BIST 10.742
DOLAR 32,22
EURO 35,08
ALTIN 2.525,80
HABER /  GÜNCEL

Rektörden sıra dışı Dersim önerisi

Tunceli Üniversitesi Rektörü Boztuğ, devlet Dersim'e katliam anıtı yapıp altınada özür yazısı yazsın önerisinde bulundu.

Abone ol

Tunceli Üniversitesi Rektörü Durmuş Boztuğ'dan çok tartışılacak öneriler. Başbakan Erdoğan'ın özür dilemesiyle fitilini ateşlediği Dersim tartışmalarına, kentin rektörü de katıldı.

Rektör Prof. Dr. Boztuğ, üniversitede 2 yıl önce başlattıkları seçmeli Kürtçe dersine ilginin azaldığını, bu yıl bunun sıfır düzeyinde olduğunu, bunun da farklı nedenleri bulunduğunu ifade etti.

'DERSİM' ADI İÇİN REFERANDUM YAPILMALI

Tunceli Üniversitesi'nin yeni yapılacak kampus alanında incelemeler yapan ve basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, kamuoyunda tartışılan Dersim olayları ile ilgili açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, Tunceli'ye Dersim adının geri verilip verilmemesi konusunda referandum yapılmasını, ayrıca kente 1938 yılında olanların simgesi olarak 'Katliam Anıtı' yapılması ve TBMM'de araştırma komisyonu kurulmasını da istedi.

DERSİM'DE YAŞANAN OLAYLAR İÇİN ÖZÜR ANITI DİKİLMELİ

Dersim olaylarının gündeme getirilmesinden ve tartışılmasından mutlu olduğunu belirten Rektör Prof.Dr. Durmuş Boztuğ, anıtın altına ne yazılması gerektiğini açıkladı:

"Dersim konusunun Türkiye kamuoyunun gündemine gelmesinden son derece mutluyum. Bu mutluluğumun nedeni de şu; ülkemizde artık dört parametrenin bir yansımasıdır bu. Nedir bu dört parametre, hukuk, ekonomi, demokrasi ve insan hakları. Şu an ülkemiz ekonomik olarak çok gelişti ve zenginleşti. Ekonomik olarak zenginleştikçe Türk toplumundaki insanlar kafalarını değiştirdiler. Kafalarındaki neyi değiştirdiler, efendim bizim farklılıklarımız zenginliklerimizdir, kültürümüzdür, herkes bu konuda daha rahat ve açık bir düşünce içine girdi. Tarihimizin en önemli acılarından birisi Dersim faciasıdır, Dersim katliamıdır. Bugün artık devlet ve hükümet bunlarla yüzleşmeye başladı. Bu çok mutluluk verici bir şey. Ben burada göreve geldiğimden beri söylüyorum, burada yapılacak en güzel iş TBMM'de bir araştırma komisyonu kurup, o zamanlarda ne olmuş, nasıl olmuş, neden olmuş, kastını ve amacını aşan fiil ve eylemlerde bulunanlar tespit edilmeli. Dersim konusunda sayın Başbakanımızın özür dilemesinin ardında, devletimizin hükümetimizin özür dileyerek buraya bir anıt diktirip, anıtın altına da 1937-38 yıllarında 'Dersim'de yaşanan olaylardan dolayı özür diliyoruz, Dersimli kardeşlerimizi bağrımıza basıyoruz' yazıldığı anda her şey daha iyi olacak. Bu durumdan sonra da Dersim'de bir referandum düzenlenmeli ve 'Dersim ismini geri istiyor musunuz istemiyor musunuz?' diye halka sorulmalı ve bir adım atılmalı. Tuncelilerin vereceği karara göre Dersim ismi de geri verilebilir."

Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, Tuncelililerin gelişmeleri hukukun, demokrasinin, insan haklarının ve ekonominin evrenselleşmesi açısından değerlendirmesini isteyerek sözlerine şöyle devam etti:

"Efendim biz Dersimliyiz, Aleviyiz, Kürdüz, Zazayız, biz sol görüşlüyüz, Dersim konusunda hükümet özür dilesin, ama diğer konularda da adım atmasın, bunlar yanlış şeyler. Ben her zaman söylüyorum. Alevi kardeşlerimiz eğer şunu derse yanlış olur. Efendim biz Aleviyiz, biz sol görüşlüyüz, biz cumhuriyetin Atatürk ilkelerinin yılmaz bekçileriyiz. Cemevlerimiz serbest olsun ama türban yasak olsun derlerse bu yanlıştır. Aynı şekilde Sünni kardeşlerimiz de derse ki efendim biz Müslümanız, türban serbest olsun ama cemevleri yasak olsun derse o da yanlış olur."

TOPLUMDAKİ ÜÇ FAY HATTI: İNANÇ, ANADİL, ETNİK FARKLILIKLAR

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Boztuğ, Alevi ve Sünni insanların bir araya gelip birbirlerinin sorunlarına ilgi duymalarnı, son Dersim olayında olduğu gibi hayatın kalitesini artırmalarını önerdiğini söyledi. Son 30 yıldır karşılaşılan sorunların temelinde üç etmenin bulunduğunu öne süren Rektör Prof. Dr. Boztuğ, bunaları şöyle anlattı:

"Muhatap olduğumuz sorunların temelinde, toplum yapımızda üç ana fay hattı var bizim. Bunlar inanç farklılıklarından kaynaklanan fay hattı, anadil farklılıklarından kaynaklanan fay hattı, etnik köken farklılıklarından kaynaklanan fay hattı. Bu fay hatlarımızda enerji birikti, önce inanç farklılıklarından kaynaklı fay hattında biriken fay hattı, malumunuz Kahramanmaraş, Çorum, Malatya, Sivas olayları ile açığa çıktı. Zelzele gibi salladı bizi. Şu anda da anadil ve etnik köken farklılıklarından kaynaklanan fay hattındaki enerji otuz yıldır açığa çıkıyor. O zaman biz insan olarak ne yapacağız, sosyal dokumuzdaki fay hatlarında enerji birikmemesi için tedbirler arayacağız. Bu anlamda sayın başbakanımızın, hükümetimizin dersim katliamından dolayı Dersimlilerden özür dilemesi bunun çok büyük bir adımıdır, tarihi bir adımdır. Bunu sevgili Dersimlilerin en iyi şekilde değerlendirmesini umuyorum."

ÜNİVERSİTESİNİN İSMİ DERSİM OLABİLİR

Dersim ile ilgili yeni sempozyumlar düzenleyeceklerini ve üniversitenin adının 'Dersim Üniversitesi' olarak değişmesi için çalışma yapacaklarını belirten Rektör Prof.Dr. Durmuş Boztuğ, "Biz geçtiğimiz yıl Uluslararası Dersim Sempozyumu düzenlemiştik. Önümüzdeki yıllarda da bu sempozyumlara devam edeceğiz. Eğer ileride Tunceli'nin ismi değiştirilirse belediye, valilik ve bütün kurum isimleri Dersim olursa, bizim üniversitemizin ismi de Dersim üniversitesi olacaktır" dedi.

Bir gazetecinin 'Tunceli ismi değiştirilmeden şu an öyle bir durum yok, ancak siz daha önce davranıp Tunceli Üniversitesi'nin isminin (Dersim üniversitesi) olması konusunda herhangi bir çalışma yapacak mısınız' sorusuna ise Prof. Dr. Boztuğ, "Tabi ki biz bu konuyu önce yetkili kurumlarımızda değerlendirip bir çalışma yapacağız. Biz zaten Tunceli'nin birikmiş insani ve bütün sosyal sorunlarına ilgi duyuyoruz, bizler de böyle bir çalışmayı yetkili kurumlarımızda hemen başlatacağız" diye konuştu.

KÜRTÇE DERSLERE BU YIL TALEP SIFIR DÜZEYDE

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Durmuş Boztuğ, 2 yıl önce Kürt açılımı ile birlikte üniversitede Kürtçe'nin lehçeleri olan Kurmanci ve Zazaca seçmeli dersler vermeye başladıklarını, ancak her yıl bu derslere ilginin giderek azaldığını söyledi.

İlk yıl olan 2009-2010 öğretim yılında öğrencilerin yüzde 37'sinin Kurmanci, yüzde 47'sinin Zazacayı seçmeli ders olarak aldığını belirten Rektör Boztuğ, 2010-2011 öğretim yılında ise Kurmanciyi seçmeli ders olarak alan öğrenci oranının yüzde 12, Zazaca'yı seçenlerin oranının ise yüzde 7'e indiğini; 2011-2012 öğretim yılında ise hiç talep olmadığını söyledi.

KÜRTÇE'YE İLGİNİN AZALMASINDAKİ ÜÇ NEDEN

Rektör Prof. Dr. Boztuğ, öğrenci profillerinin değişmemesine rağmen Kürtçe öğrenime ilgideki düşüşün nedenlerini sıraladı:

"Öğrenci profilimizin büyük bölümü ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerden gelen öğrencilerden oluşuyor. Bu durum ortaya çıkınca ben öğretim elemanlarımızdan rica ettim, dedim bir araştırma yapın ve neden öğrencilerimiz bu dersleri almaktan vazgeçti, hangi nedenlerden dolayı dersleri almak istemiyorlar. Şunu belirtmek isterim öncelikle ülkemizde hukuk, demokrasi ve insan haklarının standardı yükseldiği için özgür fikirlerini artık rahatlıkla açıklayabiliyorlar. Yaptığımız araştırma ve anketlerde üç temel neden ortaya çıktı. Bu temel nedenlerden birincisi ve en yüksek cevap şu şekilde veriliyor; öğrencilerimiz öncelikle diyorlar ki bu diller bizim ana dilimiz neden seçmeli olsun, resim, müzik ve beden eğitimi gibi aynı kategoriye konulması doğru değil. Bu yüzden bu dersi almak istemiyorum, temel ve zorunlu ders olmalı. İkinci sırada verilen cevap ise, öğrencilerimiz diyor ki biz bu dersleri alıyoruz, ama bize bu dersleri veren hocalar bir şey bilmiyorlar, hocalar derslerimize geliyor bize, ağaç, su, ot, ekmek gibi basit kelimeler ve cümleler kuruyorlar ve bilimsel hiçbir temeli olmayan, grameri bilmeden bize bu dili öğretmeye çalışıyorlar ve çok yetersiz kalıyorlar. Üçüncü sırada verilen cevap ise daha enteresan öğrenciler diyor ki, bizim anadilimiz Türkçe, burada Üniversiteyi okumaya geldik bu yörede konuşulan Zazaca ve Kurmanci'yi öğrenelim diye dersi aldık ama sonra baktık hiç ilgimizi çekmiyor, ama artık İngilizce'yi seçmeli ders olarak alıyorum. Burada bizim çıkardığımız sonuç artık ilköğretimden başlayarak bu dillerden ders verilmeli ve bu dersleri verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi için üniversitelerde yeni bölümler açılması. Bizim kafamızdaki ise üniversitemize Doğu dilleri ve edebiyatı bölümünü kurarak bu konuda hocalar yetiştirmek."