satın aldığı 1996 yılından sattığı 2005 yılına kadar her yıl zarar ettiğini söyledi.

Ancak GİMA sayesinde Finans Bank'ın kredi kartlarını çok sayıda arttırdığını ve bunun da bankanın değerini artırdığını ifade eden Özyeğin, GİMA'dan tam olarak çok yakın bir zamanda kurtulduğunu ve bunun için de hemen bir kurban kestirdiğini söyledi.

KRİZ OLASILIĞI GERİDE KALDI

Özyeğin bir soru üzerine, ABD'de finansal krizden yavaş yavaş çıkıldığı ve ABD ekonomisinin hafif büyüme gösterdiğini belirterek, "ABD ekonomisi ufak tefek canlanma gösteriyor. Avrupa ülkeleri de Sarkozy ve Merkel'in uzun görüşmelerinin sonunda finans kuruluşlarını kurtarma kararı aldı. Bankalara 500 milyar avro 3 yıl için yüzde 1 faizle borç verildi. Yarın 500 milyar avroluk bir ihale daha var. Kriz ihtimali bana göre geride kaldı" diye konuştu.

TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK YÜZDE 4 BÜYÜYECEK

Hüsnü Özyeğin, Türk ekonomisiyle ilgili bir soru üzerine de, şunları söyledi:

"Türkiye'de çok iyi bir ekonomi yönetimi var. Kaptan köşkünde oturan yöneticiler sürekli her şeyi yakından izliyor ve ve amaca yönelik anında müdahalede bulunuyorlar. Aralık ayında kurdaki spekülatif artışları doğru müdahaleyle hem ihracatçıları memnun edecek hem de iyi bir düzeyde tuttular. Çok çabuk kararlar alınabiliyor. Bu güzel bir şey. Dünyadaki kredilerin yüzde 50'sini Avrupa'daki bankalar veriyor. Bu yüzden bir takım özelleştirmeler yapılamadı. Türkiye'nin bu yıl ekonomik olarak yüzde 4 oranında büyüyeceğini tahmin ediyorum."