Stratejik ortaklar değişiyor mu?
Stratejik ortağımız olduğu ifade edilen ABD ile yaşanan problemler, Türkiyeyi yeni arayışlara itti. Son yıllarda ABDnin dünyadaki enerji kaynaklarını ele geçirmek için yaptığı işgaller ve Türkiyeye karşı izlediği düşmanca tavırlar sebebiyle Türkiye yeni stratejik ortaklar aramaya başladı. Özellikle Çin ve Rusya Federasyonu ile ilişkiler hızla gelişiyor.
ABDnin Afganistanı ve Irakı işgal ederek binlerce masum insanın ölümüne sebep olması, ayrıca Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Türkiyenin de içinde bulunduğu 22 ülkenin sınırlarını değiştirme çabaları, stratejik ortaklığın bittiğinin en önemli göstergesi oldu. Irakın kuzeyinde ABD destekli kukla devleti Türkiyeye rağmen kurma çalışmaları ve terör örgütüne verilen destek Türkiyede ciddi manada bir ABD düşmanlığının oluşmasına sebep oldu. ABDnin Haçlı Zihniyeti ile bütün dünyada Müslümanlara karşı giriştiği operasyonlar da Türkiye ve İslam ülkelerinde ciddi bir Amerikan karşıtlığına sebep oldu. Türkiyeye karşı örtülü bir düşmanlık içersinde olan ABDye karşı Türkiye de yeni stratejik ortaklıkların yolunu açtı. Türkiye özellikle Çin ve Rusya Federasyonu ile yeni bir döneme girdi. Türkiyenin ABDye karşı bu yolu seçmesi aynı zamanda Avrupa Birliğine karşı da ciddi bir mesaj niteliği taşıyor. Yani ABD ve ABye karşı Türkiyenin gelecekte yeni ortaklıklara girişmesi dünya dengelerinde önemli değişmelere sebep olabilir.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin 25 Haziranda Türkiyede olacak. Türkiye ile enerji ortaklıklarının konuşulacağı görüşmelerde Putinin ciddi ortaklık teklifleri sunacağı ifade ediliyor.
Türkiye Çin ile ekonomik ilişkileri geliştirme yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Türkiye-Çin 15. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısında da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirme yolunda çok boyutlu görüşmelere başlandı.
Türkiye, Çin ve Rusya Federasyonu ile yeni döneme atım atmasıyla birlikte başka açılımlara da gireceğinin işaretlerini vermiş oldu. Şimdiye kadar Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkileri tek alternatifmiş gibi Türkiyenin önünde tutanlara karşı başka alternatiflerin de olabileceği böylelikle gösterilmiş oldu. Bu adımların Avrupa Birliği ve ABDde yankı bulması bekleniyor.
Türkiyenin özellikle bölge ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere yeni ittifaklar yaparak lider konuma gelmesi hiç de zor değil. Ama Türkiyede bu adımları atacak cesaretli politikacılar aranıyor. Türkiyeye terör ihraç eden bir yapının kurucusu olan ABD ile yola devam edilemeyeceği net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği de yine Türkiyeyi sadece oyalamaktan başka hiçbir ciddi adım atmamaktadır.
Türkiye, ABD ve AB ile ufkunu sınırlayamaz. Türkiyenin ufku çok daha geniş olmalı, Avrupa Birliği ve ABD de gelecekte Türkiyeye muhtaç hale gelmelidir. Bu hiç de zor değil. Ama bu adımları atabilecek, Lider Ülke Türkiye sloganıyla hareket edebilecek politikacılara ihtiyaç vardır.
Şimdi bu görüşleri bir çok insan ütopik bulabilir. Ama hiç de ütopik değildir. Yeter ki, Türkiye bu konuda adımlar atsın, gerisi gelecektir. Şurası da asla unutmamalıdır ki, Daima büyük işler küçük başlangıçlarla olur. Yeter ki biz adım atalım...
Türkiye tahtıravallinin tam ortasındadır. Adımını ne tarafa doğru atarsa dünyanın dengesi o tarafa doğru değişecektir.
Yeter ki, bu cesareti gösterelim...