BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Merkez Bankası bir vesayet kurumu değildir

MB Başkanı Erdem Başçı, Merkez Bankası’nın herkesten emir alan bir kurum olmadığını belirterek, "Zor ve karışık bir iş var. Faizi artırmak ...

Abone ol

MB Başkanı Erdem Başçı, Merkez Bankası’nın herkesten emir alan bir kurum olmadığını belirterek, "Zor ve karışık bir iş var. Faizi artırmak hükümet için kolay olmayabilir. Gerektiğinde artırmak gerekebilir. Merkez Bankası bir vesayet kurumu değildir" dedi.
Merkez Bankası ve Dünya gazetesi işbirliği ile Konya Ticaret Odası Konferans Salonu’nda "Ekonomik Görünüm ve Para Politikaları" konulu bir sonum yapan Erdem Başçı, büyümeyle ilgili bilgiler verdi. En son açıklanan verilere bakıldığında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın büyüme hızının yüzde 4’e yakın seyrettiğini kaydeden Başçı, “Bu birinci çeyrekte de böyle devam etti. 4,3’lük bir yıllık büyüme söz konusu oldu. Dolayısıyla aslında ekonomi cephesine baktığımızda, ekonomi tarafına baktığımızda genel olarak dünyanın mevcut hali göz önünde bulundurulduğunda, genel olarak işler iyi diyebiliriz. İlk olarak büyüme tarafına baktığımızda dünyayla başlamamız lazım. Dünyada büyüme oranları nasıl diye sorduğumuzda, küresel finans krizi olan 2008-2009 döneminden önceki büyüme hızına baktığınızda, gerçekten hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızları son derece yüksekti. Çin, çift haneli hızla büyürken, gelişmekte olan ülkeler yüzde 8 civarında büyürlerdi ve gelişmiş ülkelerde yüzde 3 civarında büyürlerdi. Bu küresel krizden önce. Tabi küresel kriz çok ciddi bir etki yaptı. Büyüme üzerine ve daha sonra toparlanmaya bırakıyoruz. Toparlanmadan sonra şu anda ulaştığımız nokta gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme yüzde 4’e doğru yaklaşıyor. Bunların içerisinde Çin en hızlı büyüyor. O da yüzde 7’ye doğru yaklaşıyor. Bu da Türkiye’nin yüzde 4’lük büyüme trendine bu bağlamda değerlendirdiğimiz zaman aslında hiç de fena bir noktada olmadığımız gözleniyor” şeklinde konuştu.

"DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELECEK SORUSUNU KENDİMİZE SORMALIYIZ"
Asya ülkelerinin yaptığı yatırımlardan örnekler veren Başçı, “100 liralık gelire karşı neredeyse 45-50 liralık yatırımı Çin yapıyor. Keza Hindistan’da ve Endonezya’da yüzde 30’un üzerinde yatırım oranları var. Tayland’da, Kore’de, Malezya’da, Çin’de, hatta Rusya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, Meksika’da yatırım oranları Türkiye’dekinin biraz üzerinde. Biz de daha çok yatırım yapsak büyüme açısından iyi olmaz mıydı? Kesinlikle daha iyi olurdu. Peki, yapabilir miyiz? Soru şu; bunun kaynağı nereden gelecek? Bu yatırımlar kim tarafından finanse edilecek? Türkiye’deki bizim hane halkımızın tasarruflarıyla mı finanse edilecek? Yurt dışından borçlanarak mı finanse edilecek? Doğrudan yatırımlarla mı finanse edilecek? Yoksa Merkez Bankası para basarak bunu finanse mi edecek? Bu sorunun cevabını vermeden biz bu analizi tamamlayamayız, bu analizi eksik kılar. Değirmenin suyu nereden gelecek sorusunu kendimize sormalıyız. Ondan sonra tekrar tartışmaya başlayabiliriz. Ondan sonra para politikası nasıl şekillenmeli konusunu tartışabiliriz” diye konuştu.

“YÜZDE 5’İ GÖRMEDEN RAHAT ETMEM”
Türkiye ekonomisi enflasyonu düşürme sürecinde olduğunu belirten Başçı, “Henüz biz yüzde 6,2’nin altında bir yılsonu enflasyonu görmedik. Son 44 yılın en düşük yıl sonu enflasyonu yüzde 6,2’dir. 2012 yılında oldu bu. Dolayısıyla bizim bundan sonraki hedefimiz 6,2’nin de altında ve 5’e yakın enflasyonu bu yıl değil ama gelecek yıl mutlaka sağlamak bu da benim görev süremdeki son yıl sonu olacak. o son yıl sonunda da ben 5’i görmeden rahat etmem. 2015 yılı Türkiye için çok önemli bir yıl. 2015 yılında Türkiye G2O dönem başkanlığını alacak. İstanbul’da yapılacak o toplantıda benim enflasyonu 5’e indiriyoruz arkadaşlar bu da son 46 yılın Türkiye’nin en düşük enflasyonudur. Diyebilmem gerekiyor. İnşallah bunu yapabilecek imkanımız var” dedi.

“MB, VESAYET KURUMU DEĞİLDİR”
Merkez bankasının herkesten emir alan bir kurum olmadığına dikkat çeken Başçı, Merkez Bankası’nın bir acente işlevi olduğunu aktararak, “Zor ve karışık bir iş var. Faizi artırmak hükümet için kolay olmayabilir. Gerektiğinde artırmak gerekebilir. Dövize müdahale etmek her zaman tartışmalı bir konudur. Hükümetin bunu yapması zor olabilir. ‘Bu işi ben teknik bir kurum olan Merkez Bankasına havale edeyim, o benim vekilim olsun. Bakalım başarabiliyor mu, başaramıyorsa kendisi sorumludur’ der ve bağımsızlık bundan ibarettir. Dolayısıyla merkez bankası bir vesayet kurumu değildir. Bir vasi değildir. Teknik bir kurumdur. Siyasetin dışındadır ve şeffaftır. Enflasyon ölçülür, hedef bellidir. Tutturdun mu tutturamadın mı, dönem sonunda 5 yılın sonunda bakarsınız başkan başarılı mı başarısız mı belli olur. Neden 5 yıl çünkü para aktarım mekanizması gecikmeli çalışır. Bugün aldığınız bir karar bir buçuk iki yıl sonra, üç yıl sonra etkisini gösterir. O yüzden sabır gerektirir” diye konuştu.

"GÖREVDEN ALINAN YÖNETİCİLER, GÖREVDEN AFLARINI İSTEDİLER”
Merkez Bankası Başkanı Başçı, geçen hafta görevden alınan kişilerle ilgili de yaptığı açıklamada, “Bu arkadaşlarımızdan 5 tanesi, açık bir şekilde söyleyeyim, kendileri aşırı yorgunluk ve morallerinde bir miktar bozulma olduğu gerekçesiyle bana geldiler ve hatta bir kısmı bunlardan yazılı olarak idari görevden aflarını rica ettiler. 2 tanesi yurt dışı temsilciliklerine gitmeye hazır olduklarını ifade ettiler. 1 tanesinde de biz motivasyon bozukluğunu kendimiz tespit ettik. Bu bizzat benim kendimin bu kişilerle görüşmemiz ve banka meclisimize bu konuyu aktarmamız sonucundaki bankamızın aldığı bir karardır. Çok değerli arkadaşlardır her birisi de. Basın isimlerinin bu şekilde çıkmasından son derece üzgündürler. Biz de üzgünüz ve dolayısıyla işin doğrusunu burada anlatmak gerekir. Bizim arzumuz, isteğimiz, tercihimiz odur ki, Merkez Bankası’nın bu tür iç işleri işinde kendimiz iç iletişimimizi yapalım. Banka içinde bunu duyuruyoruz tabi. Ama çok da kamuoyu önünde tartışılması bence sağlıklı, doğru değil. Her seferinde bu tür mikro işlerin fazla bizce cevaplanması doğru değil. Ama şu anda gerçekten bir cevaplanma ihtiyacı vardı. Burada kesinlikle Merkez Bankası bunu kendisi değerlendirmiştir ve en doğru kararı almaya gayret etmiştir. Hem de o arkadaşlarımızın bankamıza olan katkıları devam edecek. Ama bir süre daha hafif bir iş yüküyle gene bankaya ilgili alanlarda katkı yapmaya devam edecekler” ifadelerini kullandı.
(İHA)