Sahipsiz devletin sahipsiz milleti
Devletimizin büyüklerinin iştigal alanlarında millete ayıracak vekilleri olmadığı için,milletin güvenliği ve geleceği haramilerin insafına kalmış durumdadır..
İşte bu olay o konudur...
Anlayana...
Hem büyüklere masal hem de bize hal tercümesidir ,hepimizin başına gelebileceği için..!
Ve elbette ki; televole magazin kadar önemli değildir hepimiz için!..
Dönelim ve yazıya devam edelim..
Urfalı Gönüllü ailesinin ocağını karartan çetebaşı,cinayetin üstünde elini kolunu sallayarak gezinirken,başka bir organize işten ele geçti..
Gerisini Sayın Kadri Gönüllüden dinleyelim..
Katil uzun süre
yakalanamadı.Başbakanlığa,İçişleri-Adalet
Bakanlıklarına,Cumhurbaşkanlığına baş vurduk.Sonunda ,Mayıs'ın
29'unda.Şanlıurfa da,çalıntı araç ve ruhsatsız silahla
birlikte yakalandı..Bu gerçeği sizinle paylaşma ihtiyacı
duydum.
Abimin katili uzun bir süre yakalanamadı.Bu konuda çaresiz
kaldık.Devlet yetkilileri arıyoruz demekle
yetindiler.Oysa ortalıkta bir yerlerde geziniyordu ve kirli
işlerini
sürdürüyordu,Bunu biliyorduk,duyuyorduk.Ama elimiz kolumuz
bağlıydı.İşin kötüsü bu katil ailemden birilerini daha öldürmek
için
fırsat
kolluyordu.Bu katil,başka bir suça karışmamış olsaydı,büyük
ihtimalle
yakalanamayacaktı.Bu şahsın Şanlıurfa'da fidye olayına
karıştığı duyumları
almaktayız.Ancak resmi makamlara ulaşamadığımızdan bu konuda kesin
bir bilgi
elde edemedik.
Abimin vurulduğu sırada katiller,abimin at arabasına aldığı 75
yaşındaki
yaşlı bir kadını da geride şahit bırakmamak için
vurdular.Günlerce hastanede
yattı ve sakat kaldı.Yoksul ve gariban bir insandı.Bu
kadın,olaydan
hemen sonra bize ve jandarmaya katili gördüğünü ve
tanıdığını
söyledi.Ancak katil ve akrabaları bu kadın üzerinde baskı ve
tehdit
oluşturarak ifadesini
değiştirdiler.Büyük ihtimalle para verdiler.İfade vermemesini
ve davacı
olmamasını sağladılar.Şimdi bu mağdur ve tanık konumundaki
kadın,mahkemede
çelişkili beyanlarda bulunarak kendisini vuranı tanımadığını
söylemektedir.Bu nedenle de adaletin tecelli etmesinden
kaygılıyız.
Abimin katilleri yıllarca uyuşturucu ticaretinden,silah
kaçakçılığından,kara
paradan büyük paralar kazandılar.Av malzemesi bayiliği adı altında
devletin
mermisini,silahını sattılar.Tefecilik yaptılar.Palazlandılar.Hala
paranın
gücü ile her şeyi satın alabileceklerini düşünüyorlar.
12 Mayıs 2006 tarihinde yapılan ilk duruşmada,bu firari katilin
tutuklu
bulunan ve cinayetin işlenmesinde rolü bulunan ağabeyi de nakdi
kefalet
karşılığı serbest bırakılmıştı.Böylece tutuklu sanık
kalmamıştı.Diğeri de
firardaydı.Bu acımızı daha da artırmıştı.Aslında bu
şahısların olay günkü
cep telefonu kayıt ve dökümleri her şeyi ortaya koyuyordu.Bu
katilin ağabeyi
olay anında nerede olduğunu ispatlayamıyordu.Buna rağmen
serbest
bırakıldı.Ne de olsa mağdur kadın susturulmuştu!
Son duruşmaya yakalanan sanık getirilemedi.Sanık avukatlarının
talebi
üzerine,tanıkların ve mağdurların ifadesi alınmadan dava
ertelendi.Her şeye rağmen adaletin tecelli etmesini bekliyoruz.Ne
olursa
olsun adalete güvenmek istiyoruz.Umuyorum ve diliyorum ki burada da
bir
hayal kırıklığı yaşamayız.Çünkü burada yaşayacağımız hayal
kırıklığının
bedeli çok ağır olacak hepimiz için.
Şimdi katillere tazminat davası açmak istiyoruz.Ancak serbest
piyasa
ekonomisinde her şeyin bir bedeli var.Ve bizim tazminat davası
açmak
için,tazminat miktarının binde 6 oranında harç masrafını ödeyecek
paramız
bile yok.Bir ülkede adalet bile para ile sağlanırsa,gerisini
düşünmek bile
insana acı veriyor ne yazık ki.
Bunları size niye yazdım bilmiyorum.Yayınlayasınız diye
kesinlikle
yazmadım.Dertleşme ihtiyacı duydum.İçimden gelenleri sizinle
paylaştım.Namussuzlara karşı onurun mücadelesini vermek
gerekiyor.Biz yılmayacağız ve sonuna kadar direneceğiz,her ne
pahasına
olursa olsun.
Selam olsun onurun ve namusun mücadelesine
verenlere.