BIST 9.998
DOLAR 32,38
EURO 34,77
ALTIN 2.438,86

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın ölümünün üzerinden iki yıl geçti. Kadın cinayetlerinin simge ismi haline de gelen Arslan'ın acısı ise sevenleri için halen çok taze...

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Tarsus'ta 11 Şubat 2015 akşamı Mersin'deki evine dönmek için bindiği midibüsün sürücüsü Suphi Altındöken tarafından cinsel tacize uğrayan, daha sonra Suphi Altındöken'in babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe'nin de yardımıyla vahşice öldürülerek yakılan 20 yaşındaki Özgecan'ın katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti. Tüm Türkiye'yi yasa boğan kanlı cinayetin üzerinden iki yıl geçti. Özgecan Arslan'ın ailesi ve sevenleri için ise acı hiç dinmedi. Binlerce kadın, kadınların tecavüzüne, şiddet görmesine gerekçesiyle cenaze günü sokaklara dökülmüştü. Özgecan'ın cenaze töreninde tabutunu sadece kadınlar taşımıştı.

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Tüm Türkiye'yi ayağa kaldıran bu vahşetle Özgecan Arslan, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin sembol ismi oldu. Tepkiler çığı gibi büyürken, adına ülkenin dört bir yanında tesisler açılan, çok sayıda etkinlik düzenlenen ve halen kadın şiddetinde sembol isim olmaya devam eden Özgecan, Türkiye'deki herkesi derinden yaraladı ancak acısı en çok Aslan ailesini vurdu.

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Özgecan'ın babası Mehmet Aslan, kızlarının ölüm yıl dönümü öncesinde duygularını ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek amacıyla kurdukları Özgecanlar Derneğinde konuşan baba Aslan, “İki yıl geçmiş olmasına rağmen dün gibi hala varlığı taptaze. Onu hissetmediğim, düşünmediğim bir gün, bir saat, bir an bile yok. Şehrin her tarafında onunla karşılaştığımız, birlikte oturduğumuz, konuştuğumuz her yer anılarla dolu” dedi.

Özgecan Arslan'ın acısı yıllar geçse de dinmiyor!

Geçen iki yıllık süreçte yaşadıkları acının ve ıstırabın vermiş olduğu duygularla bu yangınla başa çıkabilmek için bir misyon üstlenmesi gerektiğine inandığını dile getiren Aslan, televizyonlarda sürekli şehitler, çocuklar ve kadınlar için ‘Bizim başımıza geldi, başkalarının başına gelmesin', ‘Bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın' sözlerini duyduklarını söyledi. Türkiye'de herkesin artık mutlu olmak, sevgiyi iliklerine kadar hissetmek, yaşamak istediğini, acılar, ıstıraplar, yangınlar, savaşlar olmasın istediğini vurgulayan Aslan, “Maalesef bunları temin edebilecek, ortaya koyabilecek, savaşacak gücü olmayan insanlar fazla. Ben bunlara karanlık diyorum. Ya bu karanlıklar aydınlığı her geçen gün daha fazla kaplıyor ya da vakti gelmiş bir doğum var ki, onun için karanlığa ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki barışı, güzelliği, mutluluğu şimdiye kadar temin etmiş olanlar sadece bir kişinin hayalinden, kalbinden, inancından çıkan bir kavram oluyor. Ben bunu yapmak istiyorum” diye konuştu.