Ozan Arif, konserinde MHP’liler tarafından protesto edilmesine isyan etti. Arif isyanını "MHP'dekiler erkekliklerini bana değil Ecevitlere ispatlamalı" sözleriyle di
Abone olOzan Arif, Zaman muhabiri Osman İridağ'a konuştu. İşte o röportaj... Bir grup MHP’li Ozan Arif konseri öncesinde Açıkhava Tiyatrosu’nun önüne gelerek “Liderimiz erkekliğinin zekatını verse senin sülalene yeter” pankartı açıp ozanı protesto etti. Ozan Arif bu pankartı şöyle yorumladı; ”Erkekliğin teknik ispatı varsa bu Ozan Arif’e değil; Bülent Ecevit’ten geçtim Rahşan’a yapılmalıydı. Oraya gelen çocuklarımızın birilerinin erkekliğini ispatlamak için taşeron olarak kullanılması utanç verici.” Ozan Arif (Şirin) konserini izlemek için Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’na gelen ülkücülerin çoğu belki de mekanı ilk kez görüyordu. Birkaç gün önce Kürt şarkıcı Ciwan Haco’nun doldurduğu konser sahnesinde bu kez gövde gösterisi yapma sırası onlardaydı. Bir süredir Türkiye’yi dolaşan ve parti içi siyasi mesajlar veren Ozan Arif de ilk kez Açıkhava’da konser verecekti. 70 bin nüfuslu yerlerde 20 bin kişiyi toplayan efsane Ozan için 15 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da 5 bin kişilik Açıkhava Tiyatrosu’nun küçük geleceği düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı ve salonun yarısı boş kaldı. Organizasyonu yapanlar bu durumu “MHP yönetimi İstanbul’da iyi çalışmış.” diye açıkladı. Yani genel merkezin konsere gidilmemesi yönünde baskı yaptığını söylüyorlardı. Üstelik konserin başlamasına dakikalar kala 50 kişilik ülkücü grup tiyatronun önüne gelip Ozan Arif’i protesto etti. Genel merkez bu konserleri parti içi bir siyasi hareket olarak görüyor ve Ozan Arif’in muhaliflerin ekmeğine yağ sürdüğünü düşünüyor. Ozanların dertli insanlar olduğu söylenir, sizin derdiniz nedir ki il il, ilçe ilçe dolaşıp konser veriyorsunuz? Benim bir şiirim var: Şehir şehir dolaşmamın sebebi memleket sevdası, vatan sevdası diye başlar. Mensubu olduğum sevdanın bize kazandırdığı mesuliyetler var. Millet, din ve devlet kaygısı yatar bunların başında. Bunun gereğini yapıyorum. Sıradan bir şarkıcı ya da sanatçı konserleri mi bunlar? Yani gidiyorsunuz çıkıp sazınızı konuşturuyor ve paranızı alıp gidiyorsunuz. Öyle mi? Ömrüm boyunca birlik ve beraberliği çok önemsedim. Tehlike gördüğüm şeyleri dilimin döndüğünce açığa çıkartmaya çalışıyorum. Ayrıca Türk milletinin çok önemli parçası olduğuna inandığım, imanlarından zerre kadar şüphe etmediğim ülkücü camianın pörsümüş halinden yararlanan bu memleketin, bu milletin düşmanlarının attıkları adımlara şahit oluyorum. En önemli dinamiğimiz olarak gördüğüm ülkücü hareketin diri durabilmesi için uğraşıyorum. Milletin en önemli dinamiği ülkücü hareketse hareketin en önemli dinamiği de siyasi partisi olan MHP olsa gerek. Peki MHP ne kadar diri? Ülkücülüğü bir parti ya da fırka olarak değerlendirmek küçültmektir. Bunu eğer MHP’de siyaset yapan insanlar yapıyorsa yanlış yapar. Ülkücü hareket mecliste olsun olmasın, siyaset içinde olsun olmasın, diri durmalıdır. Banisi olan Alparslan Türkeş’in bile meclis dışında kaldığı veya tek başına Adana milletvekili olarak mecliste bulunduğu dönemler de vardı. Fakat çok önemli bir misyonu yerine getiriyordu. Hiçbir ülkücünün harekete ait hiçbir müessese ile kavgası olmaz. Ama ülkücülerin elinde kudsiyet kazanmış yuvaların kişisel siyasetlere alet edilmesi veya ülkücü hareketi ülkücü hareket yapan, MHP’yi MHP yapan ruhla alakası olmayan siyaset geliştirdiğiniz zaman MHP’yi milletin gönlünde erozyona uğratırsınız. Şu anda öyle mi? Seçim sonuçları bunu göstermiyor mu? Konserleri iktidarın yanlış politikalarıyla ilişkilendiriyorsunuz; ama MHP genel merkezi gazetelere yansıyanlara göre konser vereceğiniz yerlerde il teşkilatlarına, Ülkü Ocaklarına baskı yapıp engelleme çıkarıyormuş. İstanbul’daki konserde bizzat şahit oldum. Merak ettiğim şu. MHP Genel Merkezi bir ozandan niye korkuyor? Saklamaya gerek yok. Konser için gittiğimiz her yerde bu tip gayret gördük. MHP ozandan korkmaz. Partinin genel merkezinde hasbelkader sandalye sahibi olmuş bir avuç zavallı benden korkuyor. Herkes sahip olduğu yeri kaybetmeme adına bir çaba içinde. Benim yaptığım ülkücülerin yeniden birbirini kucaklaması. Ama birileri bizim sohbetimizi bahane ederek geçmişini, eski heyecanını hatırlama adına buluşan insanlardan korkuyor. Bunun sebebi olarak da beni görmelerindendir nefretleri. Genel merkez verdiğiniz konserleri parti içi muhalefetin sesi olarak algılamış olamaz mı? Herhangi biri adına siyaset yapmak isteyen, genel başkanlık yarışı içine girenlerin adamı olarak sahnede değilim. Hareketin çürümüşlükten kurtulmasını istiyorum. Belki de çürümüş dediğim yapıda kıymetli arkadaşlarımız vardır, onların da önünün açılması şart. Gerçek çöküş oy kaybetmek değildir. Gelişme gösteren ruhların önüne engel çekmektir. Böylesine gelişmeye müsait bir hareketin önüne sandalyelerini bırakmama adına bir engel çekiş görüyorum. Sizin bu duygusal yönünüzün birilerince kullanılıyor olma ihtimalini hiç düşünmediniz mi? Hayır. Erik yemiyorum ki karnım ağrısın. Kimse de beni kendine şeyapmasın. Bu tip gayretler ülkücülüğü Ahmetçi Mehmetçi yapar. Ben vatandaştan aldığımı naklediyorum. Davanın ozanısınız ve siyasi hedefiniz yok. Sadece ozan olsanız herkes sizi sever. Ama İstanbul’daki konserinize gelen bazı ülkücüler, siz içerde konser verirken dışarda “Liderimiz erkekliğinin zekatını verse senin sülalene yeter” pankartı açtı. Neyi paylaşamıyorsunuz ki aranızdaki kavgada kullanılan üslup edep sınırlarını dahi aşabiliyor? O pankarttan hicap duyuyorum. Lafın kötüsünü söylemişler, iyisini bana bırakmışlar. Tek cümlelik cevabı var; fakat bunu söylemekten hicap duyarım. Öyle teknik ispatı varsa bu Ozan Arif’e değil; Bülent Ecevit’ten geçtim Rahşan’a yapılmalıydı. Oraya gelen çocuklarımızın birilerinin erkekliğini ispatlamak için taşeron olarak kullanılması utanç verici. Ülkücüyüm diyorsunuz, MHP’li olduğunuzu söylüyorsunuz. Ama ülkücülerin efsanesi olan bir Ozan olarak konserlerinizde partinin genel başkanına ait en küçük bir ize rastlamıyoruz. Ülkücü gelenekte genel başkanı yok saymak var mıdır? Organizasyonu partinin il teşkilatı yapsa sualiniz normal olurdu. Ülkü Ocakları düzenlese onlara bile bu soru sorulmaz. Dolayısıyla işi yapanlara niye buraya bilmem kimin resmini asmadınız diyemem ki? İstanbul’daki konserinizde partinin genel başkanının fotoğrafı yok; ama parti bayrakları çoktu. Bayrağı var başkanı yok tuhaf değil mi? Onu da vatandaş getiriyor. Eğer üç hilalli bayrağı getirip birilerininkini getirmiyorlarsa gitsinler vatandaştan bunun sebebini öğrensinler. Ozan Arif AB, başörtüsü, Kürt sorunu gibi genel konularda Devlet Bahçeli’den farklı ne düşünüyor? Biz beraber bir şey düşünmüyoruz ki, ayrı ne düşünüyorsunuz diyorsunuz. Sayın Bahçeli ile hiçbir ortak yanım yok. Ortak yönünüz olacak lider kim? Bahçeli’nin yerine hangi özelliklere sahip biri gelmeli? Lider mider lafını herkese kullanmam. Karizmatik lider devri Türkeş’le birlikte kapandı. Artık lider kadro devri başladı. Aynı sevdaya inanmış, özümsemiş, meseleleri iyi kavramış, birbirinin eksiğini tamamlayan kadrolar siyasi partileri yönetmeli. Bu camiaya genel başkanlık yapacak kişi de tabanın yüreğine kulak verecek. Milletin kalbinde yükselip bir yere geldikten sonra gidip sistemin kucağına oturmak bu hareketin geleneğinde yok. Kim, nereden ne fısıldarsa fısıldasın bu böyledir. Röportaj: Osman İridağ Kaynak: Zaman Gazetesi