BIST 10.995
DOLAR 42,53
EURO 49,58
ALTIN 5.770,56

Şam Düşerse...

Suriye’deki kanlı rejim 08 Aralık 2024’te devrildi.

Ahmet eş-Şara başkanlığında yeni bir dönem başladı.

ABD Başkanı Trump ve İran, devrimin arkasında Türkiye olduğunu ima etti.

Bizdeki Esetçi, Rusçu ve İrancı koalisyon; yönetim değişikliğini İsrail’e bağladı.

Akabinde terör devleti İsrail, Suriye’ye saldırılarını artırdı.

Mezkûr koalisyon, “Eset olsaydı, bu saldırılar olmazdı” tezine sarıldı.

Bir ülke, hem rejimi değiştirip hem getirdiği iktidarı neden hedef alsın!

Suriye, Eset zamanında İsrail’in hedefi olmamışsa kim kimin adamı olur?

Siyonist İsrail, 08 Aralık’tan bu tarafa hiç boş durmadı.

Dürzileri ve Nusayrileri defalarca provoke etti.

Ypg terör örgütünden elini hiç çekmedi.

Pazar günü yeniden Dürziler ile Arapları karşı karşıya getirdi.

Şimdi, yine aynı tayfa “eş-Şara yapılan anlaşmaya uymadı” yorumuna sığındı.

İsrail bir terör devleti ve kuruluş felsefesine sıkı sıkıya bağlı.

Vaad edilmiş topraklar ve istikrarsız coğrafyalar hedefine kilitli.

Eset iktidarı ve iç savaş, kendisine avantaj sağlıyordu.

Avantajın ortadan kalkmaya başladığını düşündü ve düğmeye bastı.

Biz de her durumu anlatmaya yetecek güzel atasözleri var:

Perşembe’nin gelişi çarşambadan bellidir.

Asıl sorulması gereken soru şudur:

Biz perşembeye kadar ne yaptık?

Emekleye başlamamış çocuğa, “Koş evladım!” dedik.

Onsekizini doldurmadan rüştünü ispat etmesini istedik.

Rehberlik hizmeti sunduk, tecrübe aktarımı yaptık.

O kadar…

Oysa çok daha fazlasını yapabilirdik.

Askeri malzeme, teçhizat ve silah verebilirdik.

Radar ve hava savunma sitemleri kurabilirdik.

Düzenli orduya geçişini hızlandırabilirdik.

Sonuçta, İsrail ile savaşan herkes bizim için de savaşıyor sayılır.

Daha önceki yazılarımda SMO’nun sınır polisi olması, Dera gibi yerlere üs kurmamız gerektiğini yazmıştım.

İsrail’in dünkü şiddetli saldırıları, Netanyah’nun ABD, Tom Barrack’ın Şam ziyareti sonrası gerçekleşti.

Belli ki, Ahmet eş-Şara’yı bir anlaşmaya zorluyorlar.

Ve kabul etmediği için de harekete geçtiler.

Suriye yönetimi, bu baskı ve saldırılara ne kadar dayanacak?

Burada bize tarihi sorumluluk ve görevler düşüyor.

Netanyahu hükümeti kendisini, İsrail yanlısı Dürzileri korumakla mükellef görüyorsa bizim de Şam’ı koruma mecburiyetimiz vardır.

Şam düşer ve aşağıda otonom yapı ortaya çıkarsa bütün kazanımlarımız tehlikeye girer.

Soykırımcı Netanyahu ve hükümeti gitmeden bu savaşların sonu gelmez!

Kim bilir, belki de katil Netanyahu bir final istiyor.

İsrailli gazeteci ve siyasetçiler, finalistleri belirlemişler.

Bir karşılaşma olacak ama buna Netanyahu’nun ömrü yeter mi, bilemedim.

O zaman yedeklerle çıkmamız yeterli olacaktır.