BIST 10.919
DOLAR 42,51
EURO 49,60
ALTIN 5.770,60

Sayın Devlet Bahçeli İmamoğlu kendine güveniyorsa 100 bin kişinin imzasıyla Cumhurbaşkanı adayı olabilir dedi…

Sayın Devlet Bahçeli İmamoğlu kendine güveniyorsa 100 bin kişinin imzasıyla Cumhurbaşkanı adayı olabilir dedi…


MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Saraçhane'de "Turpun Büyüğü" adını verdiği bir basın toplantısını hedef aldı. İmamoğlu'nu hedefte olduğu bir açıklama metni yayımlayan Bahçeli istifa ve adaylık çağrısı yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün her alan ve kesimden aktörlerin yer aldığı bir basın toplantısı düzenlemiştir.

Mezkur toplantıda üst perdeden konuşmasının yanı sıra, ülkenin bilirkişisi pozları vermiş, Sayın Cumhurbaşkanımız dahil yargıya, siyasete ve aklına esen her kişi ve kuruma abuk sabuk laflar etmiştir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak taşıdığı sorumlulukları yok sayarak, üstüne vazife olmayan, görev ve yetki sahasında bulunmayan konu başlıkları hakkında talihsiz ve tabansız değerlendirmelerle havanda su dövmüştür.

Kendi aklı yerine başkalarının aklını rehber edinmesi bir yana, İstanbul şehremini görevini layıkıyla yapamadığını itiraf edememiş, sancılı ve zor dönemlerde İstanbul’u niçin yüzüstü bıraktığını açıklayacak cesareti gösterememiştir.

Felaket dönemlerinde tatil hakkını kullanan İmamoğlu’nun siyasi ahlak ve etik ihlalinde eşik ve sınır tanımadığı herkesin ve bilhassa İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımızın malumudur.

"Cumhurbaşkanımızı sorgulamak hazımsızlıktır"

Özellikle hatırlatırım ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.

Gerçek bağlamından koparılmış demokrasinin ve demokratik hakların ardına saklanıp, milletimizin tertemiz irade ve tercihiyle yönetim hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve yüzde 52 oyla cumhurun başı seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızı sorgulamaya kalkışmak potansiyel bir hazımsızlığın ve anti-demokrat siyasi zihniyetin suçüstü halinden başka bir şey değildir.

"İmamoğlu hem siyasi hem hukuki darboğazdadır"

Anlaşılan İmamoğlu hem siyasi hem de hukuki darboğazdadır ve telaşlanması da bundandır.

Ancak bağımsız ve tarafsız yargı İmamoğlu’yla birlikte, yanında yöresinde yuvalanmış çıkarcı yoldaşlarının nerede olurlarsa olsunlar takibindedir, MHP ve Cumhur İttifakı düşmanlığı yapanların yalanlarına, yönlendirmelerine de boyun eğmeyecektir.

Ortada bir suç varsa bedeli hukuk önünde mutlaka ödenecektir.

İmamoğlu ikbal kaygısıyla siyaset yapmayı eleştirse de yaptığı toplantının ana fikri ikbal kaygısından başka bir şey değildir.

Seçilmiş de olsa kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur

Korkunun ecele faydası hiç yoktur.

"Tavsiyem meydana çıkmasıdır"

Bu şahsa tavsiyem, siyasetten, yargıdan, toplumun her kesiminden ülkeyi ayağa kaldırabilecek destekçileri olduğuna inanıyorsa sade bir vatandaş olmayı tercih ederek sonuçlarına katlanması ve açıkça meydana çıkmasıdır.

"Yüz bin imza ile aday olabilir"

İmamoğlu kendine güveniyorsa, yüz bin kişinin imzasıyla Cumhurbaşkanı adayı olabilecektir.

Bu ifadelerin pek çoğunu İmamoğlu fazlasıyla hak etmiştir. Ciddi bir rol çalma olduğu ayan beyan ortadadır. İmamoğlu hiçbir şey yapmasa sadece işinin gereğini yapsa bu ağır sözleri duymak zorunda kalmayacaktı. Kontrolsüz, freni patlamış kamyon gidişatı CHP’nin yanında en çok kendi siyasi ikbaline zarar veriyor. Bir an önce kontrollü fren yapmayı öğrenmelidir. Aksi takdirde kamyon yan yatacak…

Ayşe Barım Menejer mi Yoksa Barones mi?

Ayşe Barım Kimdir ve Neden Önemlidir?

Ayşe Barım, İstanbul'da doğmuş ve eğitim hayatına burada başlamıştır. Ortaokul ve lise eğitimini English Highschool for Girls'te tamamlayan Barım, ardından Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur.

Gezi soruşturması kapsamında, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanması talep edilen menajer Ayşe Barım İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı olaylarına iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialarla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında yargılama süreci başladı ve tutuklandı.

Soruşturmanın konusu ve amacının;

Gezi Parkı eylemlerine katılanlar olmadığı,

Sivil toplum hareketlerini yönlendirip kullanarak ve şiddete evirerek,

Mevcut hükumetin ortadan kaldırılması,

Bu ortadan kaldırmayı amaçlayan organizasyonun eylemlerinin organize edilmesi,

Bu organizasyon için fikir alışverişinde bulunulması,

Konuyla ilgili 2 tape kaydı bulunduğu ve bu konuşmanın içeriği.

Gezi davasının firari sanığı Alabora'yla tape kayıtları tespit edildi.

Çiğdem Mater Utku ile 2013-2014 arasında 14 kez görüşme gerçekleştirmiş.

Barım'ın HTS kayıtlarına göre, gezi parkı olaylarının başladığı gün ve yoğunlaşarak kitleselleştiği günlerde, Çiğdem Mater Utku ile 14 kez görüşme gerçekleştirdiği, Alabora ile gerçekleştirdiği ilk görüşmelerin ise Gezi Parkı olaylarının başlangıç tarihi olduğu aktarıldı.

Sevk yazısında, şu ifadelere yer verildi:

"Şüpheli Emine Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarının başlangıç tarihi aralığında şahsın sahibi olduğu ID İletişim Danışmanlık AŞ isimli firmasına bağlı toplumda tanınan oyunculardan 29 Mayıs ve 2 Haziran 2013 arasında sık sık, ardışık günler ve saatlerde defalarca görüştüğü, Kendi şirketine bağlı sanatçılarla Gezi olaylarına fiilen katılarak eylemlerin kitleselliğini arttırma çabası içerisinde olduğu açık kaynak çalışmalarında tespit edilmiştir"

Barım'ın menajerlik şirketine bağlı oyuncuların 2021'de Türkiye'de yaşanan orman yangını ve depremlerden sonra Türkiye'yi uluslararası arenada yetersiz gösterme adına sosyal medyadaki "#HelpTurkey" kampanyasına eş zamanlı olarak katıldıkları,

Şirketin faaliyetlerinin amacının dışına çıkarak etki ajanlığına yöneldiği, iş yerinde yapılan aramada ise #Occupygezi - solidariedade com o poyo Turco (Gezi işgali- Türk halkıyla dayanışma) ibareli dokümanlar bulunduğu kaydedildi.

Yazıda, Barım'ın Gezi Davası'nın ana faillerinden firari sanık Mehmet Ali Alabora ve Çiğdem Mater Utku ile doğrudan irtibatlı olmasının yanında kendisinin irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği vurgulandı.

Ayşe Barım soruşturmasında tanık olarak beyan veren oyunculardan Halit Ergenç ile Rıza Kocaoğlu’na "yalan tanıklık" suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.

Soru şu Ayşe Barım menejer mi yoksa barones mi?

Ayşe Barım tek başına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan tutuklanması,

Bu suçunda 12 yıl sonra hatırlanması,

Sonrasında tutuklanması sanki zaman aşımı…