BIST 10.677
DOLAR 32,26
EURO 35,04
ALTIN 2.442,36

Stratejik ortaklar değişiyor mu?

Stratejik ortağımız olduğu ifade edilen ABD ile yaşanan problemler, Türkiye’yi yeni arayışlara itti. Son yıllarda ABD’nin dünyadaki enerji kaynaklarını ele geçirmek için yaptığı işgaller ve Türkiye’ye karşı izlediği düşmanca tavırlar sebebiyle Türkiye yeni stratejik ortaklar aramaya başladı. Özellikle Çin ve Rusya Federasyonu ile ilişkiler hızla gelişiyor.

 

ABD’nin Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ederek binlerce masum insanın ölümüne sebep olması, ayrıca Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Türkiye’nin de içinde bulunduğu 22 ülkenin sınırlarını değiştirme çabaları, stratejik ortaklığın bittiğinin en önemli göstergesi oldu. Irak’ın kuzeyinde ABD destekli kukla devleti Türkiye’ye rağmen kurma çalışmaları ve terör örgütüne verilen destek Türkiye’de ciddi manada bir ABD düşmanlığının oluşmasına sebep oldu. ABD’nin “Haçlı Zihniyeti” ile bütün dünyada Müslümanlara karşı giriştiği operasyonlar da Türkiye ve İslam ülkelerinde ciddi bir Amerikan karşıtlığına sebep oldu. Türkiye’ye karşı örtülü bir düşmanlık içersinde olan ABD’ye karşı Türkiye de yeni stratejik ortaklıkların yolunu açtı. Türkiye özellikle Çin ve Rusya Federasyonu ile yeni bir döneme girdi. Türkiye’nin ABD’ye karşı bu yolu seçmesi aynı zamanda Avrupa Birliği’ne karşı da ciddi bir mesaj niteliği taşıyor. Yani ABD ve AB’ye karşı Türkiye’nin gelecekte yeni ortaklıklara girişmesi dünya dengelerinde önemli değişmelere sebep olabilir.

 

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin 25 Haziran’da Türkiye’de olacak.  Türkiye ile enerji ortaklıklarının konuşulacağı görüşmelerde Putin’in ciddi ortaklık teklifleri sunacağı ifade ediliyor.

 

Türkiye Çin ile ekonomik ilişkileri geliştirme yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Türkiye-Çin 15. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısında da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirme yolunda çok boyutlu görüşmelere başlandı.

 

Türkiye,  Çin ve Rusya Federasyonu ile yeni döneme atım atmasıyla birlikte başka açılımlara da gireceğinin işaretlerini vermiş oldu. Şimdiye kadar Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkileri tek alternatifmiş gibi Türkiye’nin önünde tutanlara karşı başka alternatiflerin de olabileceği böylelikle gösterilmiş oldu. Bu adımların Avrupa Birliği ve ABD’de yankı bulması bekleniyor.

 

Türkiye’nin özellikle bölge ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere yeni ittifaklar yaparak lider konuma gelmesi hiç de zor değil. Ama Türkiye’de bu adımları atacak cesaretli politikacılar aranıyor. Türkiye’ye terör ihraç eden bir yapının kurucusu olan ABD ile yola devam edilemeyeceği net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği de yine Türkiye’yi sadece oyalamaktan başka hiçbir ciddi adım atmamaktadır.

 

Türkiye, ABD ve AB ile ufkunu sınırlayamaz. Türkiye’nin ufku çok daha geniş olmalı, Avrupa Birliği ve ABD de gelecekte Türkiye’ye muhtaç hale gelmelidir. Bu hiç de zor değil. Ama bu adımları atabilecek, “Lider Ülke Türkiye” sloganıyla hareket edebilecek politikacılara ihtiyaç vardır.

 

Şimdi bu görüşleri bir çok insan ütopik bulabilir. Ama hiç de ütopik değildir. Yeter ki, Türkiye bu konuda adımlar atsın, gerisi gelecektir. Şurası da asla unutmamalıdır ki, “Daima büyük işler küçük başlangıçlarla olur”. Yeter ki biz adım atalım...

 

Türkiye tahtıravallinin tam ortasındadır. Adımını ne tarafa doğru atarsa dünyanın dengesi o tarafa doğru değişecektir.

 

Yeter ki, bu cesareti gösterelim...