BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Mısırlı firavun yeniden yaratıldı

Mısırbilimciler,inanılmaz bir olaya imza attı. Çocuk firavun Tutankhamun’u mezarından çıkararak yüzünü bilgisayarda canlandırdı.

Abone ol

Mısırbilimciler, çocuk firavun Tutankhamun’u mezarından çıkararak yüzünü bilgisayarda canlandırdı. Tutankhamun mumyasının öyküsü National Geographic Türkiye Haziran sayısında.

PazartesiNational Geographic Türkiye - Kral Tutankhamun, Krallar Vadisi olarak bilinen eski Mısır kraliyet mezarlığındaki istirahatgâhından çıkarılırken, öfkeli bir rüzgâr, hayaleti andıran toz bulutları kaldırdı. Gün boyu çöl semalarında koşuşturan koyu bulutlar, o anda gri bir perdeyle yıldızları örtüyordu. Mısır’ın çocuk kralı, mezarının 1922’de keşfedilmesinden bu yana ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Ve bugün CT (Computerized Tomography) taramaları aracılığıyla firavunun yaşam ve ölümündeki sırlar açığa çıkıyor.

Tarih 5 Ocak 2005, saat 18.00. Dünyanın en ünlü mumyası, birkaç saniye içinde, 3 bin 300 yılı aşkın bir süre önce yaşamını yitirmiş bu genç kralın ölümüne ilişkin sırların çözülmesi için bilgisayarlı tomografi (CT) cihazına girecekti.

Dünyanın dört bir yanından gelen turistler öğle sonrasında kuyruklar oluşturmuş, yerin yaklaşık 8 metre altındaki kayaya oyma mezara inmiş ve mezar odasındaki duvar resimleri ile mumya biçimli dış sanduka kapağının en çarpıcı yanını, kralın yaldızlı yüzünü, incelemişti.

Haberin tam metni National Geographic Türkiye Haziran sayısında.


SOL YANAKTA YARA İZİ
Akşam karanlığı çöküp vadi ziyarete kapandığında ise Mısırbilimciler işçilerle birlikte çalışmaya başladı. Mezara temiz hava pompalanırken çıkan gürültüyü bastırmak amacıyla bağırarak verilen talimatlar eşliğinde sanduka kapağının baş ve ayak uçlarına hızla ipler bağladılar ve çocuk kralı lahdin içinden çıkardılar.
İplerin yeniden sabitlenmesi için verilen kısa aranın ardından ahşaptan yapılmış sade görünümlü bir kutuyu yavaş yavaş yukarı çektiler. İçinde, pamuk tabakaları ve yılların soldurduğu muslinden oluşan bir yatağın üzerinde, Kral Tutankhamun’un kalıntıları yatıyordu: sol yanak bölgesinde bir yara izi taşıyan huzurlu bir yüz, kalın bir göğüs kafesi, kol ve bacak kemikleri, gömü ritüelinde üzerine dökülen reçineden kararmış durumdaydı.


BRONZ USTURA, KETEN İÇ ÇAMAŞIR VE ŞARAP
Mısır Eski Eserler Yüksek Kurulu Genel Sekreteri Zahi Hawass, ilk kez mumyanın üzerine doğru eğilirken, “1920’lerde Carter’ın yaptıkları nedeniyle çok kötü durumda” dedi. Howard Carter, 1922’de, uzun arayışlardan sonra Tutankhamun’un mezarını keşfeden İngiliz arkeologdu. Eski dönemlerde yağma edilmiş olmasına karşın mezarın içindekiler şaşılacak derecede eksiksizdi; keşfedilmiş en zengin kraliyet toplu buluntuları olma özelliğini koruyor.

Altından yapılmış olan ve sonsuz parıltılarıyla yeniden doğuşu garanti altına almaları beklenen göz alıcı eserler mezar ilk keşfedildiğinde büyük sansasyona yol açmıştı. Bugün de en büyük ilgiyi yine onlar çekiyor. Ancak Tutankhamun ile birlikte gömülenler arasında masa oyunları, bronz bir ustura, ketenden yapılma iç çamaşırları ve kasalarca yiyecek ve şarap gibi öte dünyada yanında isteyebileceği günlük eşyalar da vardı.




MUMYA BAHAR AYLARINDA GÖMÜLMÜŞ
Carter, firavunun mezar hazinelerinin büyük bir özenle aylar süren kaydının tutulmasının ardından, iç içe yerleştirilmiş üç sandukasını incelemeye başladı. İlkini açtığında söğüt, zeytin ve lotus çiçeği yaprakları ile peygamberçiçeklerinden çelenklerle bezenmiş bir kefen çıktı ortaya. Ve tüm bu sayılanlar, Mart ya da Nisan ayında gömülmüş olduğunun solmuş kanıtlarıydı.

Sonunda mumyaya ulaştığındaysa, bir sorunla karşılaştı. Ritüelde kullanılan reçine sertleşmiş, Tutankhamun’u som altından yapılmış tabutun zeminine yapıştırmıştı. Carter daha sonra, “Ne kadar güç uygularsak uygulayalım yerinden oynatamadık,” diye yazacaktı. “Peki ne yapılmalıydı?”

Kaynak: