BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  DÜNYA

Şehir hastanesinin temelini attı

Başbakan Erdoğan, 11 yıl önceki sağlık hizmetlerine ilişkin, “Bugün aile hekimliğiyle, polikliniğiyle, hastanesiyle, her türlü aracı gereciy...

Abone ol

Başbakan Erdoğan, 11 yıl önceki sağlık hizmetlerine ilişkin, “Bugün aile hekimliğiyle, polikliniğiyle, hastanesiyle, her türlü aracı gereciyle ilacıyla bir el uzatımı mesafede olan sağlık hizmetleri 11 yıl önce hayal bile edilemiyordu" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Etlik Şehir Hastanesi’ temel atma törenine katıldı. Törene, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile çok sayıda milletvekili katıldı.
Törende yaptığı konuşmada Erdoğan, geçen ay İstanbul’da düzenlenen törenle 14 ilde yapılacak 15 şehir hastanesine ilişkin protokolün imzalandığını ve 18 Eylül’de ilk olarak Bilkent’teki, 5 Ekim’de de Adana’daki şehir hastanesinin temelinin atıldığını hatırlatarak, “Hastanelerin isimleri şu an için sürpriz, isimler açılışa yakın bir zamanda açıklanacak” diye konuştu.

"ÇEVRE ŞEHİRLERE DE HİZMET EDECEK"
Etlik Şehir Hastanesi temelinin süratle yükselmesini sekiz hastane, bir otel ve sağlık müdürlüğü binasından oluşan 3 bin 566 yataklı kompleksin bir an önce tamamlanmasını istediklerini ifade eden Erdoğan, “Diğer şehir hastaneleri gibi Etlik’teki kampüs de sadece Ankara’ya değil, çevre şehirlere de hizmet verecek. Buraya gelecek hastalarımız ve onların yakınları sıkıntı çekmeden, semtten semte koşuşturmadan, aynı alan içinde hem en kaliteli hizmeti alacak hem de tüm ihtiyaçlarının cevabını burada bulabilecek" şeklinde konuştu.
Yüklenici firmalardan, 42 ay olarak belirlenen proje bitim süresinin kendisine uzun geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Türkerler ve Astaldı ile bunu konuşacağız, sürenin pazarlığını yapacağız. Çünkü para pazarlığını İstanbul’da yaptık bitirdik, sürenin pazarlığını da burada, sizin huzurunuzda yapıp süreyi daha erkene alalım istiyorum. 2 milyar 400 milyon lira yatırım bedeli olan, 20 bin kişinin istihdam edileceği, günde 50 bin kişiye hizmet verecek yatırımın Ankara’ya, Türkiye’ye ve Türk milletine hayırlı olmasını diliyorum” ifadesini kullandı.

DÖRT DEĞER
İktidara geldikleri Kasım 2002’de, Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere dört değer üzerinde ayağa kaldıracaklarını söylediklerini hatırlatan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“11 yılda bu dört alanda tarihi bir dönüşüm gerçekleşti. Ulaştırma, haberleşme, enerji, turizm, konut gibi bir çok alanda da Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlara denk, çoğu konuda daha fazla hizmete kavuşturduk. Bilhassa sağlık alanında yaptığımız hizmetlerin manasını, 11 yıl, 15 yıl, 20 yıl önce ülkemizde bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilenler anlayabilir. Ama bugünün 20 yaşındaki, 15 yaşındaki genci anlamaz. Niye? Onlar o günleri yaşamadılar, o çileleri bizim gibi çekmediler. Ama biz o çileleri çektik. Ben, sabah namazından sonra İstanbul Ok Meydanı SSK Hastanesi’ne gidip numara alırdım. Anacığım hastaneye gelecek, orada tedavi olacak, numara. Numarayı alırsın, gelir tedaviye reçete verilir, ilaçların üçü var ikisi yok, ikisi var üçü yok. Ne olacak? Git eczaneden satın al. Benim verdiğim sigortayla ilgili primler ne olacak? Hani şu anda muhalefet var ya, o zaman genel müdürdü bir tanesi de. O genel müdürün olduğu dönemlerde biz, hastanelerde ilaç bulamıyorduk, ilaç. Ama şimdi benim vatandaşım, benim halkım şu anda istediği eczaneye gidip ilaçlarını alıyor. İstediği hastanede tedavisini oluyor. Artık işçinin, memurun, PTT’linin hastanesi diye bir ayrım yok. İşçi, köylü diye bir ayrım yok. Hepsi bu hastanelerden gelip de tedavi olma hakkına, imkanına sahip.
Bugün aile hekimliğiyle, polikliniğiyle, hastanesiyle, her türlü aracı gereciyle, ilacıyla bir el uzatımı mesafede olan sağlık hizmetleri 11 yıl önce hayal bile edilemiyordu. Normal vatandaş bir yana parası olan bile bu imkanı yakalayamıyordu. Tedavi parasını ödeyemediği için hastanede rehin, rehine kalanlar var mıydı? Ölülerimiz bile rehin alınıyordu. Onu alamıyorduk. O günlerden bugüne geldik. Şimdi böyle bir şey var mı? Asla, olamaz. İlacını bulamayan, bulsa bile alamayan insanların durumları artık gazetelerde, televizyonlarda haber konusu bile yapılmıyor."
(İHA)