SİSTEM Çöktü
CHP'li belediyeler hakkında yürütülen yolsuzluk operasyonları, henüz iddianameye dönüşmemiş olsa da kamuoyu nezdinde rüşvet ve rant sistemi algısı oluştu.
2023 seçimlerinde büyük ve çok ciddi başarılar elde eden CHP, bu süreci hakkıyla yönetip, halka hizmette başarı kaydetmek yerine belediye kaynaklarını rüşvet, rant ve paylaşım üçgeninde fütürsüzca harcamış görünüyor.
Yerel yönetimdeki başarı, genel seçimlerde daha büyük başarı getirir. Ancak CHP siyasi başarı ve siyasi kazancı yanlış anlamıştır. Yerel yönetimler üzerinden rant ve rüşvet sistemi kurmuştur. Çalarak, hırsızlık yaparak, rüşvet alarak büyümeyi kendilerine hak gördükleri adına da “SİSTEM” dedikleri çarkın dişlileri arasında bir gün sıkışıp kalacaklarını hesaplayamadılar.
Bu sistemin bu kadar kısa sürede bu denli hızlı ifşa olması CHP'nin içinde bulunduğu çok başlılık ve dava bilincinin olmamasından kaynaklıdır.
Kılıçdaroğlu ve kadrolarını kolayca diskalifiye edebileceklerini düşünmeleri,
Ekrem İmamoğlu–Özgür Özel ikilisinin bu işin bu kadar kolay olacağını sanması,
Siyaset ve sosyolojiyi bilmemelerinin göstergesidir.
CHP'li belediyelerde, belediye başkanları ya da yöneticileri hakkında açılan tüm soruşturmalarda süreci başlatan eylem bir başka CHP'linin başvurusu veya şikâyet mektubu. CHP'de yaşanan iç kavganın bu soruşturma ve davalara etkisi çok büyük.
Bir anlamda kavganın büyüklüğünü rant belirliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesinde eski ve yeni yönetim arasındaki çekişmeler,
Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki olaylar,
"Topuklu Efe" diye yere göğe koyamadıkları Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile Aydın Milletvekili Bülent Tezcan arasında yaşanan gerilimin sebebinin Kuşadası'ndaki büyük arazi rantı olduğu iddia ediliyor. Kuşadası Belediyesinden alınan emsal artışı kararının Aydın Büyükşehir Belediyesi'ne onaylatılamaması üzerine yaşanan gelişmeler...
Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmak arzusuyla kurulan “SİSTEM” karşısında taklitleri hızla çoğalarak CHP içinde “benim payım nerede” anlayışını doğurmuştur. Günün sonunda CHP bir rant partisine dönüşmüştür.
CHP’sinin iktidara oldukça yakın olduğu düşünülen bir süreçte CHP'nin kendi kendine yaptığı bu büyük kötülük karşısında, iktidarı suçlamasının kimseye bir faydası olamaz. CHP yargıya intikal eden şikâyetleri durdurmayı başaramamıştır. Kendi yönetimine hükm edemeyen CHP’nin iktidar soruna ortadadır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın bindiği uçağa,
Cumhurbaşkanlığı konvoyundaki araç sayısına,
Hatta Sayın Erdoğan’ın sahurda yediği hurmalı dana yoğurdunu bile israf diye laf edenler…
CHP’deki yolsuzluk, rant ve rüşveti arşa ulaşınca görebildiler. Demir parmaklık düşüncesi ağır gelmiş olacak ki CHP’li belediye ve başkanları AK Parti saflarına geçmenin telaşı içindeler. Bu geçişler AK Parti açısından oldukça verimli ve kazançlıdır.
İtirafçılar kendilerini kurtarmaya çalışırken partilerine CHP'ne ihanet etmenin siyasi yozlaşmanın boyutlarınıda gözler önüne sermekteler.
Diğer yanda oldukça önemli olan ama CHP içindeki yozlaşma kadar gündem olmayan bir konu; e-imza ve sahte diploma meselesi…
Bu mesele devleti örümcek ağı gibi sarmış.
Ziya Hoca’nın örgütü, ele geçirdiği e-imzalarla, parayı vereni lise ve üniversiteden mezun ediyor, ehliyet sahibi yapıyor.
Müteahhit şebekesi sahte banka dekontuyla 50 bin dolara 2691 yabancıya Türk vatandaşlığı satıyor.
Bu da yetmiyor…
Bir başka çete sahte transkript hazırlayarak Türk öğrencileri yurt dışında lise eğitimi almış gibi göstererek bu kişilere denklik belgesi temin ediyor ve üniversiteye yerleştiriyor.
Ziya Hoca yaparda Bekir T. Durur mu?
Bekir T. Yurtdışına öğrenci gönderen TVS Grup Akademi Eğitim Danışmanlık Hizmetleri Anonim Şirketi’nin sahibi.
Emekli emniyet müdürü.
Kendini ‘hukuk doçenti ve kriminalistik uzmanı’ diye tanıtıyor.
Üç kez AK Parti’den, bir kez İyi Parti’den, iki kez de CHP’den aday adayı olmuş. Siyasi görüşü yok RANTÇI…
EF Danışmanlık’ın sahibi Erdal Ş.
Tutuklandığında Yakındoğu Üniversitesi’nde ‘dr’ ünvanıyla akademisyendi.
Üçüncü isim, kendi adıyla danışmanlık şirketi kuran Harun K.
Bu üç şirket de Ankara’da.
10.000-15.000 dolara diploma veriyorlar.
Bu 3 şirket; yurt dışındaki liselerde okuyup denklik belgesi alınmasında ve Türkiye’deki üniversitelere girilmesinde yardımcı olabileceklerini söylüyorlar.
İlan veriyor…
Öğrencileri online şekilde Rusya ve Ukrayna’daki kimi liselere kaydediyorlar. Bu ülkelere gitmeden, uzaktan eğitimle mezun olmuşlar gibi transkript evrakı veriyorlar. Verilen evraklar Türkçe’ye çevriliyor.
Ardından Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın, Ankara il veya Çankaya ilçe milli eğitim müdürlüklerine başvuruluyor.
Talim Terbiye Kurulu’ndan 11 kişi denklik belgesini almış.
Şebekenin bu kurumdaki bağlantısı, öğretmen Güler K.
Güler K., denklik belgelerini ‘e-denklik’ modülüne girmeden, elden, Doküman Yönetim Sistemi üzerinde gerçekleştiriyor.
Denklik Yönetmeliği’ne göre işlemlerin milli eğitim müdürlüklerince yürütülmesi gerekir. Ancak Güler K., yetkisi olmadığı halde şebekeye hizmet veriyor. Bu hizmet karşılığında para alıyor, kardeşi ve kızına da denklik belgesi alıyor.
2019-2020 yılları arasında kayıtlı 39 şüpheli öğrenci var. 11’i Talim Terbiye Kurulu’ndan, 26’sı Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden, ikisi Çankaya Milli Eğitim Müdürlüğü’nden denklik belgesi almış. Üniversiteye kayıtları yapılmış!
Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesine,
Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesine,
Vurgun ortaya çıkınca tabi ki kayıtlar iptal ediliyor.
Bu vurgunla milyonlarca öğrencinin hakkını gasp edildi.
Bu ülkede bir zamanlar FETÖ Borsası yapıldı.
Şimdilerde Sahte Diploma Borsası
Ve
İBB Borsası
Bundan sonra bakalım hangi vurgun, yolsuzluk ve rüşvet borsası kurulacak rantçılar iş başında olacak.