Önce İzmir'den, Öncü İzmir'e!
Bir dostuma ?Önce İzmir Hareketi? yerel bir
devrim hareketinin ilk siyasal ve sosyolojik örneği olacak
demiştim, ama açıkçası bu kadar kısa sürede bu kadar mesafe
alacağını ummamıştım.
Her biri, Önce İzmir Hareketi'nin öncüsü kabul
edilen katılımcıların hızla arttığını, artık binlerle ifade
edildiğini görüyorum.
Eh, bu da öncülerden biri olarak beni çok mutlu ediyor dersem yalan
olmaz.
Peki ne oldu da Hepşenkal?ın başlattığı bu hareket
bu denli hızla mesafe aldı? Hareketin hızla büyümesinde ve gittikçe
ulusal basının da dikkatini çekmeye başlamasında etken neydi?
Nedeni basit! Önce İzmir Hareketi, merkezi
bürokrasiye ve siyasete karşı duyguların değil, aklın
başkaldırısıdır. Ayrıca başlaması gereken yerden başlamıştır,
içinde demokrasi ateşi hep yanan İzmir?den?
İzmirli'lerin, hareketin samimiyetine inanması ve
kaybettikleri zamanı telafi etme isteklerinden ayrıca bir faktör
olarak söylenebilir.
Bu hareketin desteklemek isteyen sponsorluğa kendiliğinden talip
olan değerli işadamlarını da kutluyorum. Ama
Hepşenkal, bu konuda harekete bir zarar gelmemesi
için inanılmaz seçici davranıyor ki, doğrusuda budur.
*****
Önce İzmir Hareketi'nin önümüzdeki günlerde
ülkenin gündemine geleceği söylenen Yerel Yönetimler
Reformu konusunda alternatif model ve öneriler
paketi üzerinde çalışıldığını biliyorum. Bu,
ÖİH?nin ?global düşünüp yerel
davranmak? felsefesine de uygundur.
Devletin yeniden yapılandırılması ve başkanlık sistemine geçilmesi
ile ilgili tartışmalar bile, köklü bir Yerel Yönetimler
Reformu yapılmadan bir anlam taşımamaktadır. Çünkü
merkezin bu kadar güçlü olduğu, özgürlüklerin ve ekonominin
iplerini elinde tuttuğu bir yapıda, başkanlar ancak
?Seçilmiş Kral? olurlar.
Diğer taraftan, Yerel Yönetimler Reformu?nun
vatandaşımıza güvenmeyen bir anlayışla, bir denetim mekanizması
olarak çıkarılması halinde mevcudu bile arayabileceğimiz merkezi
bir yapı ortaya çıkabilir.
İnanılmaz ama gerçek: Toplanan vergilerimizin %80?i merkezde, %15?i
illerimizde harcanmaktadır. Bu oran çağdaş, demokratik ülkelerde
aşağı yukarı yarı yarıyadır, hatta bir çoğunda harcamaların
%50?sinden fazlası yerel yönetimlerce yapılır.
Merkezi Bürokrasi ve siyasiler, vatandaşlarımızın iş takibi için
Ankara?ya gelmeleri nedeniyle kilitlendiklerinden,
çalışamadıklarından şikayet ederler? Ama ellerindeki yetki ve gücü
paylaşmaya da yanaşmazlar.
Üreten; vatandaş! Vergi veren, vatandaş! Askere giden,
vatandaş! Ama aynı vatandaşın kendi yöresine yapılacak hizmetlerin
ve yatırımların hangi tercihlerle yapılması gerektiği hiç
sorulmamaktadır? Cahil ya...
Ayrıca, Yerel Yönetimlerin güçlenmesi yolsuzlukların da bizzat
halkımız tarafından doğrudan denetlenmesini sağlayacaktır. Çünkü en
doğru denetim; verdiği vergilerin çoğunu kendi yöresinde harcama
yetkisi olan halkımız tarafından yapılabilir.
Sözün özü; Yerel Yönetimler ile ilgili olarak ortaya
konulacak duruş ve alternatif projeler Önce İzmir Hareketi'nin,
Öncü İzmir Hareketi'ne dönüşmesinin habercisi olacaktır.
İlgililerine duyurulur.