BIST 11.007
DOLAR 42,53
EURO 49,56
ALTIN 5.746,23

Liderlik, Milletin Emridir

Devletin Bekası, Liderin Kararlılığıyla Anlam Bulur. Zaman Yorulmak Zamanı Değil, Koşmak Zamanıdır.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” sözü, Türk siyasetinin sularını aniden dalgalandırdı. Bu sözler, siyasetin üst düzey aktörleri tarafından farklı şekillerde yorumlandı. Bu açıklamaya en net, en tutarlı ve en yerli-milli cevap Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’den geldi.

Sayın Bahçeli, yayımladığı yazılı açıklamayla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir destek mesajı verdi.
“Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir.”

Erdoğan’sız Bir Yüzyıl mı?

Bahçeli’nin bu çıkışı, salt bir siyasi ittifak dayanışmasının ötesinde bir anlam taşıyor. Mesele, yalnızca bir “adaylık” değil; milletin mukadderatını taşıyacak iradenin sürekliliğidir. Bugün Türkiye, içerde ve dışarda kıskaca alınmak istenen bir milletin adıysa, onun yürüyüşünü yönetecek liderlik de sıradan biriyle mümkün olamaz.

Sayın Erdoğan'ın 20 yıllık siyasi cesareti ve liderliği bir tercihten öte, bir tarihî zarurettir.

Erdoğan’ın liderliği, milletin istikametidir; bu istikamet kaybolursa yönsüzlük başlar, kaos başlar. O nedenle Erdoğan’ın liderliği tarihsel mecburiyettir. Fedakarlıktır…

Devletin sürekliliği, milletin birliği ve bayrağın ebedî dalgalanışı için istikrarlı, kararlı ve karizmatik bir liderliğe ihtiyaç vardır.

Devlet Bahçeli Ne Diyor?

Sayın Bahçeli’nin şu cümlesi, meseleyi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
“Derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur.”

Bu sadece Sayın Erdoğan’a değil, aslında Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek tüm iradelere yöneltilmiş bir çağrıdır.

Liderlerin inanç dünyasında, liderlik bir hırs değil, bir fedakârlık makamıdır. Görev, emaneti yere düşürmemek; milletin duasını boşa çıkarmamaktır.

Türk toplumu, özellikle kriz dönemlerinde lider arayışına girer. Bu tarih boyunca böyle olmuştur. Osman Gazi’den Atatürk’e, Alparslan Türkeş’ten Recep Tayyip Erdoğan’a kadar pek çok dönemde milletin önüne çıkan liderler, sadece yöneten değil; yön gösteren olmuştur.

Bugün Sayın Erdoğan’ın liderliğine dair verilen her destek, aslında milletin sosyolojik ihtiyaçlarına bir cevaptır. Halk; tereddütsüz, kararlı, devleti bilen ve var olan lideriyle ilerlemek istiyor. Sayın Bahçeli bu durumu doğru okuyarak, sadece bir ittifak ortağı gibi değil, Türk milliyetçiliğinin tecrübeli bir rehberi gibi konuşmuştur.

Sayın Bahçeli’nin durduğu yer, devlet aklının ve millet vicdanının kesiştiği noktadır.

Sayın Erdoğan’ın yeniden aday olması gerektiğini dile getirmesi, bir parti stratejisinden çok bir tarihsel sorumluluğun gereğidir.

Sayın Erdoğan’ın bu tecrübe ve ileri devlet aklıyla vazgeçme lüksü yoktur.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Benim derdim yok” sözleri, belki yorgunluk, belki tevazu, belki de taktiksel bir manevraydı. Ancak bu millet, liderinden yorulsa da yol yürümeyi bekler. Sayın Bahçeli, ahde vefa ve millet iradesine sadakati samimiyetle göstermiştir.

Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan’a seslenirken aslında millete tercüman oluyor: “Yorulma değil, yürüme zamanıdır.” Diyerek.