BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  DÜNYA

Trabzonspor’da şike süreci konuşuldu

Trabzonspor’un 31. Olağan Divan Genel Kurulu sakin geçti. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun "siyasete yakın olması" nedeniyle eleştirildiği...

Abone ol

Trabzonspor’un 31. Olağan Divan Genel Kurulu sakin geçti. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun "siyasete yakın olması" nedeniyle eleştirildiği genel kurulda, şike süreci ve kulübün ekonomik durumu da tartışıldı.
Trabzonspor’un 31. Olağan Divan Genel Kurulu, Trabzon Hamamizade ihsanbey Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. İstanbul’da bulunan Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun katılmadığı genel kurulda Trabzonspor’u Asbaşkan Ali Kemal Başaran ve yönetimi kurulu üyeleri temsil etti. Genel kurula ayrıca Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Özbak, Trabzonspor’un eski başkanlarından Ahmet Celal Ataman, Salih Erdem ve Özkan Sümer eski yöneticiler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk olarak Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Özbak kürsüye çıktı. Özbak, kulüp yönetimini uyarmadıkları yönünde gelen eleştirilere cevap vererek, “Bazı genel kurul üyelerinin bazı faaliyetlerinin yönetime yazı yazılarak uyarılması talebi oldu. Yönetim kurullarının görev süreleri tüzükle belirlenen zamanla sınırlıdır. Bu süre içerisinde kulübü yönetmekle yetkilidirler ben şuana kadar yönetimlere böyle bir yazı yazılması taraftarı olmadım bundan sonra da olmayacağım” dedi.

ÖZBAK: “TRABZONSPOR’UN ASIL SIKINTISI 3 TEMMUZ SÜRECİDİR”
Özbak, şike süreciyle ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı:
"Trabzonspor kulübünün asıl sıkıntısı 3 Temmuz sürecidir. 3 Temmuz süreciyle ilgili olarak, 0-0 biten Fenerbahçe müsabakasından sonra hem başkana, hem kulübe Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ceza veriyorsa bir yanılgının içerisindedir. TFF önce mahkemeyi mahkemeye verecek, sonra CAS’ı mahkemeye verecek. Eğer oradan haklı çıkabiliyorsa, orada davayı kazanabiliyorsa, Trabzonspor’u dün yönetenleri, yarın yönetecekleri ceza kuruluna sevk etsin, mahkemeye versin, nereye verirse versin. Ama durum çok değişmez. 3 Temmuz sürecindeki isimlerden TFF başkanı, Fenerbahçe’nin başkan adayıdır ve bir diğeri de başkandır. Diğeri de bugün başkandır. Birisi bu süreci eyleme dönüştürendir, diğeri ise sürecin ortaya çıkmasıyla kararı vermeyip geciktiren ve ayrılıp yola gidendir. Bunların ikisi de aynı kapıdan girer, aynı kapıdan çıkar. Bilemem ki sonunda hak sahibini bulur mu inşallah bulur” şeklinde konuştu.

GÜNEY: “ESKİ TRABZONSPOR RUHUNU ORTAYA ÇIKARMAK İSTİYORUZ”
Özbak’ın konuşmasının ardından Trabzonspor Genel Sekreteri Köksal Güney söz alırken, göreve geldikleri günden itibaren yeniden yapılanma çalışmaları gerçekleştirdiklerini belirterek, “Geldiğimizde Trabzonspor, ekonomik koşullar açısından oldukça zor bir dönemdeydi. Bizler şunun bilincindeyiz. Buralar şikayet etme değil, hizmet etme ve gönül makamlarıdır. Yönetimde olduğumuz süre içerisinde hizmet edeceğiz. Yeniden yapılanma doğrultusunda yeni teknik ekip kurduk ve kariyerlerine bakıldığında yıldız olarak tabir edilen, tartışmasız isimler olan Bosingwa, Malouda ve Aykut Demir gibi futbolcular transfer ettik. 1461 Trabzon takımından genç oyuncularımızı kadromuza kattık. En büyük amacımız Trabzonspor’un ikinci ligden birinci lige çıktığı dönemdeki 70-80 li yılların ruhunu yaşatmak tekrar ortaya çıkarmaktır” dedi.

“80 MİLYON TL’YE YAKIN ÖDEME YAPTIK”
Köksal Güney, kulübü 190 milyon TL borç ile devraldıklarını da ifade ederek, “Bugün borç 173 milyon TL olarak belirlenmiştir. 4,5-5 aylık süremiz içerisinde 50 Milyon TL kaynak bulduk. Temlik altında olup borçlara giden 30 Milyon TL civarında parayla toplam 80 Milyon TL’lik ödeme yaptık. Kaynak arayışlarımız gelir getirecek projeler için çalışmalarımız sürmektedir. Mali tabloyu daha iyi yerlere getirip, Trabzonspor’u az borçlu veya borçsuz duruma getirmek için çalışıyoruz. En önemli hedefimiz borçsuz olarak kulübü devretmek” diye konuştu.

“TFF’YE, 2010-2011 SEZONUYLA İLGİLİ OLARAK DİLEKÇELİ BAŞVURUMUZU BİR İKİ GÜN İÇİNDE YAPACAĞIZ”
Köksal Güney, “Kim gelirse gelsin kupayı Trabzonspor’a getirme çalışmalarını yapmazsa kulübüne ihanet etmiş olur” diye bir ifadelerinin bulunduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Başkanımızın sloganı şuydu: kupayı almak için çalışmak namus borcumuzdur. Karadeniz insanı için namusun ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz ve bunu defalarca deklare etmişti. Geldiğimiz günden itibaren yönetim kurulumuz şike ile ilgili çalışmalara hiç ara vermeden devam etmiştir. Tabii ki bunların her aşamasını paylaşmak mümkün olmuyor. Fakat bu günlerde TFF’ye 2010-2011 sezonuyla ilgili olarak gerekli itiraz dilekçemiz hazırlanıyor, bugün yarın sunacağız. Bununla ilgili kimsenin şüphesi olmasın. Yani düşünün ki bir yönetim kurulu var onun ihmaliyle kupa şehrimize gelmeyecek, bunun altından hiç kimse kalkamaz. Bu konuda müsterih olun.”

ÖZKAN SÜMER: “ŞENEZ ERZİK’E KUPAYI FENERBAHÇE’YE VERECEKSİN DENİLDİĞİ İÇİN GÖREVE GELMEDİ”
Trabzonspor’un Eski Başkanlarından Özkan Sümer ise söz alarak, şike süreciyle ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıllardır şike olayıyla ilgili olarak enerjilerinin büyük bir bölümünü tükettiklerini dile getiren Sümer, “Belli ki camia olaylara şaşı bakıyor. Burada bizim kupamızın verilmeyişiyle ilgili etki ve yetki TFF’de değil. TFF zaten kupanın böyle değerlendirilmesi sonucunda oraya gelmiş bir kurum. Yani TFF özerk değil özel. Bunu anlayamazsak hedef tespiti yapamayız. Şenez Erzik’in TFF Başkanı olması konusunda ülke etkilemeye ve yönlendirmeye çalıştı ve sonunda siyasette onu oraya getirme yönünde bir kararlılık gösterdi. En son Şenes Erzik, Bakan ile görüştüğü zaman ona şu görev ve talimat verildi: ‘Kupayı Fenerbahçe’ye vereceksin, bu görevle geleceksin.’ Ve Şenez bey daha önce olabilir, gelirim dediği halde bu talimat üzerine, ‘UEFA’dan izin almam gerekir’ diyerek kendisin taca attı. Ve daha sonra siyaset mevcut başkanı ihtiyaçları yapması doğrultusunda iş başına getirdi. Tahkimi de, Disiplin Kurulu’nu da öyle getirdi. Yani Futbol Federasyonu bütün kurulları ile öyle geldi. O halde aciz olan, bu yönde karar vermesi mümkün olmayan TFF ile ne diye uğraşıyoruz. Neden uğraşıyoruz. Eğer kupa konusunda gerçek manada bir etki yapacaksak doğru hedefe yönelmemiz gerekir” açıklamalarında bulundu.

HACISALİHOĞLU: “TRABZONSPOR YÖNETİMİNİN SEÇİM KARARI ALMASI LAZIM”
Trabzonspor’un eski Asbaşkanlarından Hayrettin Hacısalihoğlu da, son seçimli genel kurulda yönetimin görev süresinin 2.5 yıl olarak belirlenmesinin bir hata olduğunu belirterek, "Yasal olmayan bir karar ile seçilen yönetimin görev süresi 2.5 yıl olarak belirlendi. Yapılan oynamanın şekli yanlış, mekan yanlış, yapılan oylamanın gerçek neticesi de yansımıyor. Sonunda bugün herkesin tartıştığı bir kongre sonucu ile yeni yönetim göreve geldi. O arkadaşlara da yazık. Yasal değil yapılan iş. Kulübün istikbali için hakimin kararı bekleniyor. Bence yönetimin mahkeme ve Yargıtay kararlarını beklemeden seçim kararı alması lazım. Şık olan Trabzonspor’a yakışan budur. Aksi taktirde her türlü ödeme ve icraat çok tartışılır” dedi.

ALİ KEMAL BAŞARAN: “191 MİLYON TL BORCU, DEVLETİN GÜCÜNÜ ARKAMIZA ALMADAN ÖDEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Toplantıda söz alan Trabzonspor Asbaşkanı Ali Kemal Başaran ise Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun siyasete yakınlığı konusunda yapılan eleştirilere cevap verdi. Başaran, göreve geldikleri günden itibaren iyi işler yaptıklarını belirterek, “Biz görevi aldığımızda 30 milyon TL bulamazlar giderler deniyordu. Ama biz iyi işler yaptık. Trabzonspor başkanı niye siyasetin içerisinde diye tenkitler var. Ama geçmişte de Trabzonspor yöneticileri siyasetin içerisinde olmuşlardır. Bu denli değil ama olmuşlardır. Başkan ak partili olabilir, hepimizin birer partisi var. Başbakan ile münasebeti iyi olabilir. Başbakanın seçim otobüsünün üzerine çıkıp ben böyleyim de diyebilir. Elbette buradan açıkla söylüyorum bazı şeyleri çok hoş karşıladığımı söylemiyorum. Ama 191 milyon TL borcu var bu kulübün. Devletin gücünü arkamıza almadan bu borcun altından kalkabilmemiz mümkün değildir. Devletin gücünü almak devleti istismar edelim de paraları ödettirelim demek değildir. Ama her dönemde olduğu gibi spor kulüpleri siyasi iktidardan güç almıştır. Kaldı ki, bu başbakan bu yörenin insanıdır ve bizi kolay anlar” diye konuştu.

“KULÜBÜN BORCUNU EKONOMİK OLARAK ÇOK DAHA AŞAĞI ÇEKECEĞİZ”
Başaran, “Ben herkesten rica ediyorum hoşumuza gitmese bile bizi hoş karşılamanızı rica ediyorum” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Trabzonspor’a 60 milyon TL’nin üzerinde bir para girdisi oldu bu dönemde. Bu girdinin 25 milyon TL’ye yakın kısmı karşılıksızdır. Ben böyle bir parayı bulacağımızı sanmıyordum ama bu başkanımız sayesinde olmuştur. Bize inanın ve güvenin zaten başka türlü olsa biz burada olmayız. Başkanımız dürüst biridir, hilesi, hurdası yoktur. Kulübün menfaatlerini gayet iyi koruyan gecesini gündüzünü Trabzonspor’a veren bir başkandır. Önemli olan bu süreci aşmaktır. Hakikaten Trabzonspor iyi yoldadır. Bu borcu çok daha aşağı çekeceğiz. İnşallah önümüzdeki kongrede Trabzonspor’un çok daha rahatladığını konuşacağız. Trabzonspor burada konuşuldu. Herkesin konuşmasından bir ders aldık. Yaptığımız transferlerin parası doğrudan kulüpten çıkmadı.”

TRABZONSPOR KULÜBÜNÜN BORCU 173 MİLYON TL
Trabzonspor Denetleme Kurulu Üyesi İsmet Keskin, kulübün mali bilançosu hakkında ise şu bilgileri verdi: “Kulübün 24 milyon TL’si uzun vade, 149 Milyon TL’si ise kısa vadeli olmak üzere toplam 173 milyon 942 bin 605 TL borcu var”
(İHA)