BIST 10.209
DOLAR 32,39
EURO 34,71
ALTIN 2.398,26
HABER /  GÜNCEL

Sahtekar gelin filmlere taş çıkarttı

Sahtekar gelinin yaptıkları filmlere taş çıkardı. Mağdur damatlar, TV programına katılınca çete ortaya çıktı

Abone ol

Gelin, 'babam', 'dayım' diye tanıttığı kişilerle saf damatları tuzağa düşürmüş.

Sultan Gedik, düğünden 4 gün sonra altınlarla kaçan gelinini bulmak için bir televizyon programına katılınca 'gelin çetesi' ortaya çıktı. Türkiye'nin dört bir yanından onlarca mağdur var.

Bu da gelin çetesi. Afyonlu Sultan Gedik, oğlu Gökhan'ın düğünden 4 gün sonra 'annem öldü' deyip, başlık parası ve takılarla kaybolan eşini bulmak için Müge Anlı'nın programına katıldı. Gelinin fotoğrafı ekrana yansıyınca, farklı illerden onlarca damat 'Bu kadınla ben de evlendim, beni de dolandırdı' diye programa telefon yağdırdı.

Damatların anlattıklarına göre sözde gelinler, diğer çete üyelerini 'babam, dayım' diye tanıttı. 15 günde bir başkalarıyla evlenen kadınlar uğruna kimi hayvan sattı, kimi kredi kullandı. Karısının izini bulduğunu sananlar ise çete tarafından ölümle tehdit edildi. Programa katılan mağdurlar yaşadıklarını anlattı:

GERDEKTE HAP İÇİRDİ

Gökhan Gedik: Düğünden 4 gün sonra 5 bin lira başlık parası ve takılarla gitti. Annesinin öldüğünü ve dayılarının mirası paylaşmak için çağırdığını söyledi. Yolda arayıp 'İzmir'e gidiyorum.
Altınların üzerine bir bardak su iç' dedi. Gerdekte de bana hap içirdi ve şeker verdi. O gün olanları hatırlamıyorum.

Resul Altun-36 (Erzurum'da yaşıyor, 7 bin TL dolandırıldı): 3 ay önce evlendik. Yanımda 3 gün kaldı, 11 bin lirayı alıp gitti. Aracıyı bulunca bana 'Gel Iğdır'a paranı verelim' dedi. Gittim, kafama silah dayayıp bin liramı daha aldı.

GÜNLÜĞÜ 3 BİN LİRA

Nihat Yıldırım (Erzurum'da yaşıyor, 65 yaşındaki babasını evlendirmek isterken 31 bin TL dolandırıldı): Çete aynı ama kadın bu değil. Hacı Adaş adlı birisi aracı oldu. Ellerinde her yaşa uygun kadın var. Babamla evlenmesi için 50 yaşındaki baldızlarını vereceklerini söylediler. Kadın 10 gün bizimle kaldı, 31 bin lira gitti. Günlüğü 3 bine geldi.

100 DÖNÜM ARSA SATTI

Melih Usanmaz: Dedem 76 yaşındaydı. 4 senede 10 kadın tarafından dolandırıldı. 100 dönüm arazi sattı.

Başaran Arısoy-65 (Nevşehir'de yaşıyor, 6 bin TL dolandırıldı): Baktım ki iş değişik, 'Vazgeçiyorum' dedim. Beni bacağımdan vurdular.

HOKKABAZ'A TAŞ ÇIKARTTI


Yaşanan olay akıllara Cem Yılmaz'ın Hokkabaz filmini getirdi. Filmdeki gelin de, hokkabazın arabasına binip düğünden kaçar. Gösterilerde hokkabaza yardımcı olur ancak bir süre sonra ortadan kaybolur. Filmin sonunda bir hırsız olduğu ve abim diye tanıttığı sevgilisiyle plan yapıp erkekleri dolandırdığı ortaya çıkar.

İNCİRLİK'TE YASAK AŞKIN SONU

[PAGE]


Adana'daki Çukurova Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fatültesi Maden Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören İzmirli Nurettin Yücesoy, kendisini evli olduğu halde bekar olarak tanıtıp ilişkiye giren Amerikalı kadın asker Katryn Dohn’un, hamile olduğunu ve çocuğunu Amerika’ya kaçıracağını iddia ederek, yargıya başvurdu. Yücesoy, İncirlik Hava Üssü’nde görev yapan Dohn’un yurtdışına çıkmaması için tedbir konulmasını istedi.

Bir süre önce İzmir Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne başvuran 28 yaşındaki Nurettin Yücesoy, Katryn Dohn’un çocuğun kendisinden olduğuna dair mesaj ve MSN kayıtlarını da mahkemeye delil olarak sundu. Bir hafta sonra doğması beklenen çocukla arasında DNA testi yapılmasını istediğini belirten Yücesoy, doğacak çocuğun baba hanesinde bir başkasının isminin yazılmasını kabul edemeyeceğini ifade etti.

EVLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİ

Yücesoy’un iddiasına göre, İncirlik Üssü’nde er olarak görev yapan Dohn ile aralarındaki ilişki, 2 yıl önce Adana’da başladı. Tanışmalarının ardından Yücesoy ile kadın er arasındaki ilişki aşka dönüştü. Birliktelikleri kadın asker Dohn'un hamile kalmasına kadar devam etti. Dohn'un hamile kaldığını öğrenen Yücesoy, evlenme teklifinde bulundu, ancak ret yanıtı aldı. Yücesoy, bu süreçte Dohn'un aslında evli olduğunu da öğrendi. Bunun üzerine Yücesoy, Dohn'un karnındaki bebeğin kendisine ait olduğu iddiasıyla, konuyu adliyeye taşıdı.

İzmir Barosu avukatlarından Uluğ İlve Yücesoy’un aracılığıyla dava açan Nurettin Yücesoy, Amerikalı er Dohn'un, doğumdan sonra çocuğunu alıp, Amerika’ya gideceğini, evlilik içinde doğacak çocuğun baba ismi hanesinde kendi adının değil, Dohn'un eşinin isminin yazılacağını vurguladı. Yücesoy, İzmir Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde er Dohn'un yurtdışına çıkması konusunda tedbir konulmasını istedi.

ÖKSÜZ VE YETİMİM

Verdiği dava dilekçesinde, küçük yaşta anne ve babasını kaybettiği için annesiz ve babasız kalmanın zorluğunu çok iyi bildiğini belirten Yücesoy, doğacak çocuğunun başka birisine baba demesine yüreğinin dayanamayacağını vurguladı. Dohn'un ilişkinin başından beri kendisini bekar olarak tanıttığını ve kötü niyetli olduğunu iddia eden Yücesoy, şimdiki durumda aynı kötü niyetle kendisinden dünyaya gelecek bebeğe başka birisini baba olarak göstermeye çalıştığını söyledi.

1 HAFTA SONRA DOĞACAK

Yücesoy, yaklaşık 1 bir hafta sonra doğması beklenen çocuk ile kendisi arasında DNA testi yapılmasını da talep etti. Doğacak çocuğun kendisine ait olduğuna dair Amerikalı kadın asker Dohn'un cep mesajlarını, MSN kayıtlarını ve birlikte oldukları dönemde çekilmiş fotoğrafları mahkemeye delil olarak veren Yücesoy, Dohn'un yurtdışına çıkışı konusunda tedbir konulmaması halinde bebeğine asla babalık yapamayacağını ifade etti. Yücesoy, mahkemeye Dohn'un kendisine ilişkilerinin iyi olduğu dönemde gönderdiğini söylediği ve anne karnındaki bebeğini gösterdiğini kaydettiği bir ultrason görüntüsünü de delil olarak sundu.

YASAL KISITLAMALAR ZORLUK YAŞATIYOR

Avukat Uluğ İlve Yücesoy, müvekkilinin davasında haklı olduğunu ancak çeşitli yasal kısıtlamalar nedeniyle zorluklar yaşadığını belirtti. Türkiye’de şahısların evli bir kadından doğacak bir çocuğun gerçek babası olsa dahi nesebin reddi ve babalık davası açamadığını ifade eden Yücesoy, “Bu, pozitif hukuk açısından, insan haklarına aykırı çok ciddi bir durum teşkil ediyor. Müvekkilim mevcut yasalara göre ancak kocanın ölümü, gaipliği veya temyiz kudretini yitirmesi halinde bu davayı açabilmek hakkına sahiptir. Onun bu davayı açma haklılığı hiç gözetilmemektedir. Bu nedenle mahkemeden davayı kabul etmesiyle birlikte, Medeni Kanun’daki bu kısıtlamaların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olduğu gerekçesiyle, ilgili kanun maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’nde dava açmasını talep ettik. Bize göre kişinin hak aramasını kısıtlayıcı maddeler olan Medeni Kanun’un 291 ve 301 maddeleri Anayasa’nın eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Biz yargılama yapılmasını ve bu yargılama sonunda babalık hükmünün kurulmasını istiyoruz” dedi.

BANA BU HEDİYEYİ Mİ LAYIK BULDUN DEDİ VE BIÇAĞI SAPLADI

[PAGE]


Alınan bilgiye göre, Ataevler Mahallesi Belde Sitesi'nde oturan Viyola V. (31) ve birlikte yaşadığı, evli olduğu öğrenilen Selçuk B. (41), gece geç saatlere kadar yılbaşını kutladı.

Selçuk B, yeni yıla girildikten sonra yılbaşı hediyesi olarak aldığı altın yüzüğü küçük kutusunda Viyola V'ye verip, yattı. Kutuyu açan Viyola V, yüzüğü beğenmeyince ''Bana bunu mu layık gördün?'' diyerek, Selçuk B'yi uyandırdı.

Alkolün de etkisiyle başlayan tartışmanın büyümesi üzerine Selçuk B, birlikte yaşadığı kadını darbetti. Viyola V. de mutfaktan aldığı bıçakla Selçuk B'yi karın boşluğundan bıçakladı.

HASTANE ÖNÜNE ÇIKIP AF DİLEDİ

Yaralı olarak yakınlarda bulunan polis merkezine giden Selçuk B, Çekirge Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Gözaltına alınan ve rapor için aynı hastaneye getirilen Viyola V'nin geldiğini öğrenen Selçuk B, tedavi altındayken hastane önüne çıkarak, kendisini bıçaklayan kadından af diledi.

''Senden şikayetçi olduğum için beni affet. Seni seviyorum'' diyen Selçuk B, şikayetini geri kaldı.

Darbedildiği için yaralı olan Viyola V. ve Selçuk B'nin hastanedeki tedavilerinin sürdüğü, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

CİNAYETTEN SONRA SOĞUK DUŞ HABERİ SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]



Adana’da 3 yıl önce kaybolan ve geçen 9 Mart’ta bir rögar çukurunda çürümüş cesedi bulunan, kimliği DNA testiyle saptanan 19 yaşındaki Hülya Davarcı’nın, 3 yıl sonra çıktığı TV programdaki çelişkili konuşmaları dikkat çekip yakalanan cinayet şüphelisi 24 yaşındaki Erhan Duran’ın yargılanmasına başlandı.

Fotoğraf stüdyosunda çalışan Hülya Davarcı, 2 Şubat 2006’da iş çıkışı eve dönmedi. Genç kızdan bir daha haber alınamazken, 9 Mart 2009’da Pınar Mahallesi 71154 sokaktaki bir inşaatın kanalizasyon bağlantısını yapmak üzere açılan rögar çukurunda çürümüş bir ceset bulundu. Tanınmayacak halde ve büyük bölümünde sadece kemikler kalmış cesedin, giysi kalıntılarından bir kadına ait olduğu belirlendi. Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı DNA testi ve araştırma sonunda, cesedin 3 yıldır kayıp olan Hülya Davarcı’ya ait olduğu belirlendi.

TV PROGRAMINDA ÇELİŞKİLİ İFADELER

Cinayeti soruşturan polis, Davarcı’nın en son görüştüğü kişinin, erkek arkadaşı Erhan Duran olduğunu belirledi. Soruşturma sürerken, Davarcı Ailesi de, kızlarının katilinin bulunması için özel bir televizyon kanalının kadın programına katıldı. Programa, Hülya Davarcı’nın annesi Gülnar ve babası Nebi Davarcı ile genç kızın Tekirdağ’a taşınan o dönemdeki erkek arkadaşı Erhan Duran konuk oldu. Duran’ın programda anlatımları sırasındaki çelişkili ifadeleri aynı programı izleyen Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekiplerinin dikkatini çekti. Bunun üzerine Tekirdağ’a giden Adana Emniyet Müdürlüğü ekibi, Duran’ı gözaltına aldı.

Cinayet sonrası askerlik hizmetini yaptığı anlaşılan Duran, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, cinayet şüphelisi hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan müebbet, öldürdüğü sevgilisine ait cep telefonu alıp satması nedeniyle de ‘Kişinin ölümünden yararlanarak hırsızlık’ suçundan da 7 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.

CİNAYETTEN SONRA SOĞUK DUŞ ALMIŞ

Sanık Duran, bugün Adana 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Hülya Davarcı ile yaklaşık bir yıl arkadaşlık ettiklerini belirten Duran, ifadesinde “Olay tarihinden önce babam ölmüştü. Babamı biz Sivas’ta toprağa verdik. Bu esnada Hülya telefonla beni arayarak benden hamile olduğunu ve evlenmemiz gerektiğini söyledi. Ben de benden olamayacağını cinsel ilişkiye girmediğimizi söyledim. Sonraki günlerde de görüşmemiz devam etti. Olay günü de yine beni arayarak buluşma teklif etti. Buluştuğumuz da yine benden hamile olduğunu ve evlenmemiz gerektiğini söyledi. Ben kabul etmeyince ‘Mutlaka evlenmemiz lazım. Yoksa seni herkese rezil ederim’ dedi. Sonra da ‘Sen erkek olsaydın senden olurdu’ deyince bir tokat attığım. Yere düştü. Sonrasını hatırlamıyorum. Boğmuş da olabilirim. Kendime geldiğimde nabzına baktım. Ölmemiş olsaydı hastaneye götürecektim. Sonra eve gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra bant alarak geldim. Taşıması kolay olsun diye ellerini arkadan bağladım. Cesedi bir kuyuya çantayı da başka bir kuyuya attım. Sonra da eve gittim. Soğuk suyla duş aldım. Kendime gelince nasıl böyle bir şey yaptım diye düşündüm” diye konuştu.

Öldürülen Hülya Davarcı’nın babası Nabi Davarcı ise sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek “Olaydan bir gün sonra diğer kızımla birlikte sokakta Erhan Duran ile karşılaştık. Erhan’a ‘Bak Hülya sendeyse saklama. Anlayışla karşılarız. Biz de başlık parası filan da yok’ dedim. Erhan bize ‘Bulursanız yüzüne tükürün” dedi.

Hülya’nın ablası 24 yaşındaki Halime Şafakoğlu da ifadesinde “Kardeşim Erhan’ı çok seviyordu. Adını dilinden düşürmezdi. Ailesi ‘O kız çok süslü’ dediği için başını da örterek kapanmıştı. Ama değmezmiş. Telefonla tartışıyorlardı. Telefonu ben alarak ‘Kardeşim senden hamileymiş. Bunu nasıl olur? Aile büyüklerinle konuş biran önce istesinler’ dedim. Sonra telefonu tekrar kardeşime verdim. Kardeşime ‘O çocuğu aldıralım. Yaşımız genç ileri de yine çocuğumuz olur’ demiş. Kardeşim de kabul etmemiş” ddiye konuştu.

ÜNİVERSİTELİ KIZIN ŞAKASI KARAKOLDA BİTTİ

[PAGE]


Kütahya’da üniversite öğrencisi kız, şaka yapmak amacıyla bir arkadaşını telefonla arayarak erkek arkadaşının kendisini silahla yaraladığını söylemesi üzerine polis ve sağlık ekipleri alarma geçirildi.

Alınan bilgiye göre, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) öğrencisi genç kız, üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisi erkek arkadaşı İ.E’yle (23) aynı bölümde eğitim gören arkadaşı N.G’yi (23) telefonla arayarak, şaka yapmak amacıyla İ.E’nin kendisini silahla yaraladığını söyledi.

Arkadaşının yaralandığı öğrenen N.G, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak İ.E’nin Balıklı Mahallesi’ndeki evinde kendisini silahla yaraladığı ihbarında bulundu.

112 Acil Çağrı Merkezi, ihbar doğrultusunda Balıklı Mahallesi’ndeki söz konusu eve bir ekip sevk etti. Daha sonra bölgeye polis ekipleri de gönderildi.İ.E’yle görüşen ekiplerin yaptığı araştırmada, genç kızın şaka amacıyla N.G’yi aradığı, onun da 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunduğu ortaya çıktı.

112 Acil Servis ekiplerinin tutanak düzenlemesinin ardından İ.E, kız arkadaşı ve N.G, Şehit Mehmet Kartal Polis Merkezine götürüldü.Üniversiteli gençlerin İl Emniyet Müdürü İbrahim Çelik’ten özür diledikten sonra polis merkezinden ayrıldığı öğrenildi.

17'LİK SEVGİLİYE SABAH YÜRÜYÜŞÜ KURŞUNU

[PAGE]



Bursa’nın merkez Osmangazi İlçesi’nde 25 yaşındaki Muhammet Kalay, sabah sporu yapmasına karşı çıkan birlikte yaşadığı 17 yaşındaki sevgilisi Medine A.’yı bacaklarından kurşunladı. Yaralanan Medine A. hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, kaçan Muhammet Kalay aranıyor.Olay bu sabah Osmangazi İlçesi Hüdavendigar Mahallesi Hanımeli Sokak’ta meydana geldi.

Bir gece kulübünde çalışan kadın arkadaşlarının evinde sevgilisi Muhammet Kalay ile kalan Medine A., bu sabah yürüyüşe çıkmak istiyen sevgilisi ile tartıştı. Kendisine “Gitme” diyen Medine A.’ya, “Üzerime çok geliyorsun” diyerek tokat atan Muhammet Kalay, sevgilisinin sokak kapısını kilitlemesi üzerine evde bulunan tabancayı alarak Medine A.’nın bacaklarına iki el ateş etti.

Kalay, kapıyı açıp kendisine ait otomobille uzaklaşırken bacağına iki kurşun isabet eden Medine A. ise cep telefonuyla 112 Acil Servis’i arayıp tabanca ile vurulduğunu söyleyerek ambulans istedi. Oturma odasından sürünerek sokak kapısına kadar gelen Medine A. kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.Polis, kaçan Muhammet Kalay’ı yakalamak için çalışma başlattı.

'AŞKIM' DEDİ KOCASI ÇIKTI ANCAK...

[PAGE]


Adana’da kayınbiraderi 43 yaşındaki Ayhan Bulut tarafından, dekolte kıyafetler giyip gezdiği için ‘kardeşini aldattığı’ düşüncesiyle tabancayla öldürülen 24 yaşındaki Gamze Bulut’un, ‘Aşkımla konuştum’ dediği telefon görüşmesini eşi 41 yaşındaki Mehmet Bulut ile yaptığı ortaya çıktı. Gamze Bulut’un son 2 gün içinde 20 kez de kendisini öldüren kayınbiraderi Ahmet Bulut'la görüştüğü belirlendi.

Kabasakal Mezarlığı yakınlarında, 22 Haziran günü yengesi 2 çocuk annesi Gamze Bulut’u öldürdükten sonra tutuklanan Ayhan Bulut ile cinayeti azmettirdiği iddia edilen genç kadının eşi tutuksuz sanık Mehmet Bulut’un yargılanmasına Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, ‘ömür boyu hapis’ cezası istenen sanık kardeşlerin yanı sıra, öldürülen kadının babası 55 yaşındaki Hasan Ekinci de katıldı. Duruşmada, mahkeme başkanı Gamze Bulut’un olay gecesi ölümüne neden olan telefon görüşmesini kiminle yaptığıyla ilgili telefon kayıtlarının geldiğini söyledi. Genç kadının olay gecesi en son bir dakika arayla eşiyle 15 ve 27 saniyelik 2 telefon görüşmesi yaptığının belirlendiğini belirten hakim, Mehmet bulut'a ne görüştüklerini sordu. Mehmet Bulut da, eşinin kendisini aradığını ve eve ne zaman geleceğini sorduğunu, kendisinin de “Kapat, şu anda görüşemeyeceğim” dediğini anlattı.

KATİLİYLE DE 20 KEZ GÖRÜŞMÜŞ

Telefon kayıtlarında Gamze Bulut’un cinayet sanığı kayınbiraderi Ayhan Bulut ile dea son 2 gün içinde biri 44 dakika olmak üzere 20 kez görüşme yaptığı belirlendi. Sanık Ayhan Bulut soru üzerine, “Yengem alınacak bir şey olduğunda beni arardı. Ayrıca, amcası da yanımda çalışıyordu. Onu da benim telefonumdan arıyordu” dedi.

Tanık olarak dinlenen öldürülen kadının amcası Hüseyin Ekinci, yeğeni Gamze Bulut’un kendisini Ayhan’ın değil kendi cep telefonundan aradığını söyledi.

Sanık Ayhan Bulut, yengesini kazayla öldürdüğünü iddia ederek, “Bu yaşıma kadar hiç bir suç işlemedim. Kimseye de zarar vermedim. Ailemdeki herkesten sorumlu olan benim. Yengemin babası bile ‘Kızıma sahip çık’ diyordu” diyerek kendini savundu.