“Rojava” gerçeğini bil, ona göre konuş!

Kürtler iyi bilsin ki yorum ve değerlendirmelerini ona göre yapsınlar, ona
göre tarafını belirlesinler, bu gün dünya yarın ahrettir. Bu hayatta yanlış
yapanlar bu dünyada bile bin ah çekmek durumunda kalabilirler.
YPG tarz olarak 25-30 yıl öncesinin PKK’si durumunda bir APOCU örgüttür.

Bu örgüt Tanrı tanımaz olup en büyük düşmanlığı İslam’adır gerisi onun
için teferruattır.Çünkü ağababaları bunu istiyor.

2012 yılında Erbil’de Rojava Kürtleri arasında 7 maddelik bir Mütabakat
imzalandı, ancak ona bağlı kalmadılar, malum PYD dışında 16 değişik
fraksiyonda Kürt grupları Rojava’da yaşamaktadır.

Salih Müslüm’ün başını çektiği PYD’nin askeri kanadı olan YPG Kürtlere
zulüm etmeye devam etti, 2014 yılında DAİŞ’in gelmesiyle “havar,
havar” diye bağırmaya başladı, bir daha gidip Mütabakata imza attıktan
sora bir yandan Berzani yönetimi, diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti
devleti onlara lojistik destek gönderdi. Ancak zaman içinde tekrar aynı
zulme devam ettiler üstelik ABD gibi fesat ve hain bir devletin katkısıyla.
Bu meşhur Müslümler üç kardeştir; biri PYD’nin başını çeken Salih
Müslüm’dür ki söz ve davranışlarına bakılırsa İslam düşmanı bir
komünisttir.

Enver Müslüm ile birebir konuşmuşluğum var, kendisi kültürel bir
Müslüman olup Kobani kantonu başkanıdır, olup bitenleri hayretle izliyor
doğrusu ne zamana kadar bu zulme “artık yeter” diyecek acaba diye
merak ediyorum.

Mustafa Müslüm ise Tefsir Profesörü, PDY/YPG zulmünden kaçmış, hicrette yaşıyor, Gaziantep’te medresesi var, ilim erbabı yetiştiriyor.
ABD ve PYD ilişkisine gelince, ABD baktı ki her bir ABD askeri aylık en az beş bin dolar alıyor, üstelik biri öldürüldüğü zaman yüksek tazminatın yanı sıra ABD kamuoyuna izahat getirmekte de zorlanıyorlar.

Kürt gençlerinin bir kısmı APOCU olunca alabildiğince oradaki mazlum
Kürtlere zulüm etseler de hesabını soran yok, aldıkları maaş nefer başına birkaç yüz dolar, ölen de anne babasının cebinden gidiyor. Alsana üç kuruşa beş küfte, yahu Ortadoğu’nun tamamı Kürdistan olsa bile yönetim Küfristan olsa, kan göz yaşı ve sıkıntıdan başka Kürtlere ne kazandırır? Üstelik Kanton yönetim tarzında mülkiyet hakkı olmadığı gibi nikah kavramı da hayattan kalkıyor.

Wax ki ne wax!!!

PKK, 40 yıldan sonra Kürtlere kan ve göz yaşlarından başka bir şey
bırakmadığı gibi YPG de Rojava’yı berbat edip bırakacak. Şimdiden her
evden bir bay bir bayan asker istiyor, artık gerisini siz düşünün.
Dolayısıyla şimdilik Türkiye, İran ve Irak Kürtleri kendini bu oluşumlardan
soyutlaması gerekir diye düşünüyorum, Allah’ı tanımayan bir örgüte selam verilir mi? Kanaatimce ABD yakında buralardan def olup giderse o kaba piyonlarını da beraberinde götürecek.

Eğer şu ABD oyunundan olmasaydı Türkiye’nin Suriye sınırına paralel
Akdenize kadar Kürtlere bir bölge verilecekti; Otonom ya da Federatif bir
yönetim tarzıyla bir az daha rahat yaşayacaklardı bence, ayrıca Türkiye
sınırında da giriş çıkışlar esnek hale getirilecekti.

Peki bu haliyle Rojava’ya nasıl güveneceksiniz.

Şimdi öyle bir tehlike çanları çalıyor ki ikinci bir İsrail sanki oluşturuluyor.
YPG sakın Türkiye Kürtlerine bel bağlamasın! PKK’den oralara ne kadar
kayan olmuşsa olmuş, onun dışında dost beklemesin. Kürtlerin sınır
kavgaları meşhurdur. Türkiye’ye göz diken olursa önce Kürtler o gözleri
çıkarır!

Eğer Türkiye Cumhuriyeti kendi Kürd’üne selam vermeyi becerirse
PDY/YPG orada tıkanır kalır. Yoksa yalan dolan hikayelerle birkaç yıl daha yaşar o kadar!

Kobani deyip Diyarbekir’i yakıp yıktıkları zaman karneleri kırık not aldı
zaten. Kısacası nerde bir silahlı güç oluşursa hele ki bunun mimarı ABD ise yaptığı tek şey var; oradaki vatandaşa sıkıntı vermek, başka ne işe yarar.

Baksanıza aldığımız habere göre Afrin’de 64 cami ibadet ve tedrisata
kapandı, bunların ataları da Türkiye’de aynı haltı işlediler, hani nerde o
muhannetler. Hepsi öldü gitti, şimdi lanetle anılıyorlar.

Kürtleri küfürle taltif edenleri Allah kahreylesin, Küfürle avunup kendi
insanına sıkıntı veren Kürd’e de yazıklar olsun!

Zaman uyanık olma zamanı.