BIST 10.046
DOLAR 32,33
EURO 34,73
ALTIN 2.407,56
HABER /  GÜNCEL

Türkiye 529 kardeşi için ayakta

Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, Mısır’da darbecilerin verdiği 529 idam kararı lanetlendi.<br/><br/>ANKARA<br/>İnsanlık İ...

Abone ol

Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, Mısır’da darbecilerin verdiği 529 idam kararı lanetlendi.

ANKARA
İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformu öncülüğünde yapılan eyleme, Ankara Eğitim Bir-Sen, İlim Yayma Cemiyeti, Özgür-Der, Server Vakfı üyeleri ve birçok sivil toplum kuruluşunun üyeleri katıldı. Grup adına yapılan açıklamada, Mısır yönetiminin Müslüman Kardeşler yanlısı 529 kişi hakkında idam kararı vermesine tepki göstermek amacıyla toplanıldığı belirtildi. “Katil darbeci düzenin idam kararı hükümsüzdür” pankartı açarak slogan atan grup, yapılan basın açıklamalarının ardından olaysız şekilde dağıldı.

BATMAN
Gülistan Caddesi’nde Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu, Mısır’da Müslüman Kardeşler üyesi 529 kişi hakkında verilen idam kararını kınamak için basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya 19 STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu Dönem Sözcüsü Zahir Seven, "Kardeş ülke Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur. Bu kararı veren mahkemenin geçtiğimiz 3 Temmuz 2013’te askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbecilerin emrinde olduğu aşikardır. Sisi cuntası Mısır’da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşleri hedef alarak 28 Şubat’taki demokrasiye balans ayarı yapıldı cümlelerine benzer şekildeki söylemleri batı tarafından büyük bir teveccüh ile karşılanmıştır. Bu idam kararlarının hiçbir şekilde insan hakları, özgürlükler ve adaletle bir ilgisi yoktur. İnsanların temel hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığı bir karardır. Yaşanan bu hukuk dışı süreçte batının sessiz kalması elbette ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir ürünüdür. Zaten aynı güçler darbe sürecine de destek vermişlerdir" dedi.

ELAZIĞ
Elazığ’daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, PTT Meydanı’nda toplandı. Kefen giyip, pankart açan kalabalık, slogan atarak Mısır’da 529 kişi için verilen idam kararlarını protesto etti. Burada ortak basın açıklaması düzenleyen Memur- Sen İl Temsilcisi Murat Ergen ile Anadolu Gençlik Derneği Elazığ Şube Başkanı Recep Koca, Mısır’da 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam cezası kararının bir insanlık suçu olduğunu söyledi. Ergen ve Koca, "Bu kararı veren mahkemenin geçtiğimiz 3 Temmuz’da askeri darbe yapan cuntanın emrinde olduğu aşikardır. Aynı askeri cunta 14 Ağustos 2013 tarihinde Adeviye Meydanı’nda 3 binden fazla sivili şehit etmekten kaçınmamıştır. Şimdi bu cuntanın elindeki yargının 529 kişi hakkında verdiği saçma sapan idam kararları bizi şaşırtmamıştır. Dakikaya 26 idam kararı düşmüştür. Ey insanlık Mısır’da insanlık öldürülüyor. Uyan Dünya diren insanlık Mısır’da insanlık asılıyor. Artık yeter de ve seyretme. Küresel adalet ve insanlığın ölmemesi için özgürlük meşalenle dar ağaçlarını yak idamları durdur. Kukla rejimler ile darbecilerin iktidarına son ver" dedi.

ESKİŞEHİR
Anadolu Gençlik Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Eren, Mısır’da 529 kişi hakkında verilen idam kararının insanlık suçu olduğunu belirtti.
Reşadiye Camii önünde basın açıklaması yapan Eren, bin 900 sivilin sözde mahkemeye çıkarıldığını ve 20 dakikalık bir duruşmada 529 idam kararının okunduğunu kaydetti. Eren, "Yani her dakikaya 26 idam kararı düşmüştür. Adeviyye Meydanı’nda sivil halkın otomatik olarak tarandığı, oluk oluk kanın aktığı ve can pazarının yaşandığı bir günde bir polisin ölümü, 529 kişi ile ilgili verilen idam kararına gerekçe sayılmıştır. Bu kişilerin tek suçu o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için Adeviyye Meydanı’nda olmalarıdır" dedi.
Alınan bu kararın Mısır’ı bir iç savaşa sürükleme ihtimalinin de kendilerini endişelendirdiğini ifade eden Eren, "Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Yemen’de, Bangladeş’de, Afganistan’da, Pakistan’da aynı coğrafyanın insanları arasına kin ve nefret tohumları ekilmektedir. Bütün bu süreç, hem İslam ülkelerinin her birinde toplumu bir arada tutan bağları koparmaya hem de İslam ülkelerinin ortak bir anlayış etrafında bir araya gelmelerini sabote etmeye yöneliktir" diye konuştu.
Mısır’da olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu da aktaran Eren, şöyle devam etti:
"Yaşanılan süreç, yeryüzünün enerji kaynaklarını yağmalayarak, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirerek, kendilerine itaat etmeyenleri de imha ederek, mevcut dünya düzenini işleten ırkçı emperyalizminin örtülü işgalinin yansımasıdır. 529 kişi ile ilgili verilen idam kararı bu coğrafyanın insanlarının bağımsızlığını hedef alan bir karardır."

KARAMAN
Cuma namazı sonrası Aktekke Kent Meydanı’nda toplanan kalabalık, darbe ve idam karşıtı pankartlar taşıyarak slogan attı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Yunus Özdemir, "Mısır’ın ihtiyacı olan daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları ve daha fazla huzurdur. Mısır meydanına idam sehpaları kurulmamalı, insanların hayatları karartılmamalıdır. Mısır’da darbe ve vesayete son verilerek, Mısır halkının irade ve tercihi esas alınmalıdır" dedi.
Özdemir, “Karaman Sivil Toplum Kuruluşu Platformu olarak 21. yüzyılın utanç vesikası olan başta Suriye, Irak, Doğu Türkistan, Filistin ve Arakan olmak üzere yeryüzündeki tüm vahşetin, işkencelerin, katliamların, idamların son bulması için de uluslararası kamuoyunu göreve davet ediyoruz. Zalimler tarafından ezilen ve susturulmak istenen bütün masum ve mazlum insanların yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Bir kez daha darbeleri, muhtıraları, operasyonları ve bütün antidemokratik oluşumları kınıyor, darbe ve başka kılıklara bürünmüş bütün antidemokratik müdahaleleri reddediyoruz. Bizim için Mısır’daki darbeci düzenin idam kararı hükümsüzdür" diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından alana getirilen idam sehpası ateşe verilerek yakıldı.

ŞANLIURFA
Şanlıurfa Dergah Cami girişinde cuma namazı sonrası Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları İnsani Yardım Platformu tarafından Mısırda İhvan-i Müslimib taraftarı 529 kişine adına verilen idam kararları temsili olarak kefen ve idam ipi ile protesto edildi. Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları (STK) İnsani Yardım Platformu adına açıklama yapan Ruha-Der Başkanı Murat Müjdeci, Mısır’da yaşanan insanlık dışı vahşete karşı sesiz kalmamak için burada toplandık belirterek amaçlarının, zalimin karşında, mazlumun yanında yer aldığımıza Allah’ı şahit tutmaktır olduklarını söylediler. Başkan Müjdeci, “Mısırda seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve İhvan-i Müslimini hedef alan ve 28 Şubattaki ‘Demokrasiye Balans Ayarı Yapıldı’ cümlelerine benzer şekilde batı tarafından büyük bir teveccüh ile karşılanan Mısırdaki Sisi cuntasının düzmece mahkemesi Müslümanlar ile ilgili kararını açıkladı. Buna göre İhvan-i Müslim’in üyesi 529 kişi hakkında idam cezası verildi. Bu utanç verici kararı kınıyoruz ve kabul edilemez olduğunu bildiriyoruz. Bugün burada yalnızca darbe zihniyetinin vermiş olduğu idam kararını değil, darbeci zihniyet adına çalışan bu mahkeme, binlerce sayfalık dosyaları dakikalar içerisinde ele alarak, 2 saniyede 1 idam kararı vererek bir dünya rekoru kırmıştır. Tamamı İhvan-i Müslimib’den oluşan direnişçilere idam kararı vererek, demokrasi ve insan haklarına tarihi bir kara leke düşürmüştür. Bu idam kararı İslamiyet üzerine kirli emellerini gerçekleştirmek isteyen karanlık odakların İhvan-i Müslimini sindirme çabalarının bir ürünüdür” söyledi.

KONYA
Şerafettin Camii’nde kılınan cuma namazı sonrasında cami önünde toplanan kalabalık, "Darbeciler yenilecek, İslami hareket kazanacak", "Darbeci firavunlar döktükleri kanda boğulacak", "Bir mücahidi güldürmek istiyorsan onu ölümle korkut" yazılı dövizlerle Mısır yönetimini protesto etti. Cuma namazı çıkışında Suriye ve Mısır’da şehit edilenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Gıyabi cenaze namazının ardından basın açıklaması yapan Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi, idam kararları durdurulana kadar bu konudaki hassasiyetlerinin devam edeceğini belirterek, “500’ün üzerindeki kardeşimize verilen idam cezası için yalpalamaya başladılar. Sizin sesiniz çok önemli. Temyiz yolu var, yeni seçilecek cumhurbaşkanı belki onları affeder gibi sözler söylemeye başladılar. Ama onların niyetleri katliam. Onların niyetleri Mısır’ı sindirmek, idam cezasına çarptırılanları infaz etmektir. İnsani değerlere önem verenlerin ortaya koyacağı hassasiyeti bekliyorlar. Onun için bu gür sesimizi bu sürecin sonlandırılmasına kadar devam ettireceğiz. Bunu hep birlikte yapacağız inşallah. Duyarlılığımız devam edecek” dedi.
Mısır’daki idam kararlarına sessiz kalınmaması gerektiğini belirten İHH-AYDER Basın Koordinatörü Selim Tosun ise, “Mısır’daki son yargı tiyatrosu, ülkede yaşananları ve onun hem bölgesel hem de küresel destekçilerini bir kez daha ifşa etmiştir. Bugün, Müslüman kimliği söz konusu olduğunda katliam ya da hukuksuz uygulamalar hoş görülebilmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun her dinden ve her ırktan insanın canını kutsal sayan bizler, son idam kararlarını ve buna sessiz durmanın ötesinde destek veren tüm cunta severleri kınıyor, kendilerini ululayıp duran çağdaş firavunlara lanet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

VAN
Hazreti Ömer Camisi avlusunda cuma namazı çıkışında Mısır hükümetinin idam kararı, Mısır Müslüman Kardeşlerle Dayanışma İnisiyatifi tarafından protesto edildi. Mısır Müslüman Kardeşlerle Dayanışma İnisiyatifi sözcüsü Hayati Beyde tarafından basın açıklaması okundu. Hayati Beyde, Peygamber Efendimizin ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ diye buyurduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu gün burada başta Mısır olmak üzere dünya üzerinde yapılan bütün zulümleri, haksızlıkları tel’in etmek, haksızlıklar karşısında susmadığımızı göstermek adına toplanmış bulunuyoruz. Filistin, Afganistan gibi İslam beldeleri işgal altında, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Arakan’da Doğu Türkistan’da Müslümanlar öldürülüyor. Irak’ta sözüm ona batıdan ithal edilen demokrasi kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi. Suriye’de bir zalim kendi halkını katlediyor. Mısır’da bir hainin yaptığı katliamlara hukuki kılıf bulma adına bu güne kadar katlettiği insanlar yetmemiş gibi yüzlerce insanı idama mahkûm ediyor. Fakat batılı sömürgeci ülkeler ve koltuklarını kaybetmekten korkan bölgedeki işbirlikçi diktatörler el ele vererek Mısır halkının umudu olan Muhammed Mursi ve Mısır’ın özgür insanlarını cezalandırmaya kara verdi. Bütün dünyanın gözleri önünde, halkın ve hakk’ın temsilcileri katledilirken, sözüm ona demokratlar, özgürlükçüler yalnızca seyrettiler. Twitter’in, Youtube’nin kapatılmasından büyük endişe duyan iki yüzlü batı, binlerce insanın katledilmesinden zerre kadar rahatsız olmaması sizce de manidar değil midir?"
İman eden, düşünen, özgürlüğe sevdalı olan, insanım diyen herkesi Mısır’daki zulme sessiz kalmamaya çağıran Beyde, sözlerini şöyle tamamladı: "Mısır’da 529 kişiye idam cezası verilmesini kınıyor, uluslararası arenayı oynanan bu trajikomedi karşısında artık harekete geçmeye davet ediyoruz.” Mısır’da verilen idam kararını protesto için imza kampanyası başlatıldı.

SAKARYA
Orhan Cami önünde Cuma namazı çıkışı yapılan basın açıklaması Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şubesi Başkanı İbrahim Guli okudu. Guli, “Kardeş ülke Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur. Bu kararı veren mahkemenin geçtiğimiz 3 Temmuz’da askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbenin emrinde olduğu aşikardır. Aynı askeri cunta 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü Adeviyye Meydanında 3 bini aşkın sivili şehit etmekten kaçınmamıştır. Şimdi bu cuntanın emrindeki yargının 529 kişi hakkında verdiği saçma sapan idam kararı bizi şaşırtmamıştır. Bu kişilerin tek suçu o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için Adeviyye meydanında olmalarıdır. Mısır’da yaşanan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararlarının mutlaka durdurulması gerekir. Ülkemizdeki tepkiler uluslararası platformlara taşınmalıdır. Uluslararası toplum Mısır’a baskı yapmalıdır. İslam ülkeleri bu kararla ilgili net bir diplomasi izlemelidir. Göstermelik açıklamalarla ve cılız tepkilerle bir netice alınamayacağı açıktır. Anadolu Gençlik Derneği olarak biz yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan ve insanların oluk oluk kanı akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Üç günlük iktidar ve çıkar hesapları ile bu ideali terk etmenin vebalini kimse ödeyemez” dedi.

DÜZCE
Mısır’da 529 darbe karşıtı hakkında alınan idam kararını protesto etmek için, Düzce Sivil Toplum Platformu üyeleri tarafından Cedidiye Camii önünde basın açıklaması yapıldı. 4 gencin kendini idam sehpasında temsili asması ile başlayan protestolar, sloganlarla devam etti.
Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Ketres ise, yaptığı basın açıklamasında şunları aktardı; “Mısır’daki son yargı tiyatrosu, ülkede yaşananları ve onun hem bölgesel hem de küresel destekçilerini bir kez daha ifşa etmiştir. Bugün, Müslüman kimliği söz konusu olduğunda katliam ya da hukuksuz uygulamalar hoş görülebilmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun, her dinden ve her ırktan insanın canını kutsal sayan bizler, son idam kararlarını ve buna sessiz durmanın ötesinde destek veren tüm cunta severleri kınıyoruz” dedi.
Açıklamaların ardından kalabalık grup, bulundukları alandan Anıtpark’a kadar yürüdü.

KAYSERİ
Kayseri’de, Müslüman Gençler Platformu üyeleri, Mısır’da 529 ihvan üyesi için verilen idam kararını protesto etti.
Cuma Namazına müteakip Erciyes Üniversitesi içerisinde toplanan yaklaşık 50 kişilik Müslüman Gençler Platformu üyeleri, Mısır’da 529 ihvan üyesi hakkında verilen idam kararını protesto etti. Müslüman Gençler platformu adına bir konuşma yapan Ahmet Doğu, "Yüzyıllar boyu devam eden tevhit mücadelesi hiç bitmemiş ve bitmeyecektir. Bugün dünyanın dört bir yanında mücadele veren Müslümanlar ya öldürülüyor ya hapse atılıyor yada sürgün ediliyorlar. Verilen mücadele Allah’ın dinini hakim kılma ve özgürlük mücadelesidir. Ve bütün insanlık için verilmektedir. bizim için Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve Erzurum neyse, Kahire, Şam, Gazze, Bağdat’ta odur. Çizilen bu sınırları kabul etmiyoruz. Bu mücadele kazanılırsa küresel bütün güçlerin sömürü düzenleri yıkılacaktır. AB, ABD, İsrail ve Rusya’nın bütün emperyalist hedefleri suya düşecektir. Şuan uygulanan işkence, tecrit ve sömürünün tek amacı ABD ve İsrail’in güvenliğini sağlamaktır" ifadelerini kullandı.

RİZE
Ellerinde Mısır bayrakları ve çeşitli afişler bulunan gruptakiler, Mısır’daki darbe yönetimi aleyhine sloganlar atarak, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşları için dua ettiler. Gruptakiler alanda kurulan idam sehpasında insan maketini yakarak Mursi lehine sloganlar attılar. Rize sivil toplum kuruluşları adına bir açıklama yapan Memur-Sen İl Başkanı Resul Usta, Mısır’da idamlara karar veren mahkemenin adil olmadığını vurgulayarak uluslararası kamuoyunun ve bazı kesimlerin sessiz kalmasına tepki gösterdi.
Mısır’ın demokrasiyle tanışmasını sağlayan seçimlerde halkın yüzde 52’sinin oyunu alan Muhammed Mursi’nin seçildiğini ifade eden Memur-Sen İl Başkanı Resul Usta “3 Temmuz darbesine kadar geçen süreçte Mısır’ı özgürlükle, demokrasiyle ve kendi değerleriyle buluşturma adına verdiği bu büyük mücadelenin ardından Mursi, dikta rejimden miras kalan askeri ve yargı bürokrasisinin müdahalesine maruz kaldı. İçinde Siyonist işgalci ve terörist devlet İsrail, ABD, AB ve körfez diktatoryasının da yer aldığı uluslararası konsorsiyumun desteğiyle gerçekleştirilen darbeyle Mursi yönetimden uzaklaştırıldı ve hapse atıldı. Bugün anlaşılmaktadır ki; başta ABD olmak üzere demokrasi, insan hakları ve özgürlük pazarlamacılarının sessiz kalarak da desteklediği bu kirli tezgâh, Siyonist işgalci İsrail’in güvenliğinin sağlanması, Mısır’dan Filistin’e açılan özgürlük tünellerinin ve refah kapılarının kapatılması, Arap sokağını saran demokrasi ve özgürleşme ateşinin söndürülmesi, elinde kandan, zihninde vahşetten başka bir şey olmayan Suriye diktatörünün ve Baas rejiminin desteklenmesi için kurgulandı ve uygulandı. Mısır’ı yangın yerine döndüren, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanı hedef alan vahşet uygulamalarını rutinleştiren Sisi darbesi, sadece Mısırı ve Mısırlı kardeşlerimizi değil bütün İslam coğrafyasını ve Müslüman toplumları cezalandırmanın yeni miladı olarak kurgulanmıştır. Bu yönüyle, Mısır’da gerçekleşen darbe, İslami hassasiyeti yüksek siyasi iktidarların ve aktörlerin yok edilmesi, örgütlü İslami yapıların zayıflatılması ve bu sayede söz dinleyen kukla yönetimlerin önünün açılması kapsamlı uluslararası bir projenin Ortadoğu ve Arap Yarımadasına yönelik parçasıdır. Bangladeş’te Cemaati İslami’nin yönetici ve mensuplarını hedef alan yargı darbesi ile sözde general gerçekte Siyonizm’in emir eri Sisi’nin Mursi ve İhvan’a yönelik darbesi, bu bağlamda akraba darbelerdir. Her ikisi de, kalemlerine kandan mürekkep dolduran senaristlerin senaryosudur. Gerçekleştirdiği katliamlarla insanlığa dair yeni utanç vesikalarının altına imza atan Suriye canisi katil Esed’in hala muktedir olması da aynı senaristlerin bir başka büyük oyunudur” diye konuştu.
Bugün, Mısır’da darbecilerin yargı tiyatrosunda aldığı kararı protesto etmek için burada toplandıklarını söyleyen Usta, “529 masum kardeşimize sahip çıkmak için buradayız. İdamları durdurmak, 529 Mısırlı mazlum adına ses vermesi için insanlığın vicdanına seslenmek için buradayız. Özgürlük ateşiyle yola çıkan 529 kardeşimizin boynuna ölüm düğümü atmak için kurulan darağaçlarını özgürlük meşalesiyle yakmak için buradayız. Başta batılı ülkeler olmak üzere Mısır’daki darbe yönetimine destek verenler, sessiz kalanlar, idam yoluyla gerçekleştirilmek istenen katliamın azmettiricisi, ortağı ve asli faili olacaktır. Darbecilere verilen siyasi kredinin, “biz üç maymunu oynarız, siz katliama devam edin” pazarlığının eseri idam kararıyla, insanlığın vicdanı test edilmektedir. Başta Batılı ülkeler olmak üzere Türkiye’de Gezi Parkı olaylarında parkın ziyarete kapatılmasına, kişilik haklarının korunması adına Twitter’ın erişime kapatılmasına tepki gösterenlerin, 529 mazlumun hayata gözlerini kapattıracak idam kararı karşısındaki sessizliklerinin nedeni nedir? Anlaşılan odur ki; Batı ve Batının Türkiye üzerindeki tavrını alkışlayanlar, 529 insanın idam yoluyla katledilmesini değil Youtube ve Twitter’ın erişime kapatılmasını insanlık suçu olarak görüyor. Türkiye’ye bu nedenle verdiği tepkinin zerresini dahi Mısır’daki idamlara göstermeyen Batılı ülkeler, bu ikiyüzlü yaklaşımlarıyla bir kez daha sınıfta kalmıştır. Demokratik değerler üzerine inşa edildiği iddiasındaki Batı, Mısır’da darbe olduğunda ses çıkarmamanın ötesinde darbecilere siyasi ve ekonomik kredi açtı, psikolojik destek verdi, bugün de idamlara sessiz kalmaktadır” şeklinde konuştu.
(İHA)