BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Meclis, Hz. İsa'yı arıyor!

Devir için de yasalara göre ya o kişilerin ya da mirasçılarının gelmesi lazım. Yani Meclis Hz İsa'yı arıyor!

Abone ol

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Türkiye'deki dinsel azınlıkların sorunlarıyla ilgili olarak başlattığı çalışma kapsamında, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı temsilcilerinin görüşüne başvurdu. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bugün Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış başkanlığında toplandı. Toplantıda ilginç ve trajikomik bir olay da yaşandı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bugün bir toplantı yaptı. Toplantıda alınan bilgilere göre Türkiye'deki dinsel azınlıkların sorunlarıyla ilgili olarak başlattığı çalışma kapsamında, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı temsilcilerinin görüşüne başvurdu. Alınan bilgiye göre, görüşüne başvurulan temsilciler Lozan Anlaşması'na göre azınlık sayılan Ermeni ve Musevilerin ibadetlerini yerine getirmede sıkıntı yaşamadıklarını, ancak Fener Rum Patriği Bartholemeos'un din adamı ihtiyaçlarının karşılanması için Heybeliada Ruhban Okulunu'nun yeniden açılması konusunda lobi faaliyeti yaptığına işaret ettiler. Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması isteğine karşılık, ilahiyat fakülteleri bünyesinde eğitim verilmesi önerisine cemaat temsilcilerinin sıcak bakmadığı kaydedildi. Azınlıkların isteklerinin 'karşılıklılık' esasına göre değerlendirildiğine dikkat çekilirken, Süryaniler konusundaki sıkıntının ise ''MİT ve MGK'nın bunları azınlık olarak tanımamasından kaynaklandığı'' ifade edildi. VATİKAN NE İSTİYOR? Vatikan'ın, diğer ülkelerde olduğu gibi ''Türkiye'de Katoliklere ait gayrımenkullerin Vatikan'a ait sayılması'' için sözleşme yapmak istediği, bunun Türkiye tarafından kabul edilmediği bildirildi. Türkiye'de protestanların cemaat oluşturacak sayıda olmadığı, misyonerlik faaliyetlerinin en çok bunlar tarafından yapıldığı kaydedildi. Türkiye'ye gelip yerleşen yabancıların ibadetlerini yerine getiremedikleri konusundaki şikayetlerin AB uyum paketleri kapsamında giderildiği, imar mevzuatına aykırı olmamak kaydıyla ibadethane açma başvurularına izin verildiği hatırlatıldı. Toplantıda, azınlık vakıfları hakkında da bilgi verildi. Türkiye'de 161 azınlık vakfı bulunduğu, bunların mülk edinmedeki sorunlarının giderilmesi amacıyla AB uyum paketlerinde düzenlemeye gidildiğine işaret edildi. HZ. İSA'DAN BELGE İSTEMİ Vakıfların mülk edinmesine ilişkin ilginç bir örnek de anlatıldı. Türkiye'deki yasalar gereği vakıf mülklerinin kişinin üzerine olduğu hatırlatıldı ve geçimişte kurulan Hz. İsa ve Hz. Meryem isimli azınlık vakıflarından 'kişinin kendini ispat etmesi' istendi. Bu anektod komisyon üyeleri arasında gülüşmelere yolaçtı. TBMM İnsan Hakları Komisyonu zor durumda... Çünkü Azınlık Vakıfları, gayrimenkullerini tescil ettirmek istiyor. Bu mallar ‘‘İsa'nın Evi’’, ‘‘Meryem'in Evi’’ gibi isimllerle kayıtlı. Devir için de ya o kişilerin ya da mirasçılarının gelmesi lazım... Azınlık vakıfları, gayrimenkullerini adlarına tescil ettirmeye çalışınca, tapu kayıtlarındaki ilginç engellerle karşılaştılar. Özellikle Osmanlı döneminde kurulan vakıfların bugünkü temsilcileri, tapuya gittiklerinde bu malların, ‘‘İsa'nın Evi’’, ‘‘Meryem'in Evi’’, ‘‘Aziz Nicholas'ın evi’’ olarak kayıt altına alındığını gördüler. TBMM İnsan Hakları Komisyonu dün azınlık vakıflarının sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tartışmak üzere toplandı. Komisyona katılan Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı temsilcileri, vakıfların karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak bilgi verdiler. Azınlık vakıflarının taleplerinin başında, gayrimenkullerinin tescilinin yapılmasının geldiği biliniyor. Bu amaçla 7. Uyum Paketi'yle vakıfların gayrimenkullerine sahip çıkmaları olanağı sağlanmıştı. Bürokratların verdiği bilgiye göre, bu konuda şu gelişmeler yaşanıyor: İSME KAYITLI Azınlık vakıflarının büyük kısmı hükmi şahsiyete ait olsa da bir kısmı kişi ismine kayıtlı. Osmanlı zamanında kurulan vakıflar, mal varlıklarını hastane, okul, ibadethane olarak kayda geçirmişler. BİLDİRİLMEMİŞ 1974'de Türk Hükümeti, bu vakıflara, mallarının kayıtlarını bildirmelerini ve bunların kendilerine verileceğini ilan etmiş. Büyük kısmı mallarını bildirmiş. Ancak bazı vakıflar, isme kayıtlı olan ve vakıf tarafından kullanılan malları, ‘‘Elimizden alabilirler’’ korkusuyla bildirmemişler. İSTENDİ AMA Yeni uyum yasasıyla birlikte bu isme kayıtlı olanların vakıf malı olması için başvuruda bulunuyorlar. Bu malların tapu kayıtları incelendiğinde, ‘‘İsa'nın Evi’’, ‘‘Meryem'in Evi’’, ‘‘Aziz Nicholas'ın Evi’’ olarak yazıldıkları görülüyor. Bizim sistemimize göre kişi mallarının devri için o kişinin ya da mirasçılarının imzası gerekiyor. İşler burada düğümleniyor.