BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Mark Almanların gözünde tütüyor

Almanlar eski para birimleri Deutschmark'ı özlemle anıyor ve soruyor: Euro bölgesi ikiye bölünsün mü?

Abone ol

Almanya'da Noel tezgahlarında hala mark kabul ediliyor

Almanlar uzunca bir zamandır eski para birimlerine özlem duyuyor.

Yaklaşan Noel için hediyelik eşyalar satan pazarlarda dolaştığınızda, bazı tezgahlarda Alman Markının kabul edildiğini görüyorsunuz.

Örneğin meşhur Alman sosisi "bratwurst"leri Alman Markı vererek satın alabiliyorsunuz, dükkan sahibi parayı sizden gülümseyerek alıyor, çünkü sonra bankada Almanya'nın mevcut para birimi, Euro ile değiştirebiliyor.

Ama Alman Markı'na duyulan özlem artarken, Euro'ya duyulan güvensizlik de büyüyor.

Euro'ya bakış, ciddi kriz yaşayan Yunanistan ve İrlanda ekonomilerini kurtarma paketleri sonrası bir hayli sarsıldı.

Birden bire asla düşünülmeyen şeyler akla gelmeye ve konuşulmaya başlandı.

Bir zamanlar Euro’nun Berlin'in başlıca sembollerinden Brandenburg kapısı gibi yerinden oynatılamayacağı düşünülürdü.

Şimdi ise Alman toplumunda Euro’nun geleceğine yönelik tartışmalar, giderek artar oldu.

Kurtarma paketleri öncesinde 16 ülkenin ortak para birimi Euro'yu kullanmaktan vazgeçmesi, siyasetin dış cephelerinde tartışılıyordu.

Şimdi ise bu konu Almanya'nın önde gelen şirketlerinin başındaki çevrelerin gündeminde.

Beş yıl boyunca Alman Sanayi Federasyonu başkanlığını üstlenen Hans-Olaf Henkel, BBC'ye yaptığı açıklamada, Euro’nun "bilhassa Almanya gibi kuzey Avrupa ülkelerinden Avrupa'nın güneyine, özellikle Yunanistan ve belki Portekiz gibi ülkelere nakledilen bir yapıya bürünebileceği" uyarısında bulundu.

Henkel'e göre bunu önlemek için Euro’nun ikiye bölünmesi şart, Kuzey Avrupa'ya ve daha zayıf olan Güney Avrupa'ya özel Euro uygulanmalı. Fransa, güney bölgesinde kalmalı.

Henkel, "Bu herhalde Avrupalı vergi mükelleflerinin sırtındaki dev yükten kaçınmanın tek yolu. Kuzey ülkeleri genellikle enflasyondan hoşlanmayan ülkeler. Bütçe açısından daha sıkı bir disiplin içindeler. Güneydekiler ise enflasyonun yüksek olmasına ve daha gevşek bütçe disiplinine alışık" diye konuştu.

Alman şirket yöneticisi, bu yapılmadığı takdirde Euro bölgesini ayakta tutabilmek için kuzeyden güneye para aktarılmaya devam edeceğini düşünüyor.

'Euro'yu bölmek'

Almanya Başbakanı Angela Merkel, durumun ciddiyetini kabul etmekle beraber Euro’nun var olmaya devam etmesinin de önemli olduğunu savunuyor.

Bununla beraber Euro karşıtı hareket, güç kazanmaya başlamış durumda.

Bir çok Alman, siyasetçilerin Euro'ya geçildiği sırada verdikleri sözleri tutamadıkları görüşünde.

Berlin'deki Ekonomi ve Siyaset Vakfı'ndan Daniela Schwarzer, "Almanya'da ekonomi politikalarının gidişatında bir önemli oyuncu vardı; o da Alman Merkez Bankası Bundesbank'tı. İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman ekonomisinin başarıya ulaşmasını garanti altına alan bu kurumdu. Almanya kendi para biriminden feragat ettiğinde, halka yapılan siyasi açıklama, Euro’nun aynı şekilde istikrarlı olacağı şeklindeydi. Ancak mevcut durum aynı şeyi göstermiyor" diyor.

Bild dergisinin siyaset editörü Nikolaus Blome ise BBC'ye yaptığı açıklamada "Sanırım Almanya, Euro konusunda hala fikir birliği içinde ama Euro'ya gösterilen bu sadakat ve desteğin altında giderek büyüyen bir huzursuzluk var" dedi.

Blome, kriz yaşayabilecek başka ülkeleri kurtarmanın, maliyeti yüksek olacağı için imkansız bir hal alabileceğine dikkat çekiyor.

Blome'ye göre Euro bölgesi içinde başka ülkeler başarısız olur, kurtarma paketleri yığılırsa o zaman Euro’nun mevcut şekline son verilmesi yolundaki yüksek sesleri bastırmak bir aşamadan sonra mümkün olmayabilir.

Bunun kuşkusuz siyasi sonuçları olacaktır.

Doğru ya da yanlış, Euro Avrupa'yı birleştirmeye yönelik daha geniş bir proje kapsamında, İkinci Dünya Savaşı zemininde ve Almanya'nın Avrupa'nın geri kalanıyla bütünleşmesi ihtiyacı çerçevesinde benimsenmişti.

Peki, 16 ülkenin dahil olduğu ortak para biriminden kopmuş bir Almanya, eskiden olduğu gibi bu yapının parçası olmaya devam edebilir mi?

İşte bu sorunun yanıtını kimse bilmiyor.